Özel'den Erdoğan'a Fırtına: Saldırılar Tek Elden!
Özel'den Erdoğan'a Fırtına: Saldırılar Tek Elden!
İçeriği Görüntüle

Toprağın bereketi, alın terinin karşılığı... Türkiye'de üretimin temel direği olan çiftçi, son yıllarda zaten artan maliyetlerin ve ağır ekonomik koşulların altında ezilirken, şimdi de akıllara durgunluk veren bir dolandırıcılık şebekesiyle karşı karşıya kaldı. Bu skandal, sadece bir ürünün sahte çıkması değil, yüz binlerce dönüm arazinin verimini yok eden, çiftçinin umutlarını çalan ve yıllarca süren sistematik bir ihanetin hikayesidir. Üstelik bu aldatmaca, sektörün en köklü ve güvenilir kurumlarının çatısı altında gerçekleşti. Çiftçinin geleceği, kimyasal bileşimi bilinmeyen maddelerle doldurulmuş torbalara hapsedilirken, bu büyük vurgunun arkasındaki korkunç gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Uzmanlar, bu olayın geçmişte yaşanan bir münferit vaka değil, gelecekte tarımımızı tamamen bitirebilecek devasa bir zincirin parçası olduğunu vurguluyor.

Skandalın fitili, Torku ve Konya Şeker gibi dev markaların üst kuruluşu olan Pankobirlik’e bağlı Ereğli Pancar Ekicileri Kooperatifi’nden alınan gübrelerin, beklenen etkiyi göstermemesiyle ateşlendi. Üreticilerin şikâyetleri üzerine harekete geçen Ereğli İlçe Tarım Müdürlüğü, kooperatif depolarından numuneler alarak TÜRKAK akreditasyonlu laboratuvarlara gönderdi. Elde edilen resmi rapor sonuçları ise tarım camiasını şok etti. Etiketinde yüzde 13 toplam azot vaat eden gübrenin gerçek değeri sadece yüzde 5,7 olarak tespit edildi. Benzer şekilde, yüzde 11 olması gereken üre azotu yüzde 3,4’e, yüzde 24 yazan suda çözünür fosfor değeri yüzde 4,7’ye, yüzde 12 olan suda çözünür potasyum değeri ise yüzde 4,5’e düşmüştü. Daha da vahimi, bitkinin gelişiminde kritik rol oynayan çinko oranı, etiket beyanında yüzde 0,1 iken, analizde neredeyse sıfır seviyesinde, yani yüzde 0,005 çıktı. Resmi raporun sonuç kısmında net bir şekilde "Etiket beyanına uygun değildir" ifadesi yer aldı. Bu durum, kullanılan gübrenin besin değerleri açısından neredeyse değersiz olduğunu ve çiftçinin toprağına umut yerine kireç döktüğünü kanıtladı.

Bu aldatmacanın yeni olmadığı, yıllardır sürdüğü de ortaya çıkan belgelerle kesinleşti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi yazıları, aynı firmanın ürünlerinde 2022 yılından bu yana defalarca aynı sahteciliğin yaşandığını gözler önüne serdi. Örneğin, 27 Aralık 2022 tarihinde Karaman İl Tarım Müdürlüğü ekipleri tarafından alınan numunelerde, 'Avantaj 15-15-15+(15SO3)+ME' isimli gübrenin etiket değerlerini taşımadığı tespit edilmişti. Yüzde 15 beyan edilen toplam azot yüzde 7,71’e, fosfor yüzde 5,69’a ve potasyum yüzde 6,51’e düşmüş; yüzde 1 olması gereken çinko ise yüzde 0,01’de kalmıştı. Bu sonuçların ardından Bakanlık, 29 Aralık 2022’de ürüne geçici satış durdurma kararı vermiş olmasına rağmen, firmanın ve kooperatifin sahte gübre vermeye ısrarla devam ettiği belirlendi. Sadece birkaç gün sonra, 04 Ocak 2023’te Konya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Ereğli PANKO Emirgazi Satış Mağazası’nda yaptığı denetimde tam 442 torba yasaklı ürünü tespit ederek satışını durdurdu ve yediemine aldı. Bu belgeler, bin bir emek ve umutla üretim yapmaya çalışan çiftçinin emeğinin nasıl bilerek ve ısrarla heba edildiğini kanıtlamaktadır.

Ne yazık ki bu skandal, sadece Ereğli Kooperatifi ile sınırlı kalmadı ve ülkenin dört bir yanına yayılan çok daha büyük bir sorunun habercisi oldu. Güncel araştırmalar, TÜRKŞEKER ve Pankobirlik'in gerçekleştirdiği yaklaşık yüz bin tonluk gübre ihalesinde benzer bir fiyasko yaşandığını gösteriyor. Ankara, Eskişehir, Yozgat ve Burdur'daki çiftçilere dağıtılan gübrelerin analizlerinde fosfor oranlarının şartnamede belirtilen en az yüzde 30'un çok altında, sadece yüzde 5 ila yüzde 7 arasında kaldığı ortaya çıktı. Bu durum, on binlerce çiftçinin daha düşük verimle karşı karşıya kalması anlamına geliyor ve zararın boyutunun tahmin edilenden çok daha büyük olduğunu kanıtlıyor. Uzmanlara göre, gübre fiyatlarındaki fahiş artış, merdiven altı üretimin ve bu tür aldatmacaların önünü açarken, sektördeki denetim mekanizmalarının yetersizliği bu vurguncuların elini rahatlattı.

İşin en trajik boyutu ise, çiftçilerin uğradığı zararın nasıl karşılanacağı sorusu. Değerleri düşük çıkan gübreleri sağlayan firmalardan birinin geçtiğimiz aylarda konkordato (iflas erteleme) ilan ettiği biliniyor. Bu firmadan yaklaşık yüz elli milyon liralık substandard gübre alındığı iddia ediliyor. Bu konkordato kararı, sahte gübre mağduru olan ve zaten zor durumdaki çiftçilerin tazminat almasını neredeyse imkansız hale getiriyor. Üreticimizin emeği hiçe sayılmış, sadece çiftçi değil, aynı zamanda devletin kaynakları da dolandırılmıştır. Geçmişte verilen geçici durdurma kararlarının bile görmezden gelinmesi ve aynı firmaların ürünlerinin ısrarla piyasada tutulması, bu zincirin arkasında çok daha derin bir yapısal ihmal ve sorumsuzluk olduğunu düşündürmektedir. Çiftçinin ürün kaybı, gıda enflasyonuna neden olacak ve tüm milleti etkileyecekken, sorumluların cezasız kalması, tarımsal üretimin geleceği için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu rezaletin sorumluları hakkında acilen adli süreç başlatılmalı ve çiftçinin milyonlarca liralık zararı son kuruşuna kadar telafi edilmelidir. Türk tarımının kaderi, etiketinde yazan değerleri taşımayan gübre torbalarına terk edilemez. Önümüzdeki süreçte, bu skandalın çok daha büyük isimleri ve kurumları kapsayacak şekilde genişlemesi beklenirken, çiftçiler toprağına hangi umutla tohum atacak?