Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son dönemde ekonomide meydana gelen gelişmelere yanıt vererek yerel madenlerden altın alımını geçici olarak durdurdu. 2017 yılında gerçekleştirilen bir düzenleme sayesinde, Türkiye'de üretilen tüm altınların öncelikli satın alma hakkı Merkez Bankası’na verilmişti. Ancak 2025'in son çeyreğinde alınan bu dikkat çekici kararla, sektörün geleceği ve piyasa dinamiklerinde önemli değişiklikler yaşanması bekleniyor.
Bu kararın arka planında, Türkiye ile uluslararası altın piyasası arasındaki fiyat farkının giderek artması öne çıkıyor. Özellikle altın ithalatına getirilen kota ve çeşitli piyasa baskıları, sektörde çıkmazlara yol açtı. Sektörün nefes almasını amaçlayan bu adım, hem yerel üretimin doğrudan piyasaya yönlendirilmesiyle altın ithalatında yaşanan cari açığın kapanmasına katkı sağlayacak hem de piyasadaki fiyatların daha dengeli seyretmesinin önünü açacak.
Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, Merkez Bankası’nın altın ithalatına kota getirdiğini ve bunun, uluslararası piyasa ile Türkiye içindeki fiyatlarda belirgin bir fiyat makası oluşturduğunu belirtti. Yılmaz'a göre, TCMB’nin sürekli altın alımı, piyasadaki fiyat farkının derinleşmesine yol açtı. Şimdi yapılan bu geçici durdurma, piyasadaki fiyat makasını azaltmak ve ithalat baskısını rahatlatmak için stratejik bir hamle olarak öne çıkıyor.
Uzmanlar, Merkez Bankası’nın altın alımlarına geçmişte de kısa süreli ara verdiğini, bu sürecin büyük olasılıkla 2-3 ay gibi geçici bir dönemi kapsayacağını ve ardından alımların yeniden başlayabileceğini belirtiyor. Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yücel ise, TCMB’nin bu hamlesinin rezerv çeşitlendirmesi ya da küresel piyasalardaki oynaklık nedeniyle bir pozisyon alımı anlamına gelebileceğine dikkat çekiyor.
Sektör üzerinde büyük bir etkiye sahip olan bu karar, cari açık açısından hem negatif hem de pozitif etkiler barındırıyor. Uzmanlara göre, fiyat realizasyonunda potansiyel bir negatiflik olsa da altın ithalatında yaşanacak düşüş, aynı ölçüde pozitif bir etki yaratabilir. Ayrıca, Merkez Bankası’nın piyasadaki oynaklığa karşı aldığı pozisyon da ilerleyen dönemde dengelerin belirleyicisi olacak.
Uluslararası veriler ise Türkiye’nin altın rezervlerinde kayda değer bir başarıya işaret ediyor. Dünya Altın Konseyi’nin son raporuna göre, Türkiye 2025’in üçüncü çeyreğinde dünyada en fazla altın alan üçüncü ülke konumuna yükseldi. TCMB’nin toplam rezervleri de 198,4 milyar dolara ulaşırken, altın rezervleri 111,2 milyar dolara yükselmiş durumda. Fiyatlardaki küresel dalgalanmalar nedeniyle bu değerin ilerleyen haftalarda bir miktar gerilemesi de öngörülüyor.
Sonuç olarak, Merkez Bankası’nın altın alımını durdurması, hem sektöre nefes aldıran hem de piyasalarda yeni bir döneme zemin hazırlayan bir karar olarak değerlendiriliyor. Türkiye’deki madenlerden üretilen altının öncelikli olarak piyasaya sunulması, hem iç piyasada fiyatların dengelenmesini sağlayacak hem de yurtdışıyla olan fiyat makasının daralmasına katkı sağlayacak. Bu sürecin etkileri ve ilerleyen dönemde yaşanacak gelişmeler, piyasaların en çok takip edilen gündemi olmayı sürdürecek.
            
            
                            
                            
                            




