New York'un kalabalık caddelerinde, sonbahar güneşi gökdelenlerin camlarında yansırken, bir otel konferans salonunun kapıları sessizce kapandı. Diplomatlar, enerji devleri ve bakanlar, masanın etrafında toplanmış, kalemler kağıt üzerinde dans ediyordu. Hava, hem umut hem tedirginlikle yüklüydü; zira bu imzanın arkasında, yılların birikmiş hesaplaşmaları yatıyordu. Recep Tayyip Erdoğan, ertesi gün Beyaz Saray'a doğru yola çıkarken, bu anlaşma onun en güçlü kozlarından biri olacaktı. Dünya, enerji savaşlarının ortasında, Türkiye'nin hamlesini izliyordu – bir adım ileri, iki adım geriye mi, yoksa tam tersi mi? Salonun dışında, Wall Street Journal muhabirleri not alıyordu; haber, sabah gazetelerinde patlayacaktı. Ama o an, kimse bilmiyordu ki, bu sözleşme sadece gaz değil, jeopolitik bir dönüm noktasıydı.

İşte o kritik anlaşmanın perde arkası, dün sabahki haberlerle gün yüzüne çıktı. Amerikan The Wall Street Journal'ın manşetinde, "Erdoğan son aylarda Batı'yla yakınlaşma arzusu dile getirdi. Türkiye bu hafta, Amerikan sıvılaştırılmış doğal gazını satın almak için 20 yıllık, 43 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. Bu, ülkenin Rus enerjisine bağımlılığını azaltmaya yardımcı olabilir" diye yazıyordu. Anlaşma, Türkiye'nin petrol ve gaz altyapısından sorumlu devlet şirketi BOTAŞ ile, dünyanın en büyük bağımsız entegre enerji ve emtia gruplarından Mercuria arasında, New York'ta imzalanmıştı. Beyaz Saray'daki Erdoğan-Trump görüşmesinden tam bir gün önce atılan bu imzalar, tesadüf değildi; enerji, zirvenin en sıcak maddesiydi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, imza töreninde mikrofonlara uzanmış, "Bugün, önümüzdeki 20 yıl boyunca toplamda yaklaşık 70 milyar metreküp doğal gaz eşdeğeri ABD kaynaklı LNG tedarikine imkan tanıyacak bir anlaşmayı imzaladık" demişti. Yıllık bazda bakarsak, yaklaşık 4 milyar metreküp LNG, özellikle kış aylarında gelecek – hem Türkiye pazarına, hem Avrupa ve Kuzey Afrika'ya re-export için.

Bu dev sözleşme, sadece rakamlarla özetlenemez; arkasında yılların stratejik mücadelesi var. Hatırlayın, 2022'de Ukrayna krizi patladığında, Rusya'nın gazı kesme tehdidi Avrupa'yı titretti. Türkiye, o dönemden beri çeşitlendirme peşinde koştu – Katar'la anlaşmalar, Azerbaycan boru hatları, spot LNG alımları... Ama Rus gazı hâlâ payın yüzde 40'ını oluşturuyordu; 2024'te rekor 50 milyar metreküp ithalat yapılmıştı. ABD, bu boşluğu doldurmak için devreye girdi; Cheniere Energy gibi firmalarla ön anlaşmalar, Freeport LNG ile görüşmeler... Mercuria'nın bu rolü kritik, zira şirket İsviçre merkezli bir dev – petrol, gaz, metaller ticaretinde lider. Anlaşma, 2026'dan itibaren yürürlüğe girecek; yıllık 2.15 milyar dolarlık ödemelerle, toplam 43 milyar doları bulacak. Bayraktar'ın sözleri, bunu netleştiriyordu: "Bu, enerji güvenliğimizi güçlendirecek, Rus bağımlılığını azaltacak." Ama bedel? Spot fiyatlara göre değişken, ama sabit formülle bağlanmış – Brent petrol endeksli, kış zammıyla.

Peki, bu anlaşmanın kökeni neye dayanıyor? Erdoğan-Trump zirvesi öncesi, diplomatik kulislerde fısıldanan bir sırdı. Trump, "America First" politikasıyla müttefikleri sıkıştırırken, Erdoğan Batı'yla reset düğmesine basmıştı. WSJ'nin haberinde vurgulandığı gibi, "Erdoğan'ın Batı yakınlaşması" vurgusu boşuna değil – F-35 resti, S-400 gölgesi, Suriye gerilimi... Enerji, bu düğümleri çözecek anahtar. BOTAŞ, Mercuria'yla masaya oturduğunda, Woodside Energy gibi Avustralya devleri de devredeydi; ama ABD LNG'si ön planda. Hacim detayları: 70 milyar metreküp, yani Türkiye'nin yıllık tüketiminin yarısı kadar – kışın pik talebi karşılayacak, yazın re-export'la gelir getirecek. Maliyet breakdown'ı? Yıllık 4 bcm, FOB fiyatı 8-10 dolar/MMBtu civarı, nakliye dahil 12-14 dolara çıkabilir. Toplam 43 milyar, enflasyonla şişebilir – ama tasarruf? Rus gazı kesilirse, milyarlarca dolarlık yaptırımdan kurtuluş.

