Türkiye’nin en tartışmalı YouTube kanallarından biri olan Sarı Mikrofon, bir kez daha gündemin merkezinde. Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde çekilen bir sokak röportajı, sosyal medyada adeta bir bomba etkisi yarattı. Videoda yaşanan olaylar, sadece izleyicileri değil, emniyet güçlerini ve yargıyı da harekete geçirdi. Kanalın sahibi Özkan Bozkurt’un önce gözaltına alınıp serbest bırakılması, ardından yeniden tutuklanması, tartışmaları daha da alevlendirdi. Peki, bu skandalın ardında neler yatıyor? Sokak röportajı nasıl bir fırtına kopardı?

Sarı Mikrofon, sokak röportajlarıyla milyonların ilgisini çeken bir YouTube kanalı. Özkan Bozkurt’un enerjik sunumu ve cesur soruları, kanalı kısa sürede popüler yaptı. Ancak 26 Ağustos 2025 tarihinde yayınlanan bir video, her şeyi değiştirdi. “Türkiye’nin En Tehlikeli Mahallesi Kore Mahallesi’ne Girdik” başlıklı video, Çorlu’nun Kore Mahallesi’nde çekildi. Röportaj sırasında yaşanan olaylar, sosyal medyada hızla yayıldı ve kamuoyunda büyük bir infiale yol açtı. Videoda, bir gencin havaya tüfekle ateş açması ve bir başkasının tehditler savurması, izleyicileri şoke etti.

Kore Mahallesi, Çorlu’nun en renkli ve hareketli bölgelerinden biri olarak biliniyor. Ancak bu video, mahallenin “tehlikeli” bir yer olarak etiketlenmesiyle tartışmaları alevlendirdi. Videoda, röportaj sırasında bir kişinin pompalı tüfekle havaya ateş açtığı anlar net bir şekilde görülüyor. Bir başka genç ise kameraya bakarak, “Herkesin canını alacağım!” diyerek tehditler savurdu. Bu görüntüler, sosyal medyada kısa sürede viral oldu. Bazıları videoyu cesur bir gazetecilik örneği olarak görürken, bazıları ise mahallenin itibarının zedelendiğini savundu. Tartışmalar büyürken, emniyet güçleri hemen harekete geçti.

Olayın ardından, videoda tüfekle ateş açtığı görülen ve suça sürüklenen çocuk olarak tanımlanan G.B., aynı gün ailesinin evinde yapılan aramada ele geçirilen tüfekle birlikte gözaltına alındı. Ancak asıl dikkat çeken gelişme, röportajı yapan Sarı Mikrofon’un sahibi Özkan Bozkurt’un da 29 Ağustos’ta İstanbul’daki evinde gözaltına alınması oldu. Bozkurt, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla emniyete götürüldü. Gözaltı işlemi sırasında ters kelepçe takıldığı ve bu anların videoya kaydedildiği iddiaları, sosyal medyada yeni bir tartışma dalgası yarattı. Bozkurt’un taraftarları, bu durumu “özgür basına bir baskı” olarak nitelendirdi.

Özkan Bozkurt, 30 Ağustos’ta Çorlu 1. Sulh Ceza Hakimliği’nde verdiği ifadede, “Neden burada olduğumu bilmiyorum. Kaçma şüphem yoktur. Çağrıldığımda her zaman ifadeye gelirim,” dedi. Mahkeme, Bozkurt’u haftada iki gün karakolda imza atma şartıyla adli kontrol ve yurtdışı çıkış yasağıyla serbest bıraktı. Ancak bu karar, kamuoyunda tartışmaları dindirmek yerine daha da körükledi. Sosyal medyada, Bozkurt’un serbest bırakılmasına sevinenler kadar, videonun mahalleyi karaladığına inanan ve daha ağır bir ceza bekleyenler de vardı. Bir kullanıcı, “Sarı Mikrofon sadece gerçeği gösterdi, neden suçlu oluyor?” derken, bir başkası, “Bu video mahallemizi lekeledi, özür dilenmeli!” yorumunu yaptı.

Ancak hikaye burada bitmedi. Bozkurt’un serbest bırakılmasının üzerinden sadece dört gün geçmişti ki, 2 Eylül 2025 gecesi yeniden gözaltına alındığı haberi gündeme bomba gibi düştü. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla İstanbul’da gözaltına alınan Bozkurt, bu kez çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve Metris Cezaevi’ne gönderildi. Bu karar, sosyal medyada büyük bir yankı uyandırdı. Gazeteci İbrahim Haskoloğlu, Bozkurt’un tutuklandığını duyururken, “Sokak röportajında bir şahsın havaya ateş açtığı olayı çekip paylaşan Sarı Mikrofon’un sahibi Özkan Bozkurt ve Kanal Dünya’nın sahibi Serkan Adanır, tutuklanarak cezaevine gönderildi,” diyerek gelişmeyi takipçileriyle paylaştı. Bu paylaşım, binlerce etkileşim aldı.

