Türkiye'de döviz mevduat rekoru kırarken, en çok döviz tutan iller listesi herkesi hayrete düşürdü! Aksaray, Yozgat ve Karaman gibi beklenmedik şehirler zirveyi kaparken, İstanbul ve Ankara gerilerde kaldı. Eylül 2024 verilerine göre döviz oranı %53'ü aşan bu iller, tasarruf sahiplerinin döviz sevdasını gözler önüne seriyor. Neden bu şehirler? Kira krizi mi, enflasyon korkusu mu? Detaylı analizimizle döviz mevduat trendlerini ve sürpriz sıralamayı keşfedin – geleceğinizin anahtarı burada!
Türkiye'nin ekonomik manzarası, son aylarda döviz mevduatlarının yükselişiyle adeta yeniden şekilleniyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine dayanan Fintürk analizleri, Eylül 2024 sonu itibarıyla toplam mevduat hacminin 23 trilyon 234,2 milyar liraya ulaştığını ortaya koyuyor. Bu devasa rakamın içinde, döviz cinsi mevduatlar TL karşılığı nominal olarak yüzde 47,1 oranında büyüyerek, toplam mevduat içindeki payını yüzde 36,64'e çıkarmış durumda. Enflasyondan arındırılmış hesaplamalara bakıldığında ise durum daha da netleşiyor: TL mevduat hacmi son bir yılda yalnızca yüzde 3 artarken, döviz mevduatı yüzde 10,4 genişleme göstermiş. Bu veriler, tasarruf sahiplerinin Türk Lirası'ndan uzaklaşıp, döviz varlıklarını koruma eğilimini güçlü bir şekilde yansıtıyor. Peki, bu döviz birikimi ülke genelinde nasıl dağılıyor? Özellikle iller bazında incelendiğinde, sürpriz bir tabloyla karşılaşıyoruz: Büyük metropoller yerine, İç Anadolu'nun mütevazı şehirleri zirveye oynuyor.
Döviz mevduat oranları açısından yapılan detaylı bir inceleme, Türkiye'nin en çok döviz tutan üç ilini Aksaray, Yozgat ve Karaman olarak belirliyor. Listenin zirvesinde yer alan Aksaray, toplam mevduatının yüzde 53,9'unu döviz hesaplarında tutarak, adeta bir rekor kırıyor. Bu oran, şehrin ekonomik yapısını ve vatandaşların finansal tercihlerini yansıtan çarpıcı bir gösterge. Aksaray'ı hemen arkasından takip eden Yozgat ise yüzde 51,1'lik döviz mevduat oranıyla ikinci sıraya yerleşmiş. Üçüncü konumda ise Karaman var; yüzde 50,9'luk payıyla, bu üç İç Anadolu ili, döviz tutma konusunda büyük şehirleri gölgede bırakıyor. Bu durum, uzmanlar arasında yoğun tartışmalara yol açtı. Neden mi? Çünkü yıllardır İstanbul, Ankara ve İzmir gibi devasa ekonomilere sahip iller, döviz birikiminde lider olarak görülürken, bu veriler tam tersini söylüyor. Aksaray gibi tarım ve sanayi odaklı bir şehrin, toplam mevduatının yarısından fazlasını döviz olarak saklaması, enflasyon baskısı altında tasarrufların nasıl korunduğunu gözler önüne seriyor.
Bu beklenmedik sıralama, Türkiye'nin bölgesel ekonomik dinamiklerini de aydınlatıyor. İç Anadolu illerinin döviz mevduatında öne çıkması, kırsal ve yarı-kentsel alanlarda döviz talebinin ne kadar yüksek olduğunu kanıtlıyor. Aksaray'da, örneğin, gıda sanayisi ve tarımsal ihracatın döviz girişini artırması, yerel halkın bu geliri TL'ye çevirmek yerine saklama eğilimini tetiklemiş olabilir. Yozgat'ta ise, geleneksel aile tasarrufları ve sınırlı yatırım alternatifleri, döviz hesaplarını cazip kılıyor. Karaman için de benzer bir tablo geçerli: Şehrin meyve-sebze ihracatı gibi döviz getirisi yüksek sektörler, mevduat yapısını doğrudan etkiliyor. Fintürk'ün analizine göre, bu illerdeki döviz oranlarının yüzde 50'leri aşması, ulusal ortalamanın çok üzerinde bir güvensizlik sinyali veriyor. Tasarruf sahipleri, TL'nin değer kaybı korkusuyla, euro ve dolar gibi yabancı para birimlerine sığınıyor. Bu eğilim, sadece bireysel haneleri değil, yerel ekonomileri de dönüştürüyor – zira döviz bolluğu, kredi erişimini zorlaştırırken, ithalat maliyetlerini düşürüyor.
