Elazığ'da yaşanan ve ülke genelinde yankı uyandıran bir olay, düğün fotoğraflarının gizliliği konusunda yeni bir sayfa açtı. Yeni evli bir çift, hayallerindeki düğün gününü ölümsüzleştirmek için profesyonel bir fotoğrafçıya başvurdu. Anlaşma gereğince çekim tamamlandı ve çift, fotoğraflarını ellerine aldı. Ancak mutlulukları kısa sürdü. Bir süre sonra, fotoğrafçının iş yerinde kendilerinden habersiz bir şekilde fotoğraflarının albüm haline getirildiğini ve müşterilere örnek olarak sergilendiğini öğrenen çift, adeta şoke oldu. Bu durum, sadece özel anlarının ihlali değil, aynı zamanda kişisel haklarının ayaklar altına alınması anlamına geliyordu. Hemen harekete geçen çift, Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulundu. Savcılık, hızlı bir soruşturma başlatarak fotoğrafçı hakkında "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçlamasıyla dava açtı. Bu dava, sıradan bir anlaşmazlık gibi görünse de, ilerleyen süreçte Türkiye'nin en üst mahkemesi Yargıtay'ın emsal bir kararına dönüşecekti.

Dava süreci, Elazığ 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başladı. Hakim karşısına çıkan fotoğrafçı, savunmasında oldukça iddialı bir tutum sergiledi. "Yaptığımın suç olduğunu bilmiyordum," diyerek beraat talebinde bulundu. Mahkeme, bu savunmayı dikkate aldı ve sanığın lehine bir karar verdi. Kararda, gelinlik ve damatlıkla çekilen düğün fotoğraflarının "başkaları tarafından görünmesi ve bilinmesini istemeyeceği özel yaşam alanına ilişkin görüntüler olarak kabul edilemeyeceği" vurgulandı. Bu gerekçe, sanığın beraatine yol açtı. Çift için yıkıcı bir darbe olan bu karar, adaletin terazisinin bir kez daha tartılması için temyiz yolunu açtı. Çiftin avukatları, bu beraatin hukuka aykırı olduğunu belirterek dosyayı Yargıtay'a taşıdı. Olayın bu noktada sıradan bir yerel dava olmaktan çıkıp ulusal bir emsal meselesine evrilmesi, hukuk camiasında da merakla takip edildi.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, dosyayı incelerken düğün fotoğraflarının niteliğini mercek altına aldı. Mahkeme, bu görüntülerin basitçe "fotoğraf" olmadığını, aksine "kişisel veri" kapsamına girdiğini net bir şekilde ortaya koydu. Kararda, fotoğrafların "hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle başkalarının görgüsüne sunulduğu" ifade edildi. Bu, fotoğrafçının izinsiz albüm hazırlayıp iş yerinde teşhir etmesinin, doğrudan bir veri ihlali olduğunu kanıtlıyordu. Yargıtay, yerel mahkemenin beraat kararını bozarak, sanığın "verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" suçundan mahkumiyet alması gerektiğini bildirdi. Bu bozma kararı, sadece bu davayı değil, benzer durumlarda fotoğrafçıların ve içerik üreticilerinin uyması gereken kuralları yeniden tanımlıyordu. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde, düğün gibi özel etkinliklerin görüntülerinin ticari amaçla kullanılması, rıza olmadan asla kabul edilemez hale gelmişti. Yargıtay'ın bu yaklaşımı, bireylerin dijital dünyada mahremiyet haklarını koruma altına alan bir kalkan görevi görüyordu.

Bozma kararı üzerine Elazıtay 5. Asliye Ceza Mahkemesi, davayı yeniden gördü. Bu kez hakim, Yargıtay'ın rehberliğinde hareket etti ve sanığın suçluluğunu tescilledi. Kararda, "kişisel veri niteliğindeki düğün fotoğraflarının, müştekilerin rızası olmaksızın iş yerine gelen müşterilere teşhir edildiği" açıkça belirtildi. Sonuç: Fotoğrafçıya 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Bu ceza, caydırıcılığıyla dikkat çekiyordu; zira benzer ihlallerde emsal oluşturacak bir süreydi. Sanık, bu karara da itiraz etti ve dosya bir kez daha Yargıtay'ın gündemine geldi. Ancak 12. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını oy birliğiyle onadı. Onama gerekçesinde, yargılama sürecinin "usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı", iddia ve savunmaların "toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı" vurgulandı. Ayrıca, sanığın mahkumiyetinde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediği kaydedildi. Bu son nokta, davanın kesinleşmesini sağladı ve fotoğrafçı, izinsiz kullanımın bedelini ödeyecekti.

Bu emsal kararın yasal boyutu, sadece fotoğrafçılık sektörünü değil, genel olarak kişisel veri güvenliğini ilgilendiriyor. Düğün fotoğrafları, çiftler için en değerli anıların bir parçası; ancak bu anılar, ticari bir araç haline getirildiğinde mahremiyet ihlaline dönüşebiliyor. Yargıtay'ın vurgusuyla, bu tür görüntüler KVKK kapsamında korunuyor ve rıza alınmadan paylaşılması, ağır cezai yaptırımlara yol açıyor. Uzmanlar, bu kararın gelecekteki davalarda yol gösterici olacağını belirtiyor. Örneğin, sosyal medya paylaşımlarında bile etiketleme veya izinler konusunda daha dikkatli olunması gerekecek. Çiftler, sözleşmelerinde veri kullanım haklarını netleştirmeli; fotoğrafçılar ise portföy oluştururken anonimliğe önem vermeli. Olayın Elazığ'da başlaması, yerel bir mağduriyetin ulusal bir farkındalığa dönüşmesini sağladı. Benzer mağduriyet yaşayanlar için bu karar, adaletin erişilebilir olduğunu gösteriyor.

Peki, bu kararın günlük hayata yansımaları neler? Düşünün: Bir düğün çekimi sonrası, o romantik pozlarınız bir mağazada vitrinde sergileniyor. Veya online portföylerde adınız belirtilmeden kullanılıyor. Yargıtay, tam da bu senaryolara karşı bir uyarı niteliğinde. Hukukçular, kararın KVKK uygulamalarını güçlendirdiğini ve veri ihlallerinde delil toplamanın önemini artırdığını söylüyor. Çiftin cesareti, sessiz kalan binlerce kişiye ilham olabilir. Eğer siz de bir fotoğrafçıyla anlaşma yapacaksanız, sözleşmeye "veri kullanım izni" maddesi ekleyin. Bu, sadece hukuki bir koruma değil, aynı zamanda güvenilir bir ilişki kurmanın anahtarı.

AKP İlçe Kadın Kolları Başkanı Hem Öğretmen Hem Kantinci Çıktı: TBMM'de Skandal İfşa!
AKP İlçe Kadın Kolları Başkanı Hem Öğretmen Hem Kantinci Çıktı: TBMM'de Skandal İfşa!
İçeriği Görüntüle

Sonuç olarak, Elazığ'daki bu dava, düğün fotoğrafı emsal kararıyla tarihe geçti. Yargıtay'ın net duruşu, kişisel verilerin kutsallığını bir kez daha hatırlattı. Fotoğrafçılar artık iki kez düşünecek: Bir müşterinin özel anını izinsiz paylaşmak, sadece etik değil, aynı zamanda yasal bir felaket. Çiftler ise haklarını bilmenin gücüyle daha güvende. Bu karar, Türkiye'nin dijital mahremiyet haritasını yeniden çiziyor ve hepimizi daha bilinçli kılıyor. Gelecek düğünlerde, sadece mutluluk fotoğrafları değil, gizlilik de ön planda olacak.