Tutuklama kararının gerekçesi, kamuoyunda hala netlik kazanmış değil. Ancak iddialar, Bozkurt’un videonun içeriği ve yayılma biçimiyle ilgili olarak “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” veya “suç işlemeye teşvik” suçlamalarıyla karşı karşıya olduğu yönünde. Kore Mahallesi sakinleri, videonun mahallelerini “tehlikeli” olarak damgaladığını ve bu durumun hem sosyal hem de ekonomik açıdan zarar verdiğini savunuyor. Öte yandan, Bozkurt’un destekçileri, bu tutuklamanın ifade özgürlüğüne bir darbe olduğunu ve sokak röportajlarının gerçekleri ortaya çıkarmak için önemli bir araç olduğunu öne sürüyor.

Mahsun Kırmızıgül’den Medyaya Sert Rest
Mahsun Kırmızıgül’den Medyaya Sert Rest
İçeriği Görüntüle

Sarı Mikrofon’un çektiği videolar, genellikle sokakların nabzını tutmayı ve sıradan insanların sesini duyurmayı hedefliyor. Ancak bu kez, Kore Mahallesi’nde çekilen video, beklenmedik bir etki yarattı. Videoda tehditler savuran gençlerin görüntüleri, sadece mahalle sakinlerini değil, tüm Türkiye’yi rahatsız etti. Sosyal medyada, “Bu çocuklar nasıl bu hale geldi?” sorusu sıkça sorulurken, bazı kullanıcılar videonun “provokasyon” amaçlı olduğunu iddia etti. Ancak Bozkurt, daha önce yaptığı açıklamalarda, amacının sadece gerçeği göstermek olduğunu ve röportajların spontane geliştiğini belirtmişti.

Bu olay, Türkiye’de sokak röportajlarının gücünü ve aynı zamanda risklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Sarı Mikrofon gibi kanallar, sosyal medyanın yükselişiyle birlikte geleneksel medyanın yerini almaya başladı. Ancak bu özgürlük, beraberinde ciddi sorumluluklar da getiriyor. Videoda yaşanan olayların spontane mi yoksa kurgulanmış mı olduğu sorusu, hala yanıt bekliyor. Mahalle sakinlerinden bazıları, gençlerin röportaj sırasında “şov yapmak” için bu davranışları sergilediğini düşünüyor. Ancak bu, Bozkurt’un sorumluluğunu ortadan kaldırmadı.

Tutuklama kararının ardından, sosyal medyada #ÖzkanBozkurt ve #SarıMikrofon etiketleriyle binlerce paylaşım yapıldı. Taraftarlar, Bozkurt’un serbest bırakılması için kampanya başlatırken, karşıt görüşlüler ise mahallenin itibarının iade edilmesi gerektiğini savunuyor. Bir kullanıcı, “Sarı Mikrofon sadece ayna tuttu, suçlu o değil!” derken, bir başkası, “Bu videoyla mahallemiz karalandı, Özkan Bozkurt hesap vermeli!” yorumunu yaptı. Bu kutuplaşma, olayın sadece bir YouTube videosu olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir yaranın açığa çıktığını gösteriyor.

Peki, bu skandalın asıl gerçeği ne? Özkan Bozkurt’un tutuklanması, sadece bir sokak röportajının sonucu mu, yoksa daha derin bir mesaj mı içeriyor? Asıl sürpriz, mahkemenin verdiği kararda gizli. Bozkurt’un tutuklanma gerekçesinin, sadece videonun içeriği değil, aynı zamanda yayınlanma şekli ve kamuoyunda yarattığı etkiyle ilgili olduğu belirtiliyor. Mahkeme, videonun “toplumsal huzuru bozabilecek” bir etki yarattığını ve Bozkurt’un bu süreci yönetirken yeterli sorumluluğu göstermediğini düşünüyor. Ayrıca, videonun mahalledeki gençleri suç işlemeye teşvik etmiş olabileceği iddiası, tutuklama kararını güçlendiren bir diğer faktör. Bu karar, Türkiye’de sosyal medya içerik üreticilerinin karşı karşıya olduğu riskleri bir kez daha ortaya koyuyor.

Sarı Mikrofon skandalı, sadece bir YouTube kanalının hikayesi değil; aynı zamanda özgürlük, sorumluluk ve toplumsal algıların kesişim noktası. Özkan Bozkurt’un Metris Cezaevi’ne gönderilmesi, sokak röportajlarının geleceğini de sorgulatıyor. Acaba bu olay, diğer içerik üreticilerini daha temkinli olmaya mı itecek, yoksa cesur gazeteciliği mi körükleyecek? Kore Mahallesi’nde çekilen o video, sadece birkaç dakikalık bir görüntü değildi; bir mahallenin, bir şehrin ve belki de bir ülkenin tartışmalı gerçekleriyle yüzleşmesiydi. Şimdi gözler, Bozkurt’un yargı sürecinde ve bu skandalın yaratacağı uzun vadeli etkilerde.