Ekonomi-Piyasalar

2026 Asgari Ücret Kararına Ateş Püskürdü: Haramilerin İktidarı!

2026 asgari ücret zammı sonrası Sol Parti'nin sert tepkisi gündemde. Asgari ücret açlık sınırı altında kalırken, yoksulluk sınırı ve sefalet ücreti tartışmaları alevlendi. Emekçiler yoksulluğa mı mahkum ediliyor? Çarpıcı ifadeler ve geçim krizi detayları şok ediyor.

Ekonomik baskıların her geçen gün arttığı bir ortamda, milyonlarca çalışanın umudu yıl sonu ücret ayarlamalarına bağlanıyor. Hayat pahalılığı, gıda fiyatlarındaki yükseliş ve temel ihtiyaçlardaki artış, aile bütçelerini altüst ederken, belirlenen rakamların gerçekçi olup olmadığı geniş kesimlerde hayal kırıklığı yaratıyor.

Sol Parti, 2026 için net **28 bin 75 TL** olarak açıklanan asgari ücrete yönelik çok sert bir tepki gösterdi. Açıklamada, bu ücretin açlık sınırının altında bırakıldığı vurgulanarak, "Bir avuç haraminin iktidarı, milyonları yoksulluğa ve açlığa mahkum ediyor" ifadeleri kullanıldı. Bu düzenin kabul edilemez olduğu belirtilerek, emeğin isyanının birlikte büyütülmesi çağrısı yapıldı.

Kasım 2025 verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı **29 bin 828 TL** seviyesindeyken, yeni ücret bu sınırın altında kaldı. Yoksulluk sınırı ise **97 bin 159 TL** civarına ulaşmış durumda. Brüt asgari ücret **33 bin 30 TL** olarak belirlenirken, yüzde 27'lik artışın enflasyon karşısında yetersiz kaldığı eleştirisi öne çıkıyor.

Sol Parti'nin açıklamasında, sömürü düzeninin temsilcisi tek adam rejimi altında ülkenin ucuz iş gücü deposuna dönüştürüldüğü savunuldu. Emekçiler için modern bir köle pazarı yaratılmak istendiği belirtilerek, bu tablonun emekçilerin hak ettiklerinden çok uzak olduğu vurgulandı.

Bu karar, yalnızca bireysel ücretleri değil, aile geçimini de doğrudan etkiliyor. Kalabalık haneler, çocuklu aileler ve tek gelirli evler en fazla zorlanan gruplar arasında yer alıyor. Gıda, barınma, eğitim ve sağlık giderlerindeki hızlı artış, reel alım gücünü daha da eritiyor.

Tepkilerde, ücret belirleme sürecinin emekçi temsilcilerini dışlaması da öne çıkan bir nokta. Tek taraflı kararların, adil bir pazarlık ortamı yaratmadığı ve uluslararası normlara uymadığı görüşü yaygın.

Sol Parti, bu ücretin milyonları açlık ve yoksullukla baş başa bıraktığını belirterek, mevcut düzenin emek karşıtı politikalarını sertçe eleştirdi. Haramilerin iktidarı ifadesi, ekonomik eşitsizliğin derinliğini ve sermaye odaklı yaklaşımları hedef alıyor.

Enflasyon hedefleri karşısında işçilerin korunmaması, uzun vadeli bir sorun olarak duruyor. Geçmiş yıllara kıyasla büyümeden pay alamama durumu, toplumsal adaletsizliği artırıyor.

Bu tepki, emek örgütleri ve siyasi partiler arasında ortak bir rahatsızlığı yansıtıyor. Asgari ücretin insanca yaşamı sağlamaktan uzak olması, geçim mücadelesini daha da zorlaştırıyor.

Açlık sınırının altında kalan bir ücretin, tarihsel bir kırılma noktası olduğu vurgulanıyor. Emekçilerin günlük hayattaki zorlukları, bu kararın sahadaki yansımalarını gösteriyor.

Sol Parti'nin çağrısı, emeğin isyanını büyütmek üzerine kurulu. Bu düzenin değiştirilmesi için örgütlü mücadelenin önemi bir kez daha hatırlatılıyor.

Sonuç olarak, 2026 asgari ücret kararı Sol Parti gibi kesimlerden gelen ateşli tepkilerle gündemde kalmaya devam edecek. Yoksulluğa ve açlığa mahkumiyet iddiası, ekonomik politikaların emekçi odaklı olmadığını sorgulatıyor. Açlık ve yoksulluk sınırlarının gerisindeki ücret, milyonlarca hanede yeni yıl kaygılarını artırıyor.

Bu gelişmeler, ücret politikalarında köklü değişiklik taleplerini güçlendirebilir. Emekçilerin hakları için sesler daha da yükselerek, gelecek düzenlemeleri etkileyebilir.