Şimdi gelelim geleceğe: Bu anlaşma, domino etkisi yaratır mı? Kısa vadede, 2026 kışında ABD tankerleri Marmara'ya demir atar; FSRU'lar (yüzer regasification üniteleri) tam kapasite çalışır. Uzun vadede, Rus gazı payı yüzde 20'ye iner – TANAP, TürkAkım alternatifleri güçlenir. Trump'ın "enerji ortağı" vaadi, F-35 kapısını aralar mı? Benim yorumum: Evet, ama şartlı. Erdoğan, bu imzayla elini güçlendirdi; zirvede "Biz yaptık, sıra sizde" diyebilir. Avrupa için de fırsat: Türkiye, LNG hub'ı olur, Yunanistan'la rekabet eder. Ama riskler? Gaz fiyatları Brent'le bağlı, petrol uçarsa fatura kabarıyor – 43 milyar, 50'ye çıkabilir. Yeşil enerji baskısı artarken, LNG köprü mü, yoksa tuzak mı?

Düşünün bir: O New York salonunda, Bayraktar kalemi imzalarken, aklında neler dönüyordu? "70 milyar metreküp, 20 yıl – bu, bağımsızlık demek." Mercuria CEO'su, "Türkiye stratejik ortak" diye el sıkışıyor. WSJ muhabiri, not defterini doldururken, "Rusya kaybediyor" diye mırıldanıyor. Zirve sonrası, Ankara'da brifingler: Erdoğan, kabineye "Başardık" diyor. Ama muhalefet? "43 milyar halkın sırtına yük" diye veryansın eder. Gerçekten de, enflasyon %50'lerde gezerken, bu fatura bütçeyi ezer mi? Hayır, zira re-export geliri 5-7 milyar dolar getirir yıllık – net kazanç.Bu anlaşma, enerji savaşının yeni cephesi. Geçmişte, 2014 Kırım kriziyle Rus gazı artmıştı; şimdi, Ukrayna'yla tersine dönüyor. ABD, Avrupa'ya 100 bcm LNG pompalarken, Türkiye köprü rolünde. Gelecekte, 2030'a kadar spot alımlar artar; belki Cheniere'yle ikinci anlaşma. Bayraktar'ın vizyonu net: "Enerji çeşitliliği, milli güvenlik." Ama unutmayın, jeopolitik rüzgarlar değişir – Trump kalırsa destek, Biden dönerse? Erdoğan hazır, alternatifler cebinde.

Heyecan dorukta, çünkü bu sadece gaz değil; güç dengesi. 43 milyar dolar, bir bedel mi, yatırım mı? Zirve sonrası tweet'ler patladı: "Türkiye kazandı!" diyenler, "Rusya intikam alır" uyarısı yapanlar. Ben diyorum ki, Erdoğan blöf yapmadı – bu, satrançta mat hamlesi. İzleyin, tankerler geldiğinde; Türkiye, enerji devi olur mu? Evet, ama bedeli ödemek şartıyla.

Spotify Türkiye'ye Dev Zam: Yeni Fiyatlar Ne?
Spotify Türkiye'ye Dev Zam: Yeni Fiyatlar Ne?
İçeriği Görüntüle

Türkiye'nin Abd Gazı İçin Ödeyeceği Bedel

Anlaşmanın teknik incelikleri: LNG, ABD'nin Körfez eyaletlerinden – Louisiana, Texas tesisleri. Nakliye 20-25 gün, FOB-CIF formülü. BOTAŞ, Marmara Ereğlisi'nde regasification kapasitesini 20 bcm'ye çıkaracak yatırımla hazır. Mercuria, spot piyasada usta; kış kontratları garantili. WSJ'nin "bağımlılık azaltma" vurgusu doğru – Rus gazı spot'a döner, fiyatlar düşer.

Sonuçta, bu imza bir zafer. Erdoğan-Trump masasında, "Gazı aldık, F-35'i verin" mi diyecek? Gelecek haftalar, cevap verecek. 43 milyar, pahalı mı? Değil, özgürlük bedava değil. Türkiye, enerji arenasında parlıyor – ve bu ışık, sönecek gibi değil.