Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses'in son dönemlerdeki aile içi gerilimleri, kamuoyunda büyük yankı uyandırıyor ve hayranlarını merak içinde bırakıyor. Yıllardır sahnelerin tozunu attıran, güçlü sesiyle milyonları peşinden sürükleyen bu ikonik isim, şimdi de özel hayatındaki fırtınalarla gündeme geliyor. Aile ilişkilerindeki iniş çıkışlar, miras gibi hassas bir konuyu merkeze alarak adeta bir aile destanına dönüşüyor ve herkesin dikkatini çekiyor.
Asıl hikaye, Tatlıses'in oğlu Ahmet Tatlıses ile yaşadığı dargınlıkla başlıyor. Yaklaşık bir yıldır hiçbir iletişimleri olmayan baba-oğul, İstanbul'da ve İzmir'de ayrı hayatlar sürüyorlar. Fiziksel bir yakınlık bile yokken, İbrahim Tatlıses savcılığa başvurarak oğlu hakkında uzaklaştırma kararı talep ediyor. Ekim ayının sonunda mahkeme bu talebi karara bağlıyor ve Ahmet Tatlıses'e elektronik kelepçe takılmasına hükmediyor. Üstelik babasına yaklaşması tamamen yasaklanıyor. Bu karar, aile içindeki gerilimi zirveye taşıyor ve Ahmet'in sosyal medya üzerinden isyan etmesine yol açıyor.
Ahmet Tatlıses, babasının aldığı bu kararlara saygı duyduğunu belirtiyor ancak yaşananların arkasında daha derin sebepler olduğunu vurguluyor. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Ben Ahmet Tatlıses. Birkaç gündür hakkımızda çıkan haberlerle ilgili konuşmam gerektiğini hissediyorum. Evet, babam bir karar almış, saygı duyuyorum. Yaklaşık bir senedir görüşmüyoruz. Ne telefon, ne mesaj, hiçbir iletişimimiz yok. Aslında ben İstanbul'da, kendisi İzmir'de yaşıyor. Yani fiziksel bir yakınlık bile yok. Ama yine de böyle bir karar alınmış, buna da saygı duyuyorum," diye başlıyor sözlerine. Ardından asıl meseleye geliyor ve babasının tüm mirasını 2021 yılında evlendiği Gülçin Karakaya'ya bırakma kararı aldığını iddia ediyor. Gülçin Karakaya'nın 20'li yaşlarda bir genç kadın olduğunu belirterek, bu tercihin yedi çocuğu varken yanlış olduğunu düşünüyor.
Ahmet'in paylaşımı devam ediyor: "Yaklaşık dört yıldır dava sürecindeyiz ama bu dava mal, mülk davası değil. Bizim davamız, ailemizi koruma davası. Babamın bütün mal varlığını 20'li yaşlardaki bir kıza bırakacağını duyduğumda harekete geçtim. Yedi çocuğu varken böyle bir karar bana çok yanlış geldi. Benim tek amacım kardeşlerimi, ailemi korumaktı." Bu sözler, Ahmet'in motivasyonunu net bir şekilde ortaya koyuyor. O, bu davayı sadece aile birliğini korumak için açtığını savunuyor ve miras kararının kardeşlerini mağdur edeceğini öne sürüyor. Bu iddia, Tatlıses ailesindeki dengeleri altüst ediyor ve diğer çocukları da etkilemiş görünüyor.
İbrahim Tatlıses'in aile yapısı, bu olayların anlaşılması için kritik öneme sahip. Yedi çocuğu bulunan ünlü sanatçı, yıllarca çeşitli evlilikler ve ilişkiler yaşamış. İlk eşi Adalet Durak'tan Ahmet, Gülden ve Gülşen adında üç çocuğu olmuş. Perihan Savaş ile evliliğinden Melek Zübeyde dünyaya gelmiş. Derya Tuna ile uzun süren ilişkisinden İdo Tatlıses doğmuş. Ayrıca Işıl Çıtak'tan Dilan Çıtak'ı sonradan tanımış ve Ayşegül Yıldız ile evliliğinden Elif Ada adında bir kızı var. Bu geniş aile, Tatlıses'in hayatındaki renkli sayfaları temsil ediyor ancak miras kararı gibi bir konu, kardeşler arasında huzursuzluk yaratıyor.
Son yıllarda Tatlıses'in miras dağılımına yönelik aldığı kararlar, sadece Ahmet'i değil, diğer evlatlarını da rahatsız etmiş. Aile içi huzursuzluk giderek büyüyor ve bu durum, kamuoyunda spekülasyonlara yol açıyor. Ahmet'in iddiasına göre, babasının tüm mal varlığını genç eşi Gülçin Karakaya'ya bırakma niyeti, yedi çocuğun geleceğini belirsizleştiriyor. Bu karar, Tatlıses'in 2021'deki evliliğinin ardından şekillenmiş gibi görünüyor ve aile dinamiklerini kökten değiştiriyor.
Olayın kökeninde, Tatlıses'in oğluyla yaşadığı dargınlık yatıyor. Savcılığa yapılan başvuru ve mahkemenin verdiği elektronik kelepçe ile yaklaşmama yasağı, gerilimin somut bir yansıması. Ahmet, bu kararlara rağmen babasına saygı duyduğunu tekrarlıyor ancak ailesini koruma içgüdüsünün ağır bastığını belirtiyor. Dört yıldır süren dava süreci, mal mülk kavgası olarak algılansa da Ahmet'e göre tamamen aile koruma odaklı. Babasının miras tercihini duyduğunda harekete geçtiğini söylüyor ve yedi çocuğun hakkını savunmak için adım attığını ifade ediyor.
Bu gelişmeler, Tatlıses ailesini bir kez daha spot ışıklarının altına sokuyor. Ünlü türkücünün hayatı zaten dolu dolu olaylarla geçmiş: Şanlıurfa doğumlu, müzik kariyerinde zirvelere çıkmış, çeşitli zorluklar yaşamış bir isim. Şimdi ise miras kararı, çocuklarının tepkileriyle birleşince adeta bir aile dramına dönüşüyor. Diğer çocuklar arasında da benzer huzursuzlukların olduğu öne sürülüyor ve bu durum, ailenin geleceğini merak ettiriyor.
Ahmet Tatlıses'in paylaşımındaki samimiyet, okuyucuları etkiliyor. O, babasıyla görüşmemelerine rağmen fiziksel uzaklığın zaten var olduğunu vurguluyor ve kararın gereksizliğine dikkat çekiyor. Mirasın 20'li yaşlardaki bir kadına bırakılması fikri, yedi çocuğun varlığına rağmen tartışmalı bir tercih olarak görülüyor. Ahmet, kardeşlerini korumak için dava açtığını tekrarlıyor ve amacının sadece aile birliğini sağlamak olduğunu belirtiyor.
Sonuç olarak, bu olay Tatlıses ailesindeki kırılganlıkları gözler önüne seriyor. İbrahim Tatlıses'in miras kararı, çocuklarını kızdırmış ve aile içi ilişkileri test ediyor. Gelecek günlerde ne gibi gelişmeler yaşanacağı merak konusu olurken, bu drama herkesin dikkatini çekmeye devam ediyor.
            
            
                            
                            
                            