Öte yandan, döviz mevduat oranlarının en düşük olduğu iller de dikkat çekici bir kontrast sunuyor. Listenin dibinde Ardahan yüzde 20,2'lik oranla yer alırken, Şanlıurfa ve Bitlis ikişer yüzde 23,6'yla hemen arkasından geliyor. Bu illerdeki düşük döviz payı, daha çok TL odaklı tasarruf alışkanlıklarını ve sınırlı döviz erişimini işaret ediyor. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, tarım ve hayvancılık gibi nakit akışının hızlı döndüğü sektörler, mevduatların büyük kısmını lirada tutmayı tercih ettiriyor. Ancak, ulusal ölçekte döviz mevduatının yüzde 36,64'lük payı, ekonominin genelinde bir "dövizleşme" sürecini doğruluyor. Eylül 2024 verileri, bir önceki yıla kıyasla döviz mevduatının nominal büyümesinin yüzde 47,1 olduğunu gösterirken, enflasyondan arındırılmış genişlemenin yüzde 10,4'ü, reel bir birikim artışı anlamına geliyor. Bu, hane halklarının gelirlerindeki erozyona rağmen, döviz varlıklarını koruma çabasını yansıtıyor.
Türkiye'de döviz mevduat trendleri, sadece istatistiklerden ibaret değil; aynı zamanda sosyal ve politik bir ayna. Aksaray, Yozgat ve Karaman gibi illerin zirveyi kapması, büyük şehirlerin aksine, bu bölgelerde döviz talebinin kök salmış olduğunu gösteriyor. Örneğin, Aksaray'da toplam mevduatın yüzde 53,9'unun döviz olması, şehrin 300 bin nüfusuna rağmen, bireysel tasarruf gücünü ortaya koyuyor. Yozgat'ta yüzde 51,1'lik oran, kırsal kesimdeki ailelerin uzun vadeli birikim stratejilerini vurguluyor – belki de gelecek nesillere miras bırakma geleneğiyle. Karaman'da ise yüzde 50,9, tarımsal zenginliğin döviz olarak nasıl muhafaza edildiğini anlatıyor. Bu üç ilin toplam mevduat içindeki döviz payı, ulusal ortalamayı aşarak, bölgesel eşitsizlikleri de gündeme getiriyor. Büyük şehirlerdeki düşük oranlar –ki İstanbul için kesin veri olmasa da genel trend düşük – finansal okuryazarlığın ve yatırım çeşitliliğinin daha fazla olduğu yerlerde TL'ye dönüşü hızlandırabilir. Ancak, Fintürk verileri net: Döviz tutma, enflasyon korkusunun en somut yansıması.
Bu verilerin ışığında, Türkiye'nin ekonomik geleceği için bazı dersler çıkarılabilir. Döviz mevduatının toplam içindeki yüzde 36,64'lük payı, Merkez Bankası'nın rezerv yönetimini ve faiz politikalarını doğrudan etkiliyor. Eylül 2024 sonu itibarıyla 23 trilyon 234,2 milyar liralık toplam mevduatın bu kadar büyük bir kısmının döviz olması, TL'nin güvenilirliğini sorgulatıyor. Enflasyondan arındırılmış yüzde 10,4'lük döviz genişlemesi, tasarruf sahiplerinin reel kazanç arayışını gösterirken, TL mevduatındaki yüzde 3'lük sınırlı artış, liradan kaçışı hızlandırıyor. Aksaray gibi bir ilin yüzde 53,9'la lider olması, politikacılara ve ekonomistlere "yerel dinamikleri göz ardı etmeyin" mesajı veriyor. Düşük oranlı iller olan Ardahan, Şanlıurfa ve Bitlis'te ise, döviz erişiminin artırılması, bölgesel kalkınmayı destekleyebilir – yüzde 20,2 ve 23,6'lar, potansiyel bir büyüme alanı.
Sonuçta, Türkiye'de en çok döviz tutan iller sıralaması, Aksaray, Yozgat ve Karaman'la sürpriz dolu bir hikaye anlatıyor. Bu veriler, sadece rakamlar değil; milyonlarca vatandaşın finansal kaygılarının özeti. Döviz mevduat oranlarının bu şekilde dağılması, enflasyonla mücadelede yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğunu haykırıyor. Eylül 2024'ün bu tablosu, önümüzdeki aylarda nasıl evrilecek? Tasarruf sahipleri dövizden vazgeçecek mi, yoksa bu trend sürecek mi? Cevaplar, ekonomik politikaların hızında yatıyor. Bu illerin hikayesi, hepimizi ilgilendiriyor – çünkü yarınki birikiminiz, bugünkü tercihlerinize bağlı. Döviz mevduat Türkiye'sinde, sürprizler bitmedi; takipte kalın!




