Ekonomi-Piyasalar

Türkiye 2001'den Daha Kötü Durumda, Mükemmel Fırtınaya Gidiyoruz

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bilge Yılmaz, Türkiye'nin ekonomik durumunu 2001 krizinden daha kötü olarak değerlendirdi. Ülkenin "mükemmel fırtına" senaryosuna doğru gittiğini belirten Yılmaz, mevcut politikaları eleştirdi ve yapısal reform ihtiyacını vurguladı.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bilge Yılmaz, Türkiye ekonomisinin durumu hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. "Mesele Ekonomi" YouTube kanalında gazeteci Semih Sakallı'ya konuşan Yılmaz, ülkenin 2001 krizinden daha zor durumda olduğunu belirterek, hükümetin ekonomi politikalarını sert bir dille eleştirdi.

Akademisyen ekonomist Yılmaz, beyaz yakalı profesyoneller için Türkiye'nin artık "dünyanın en pahalı ülkelerinden biri" haline geldiğini vurguladı. İstanbul'daki birinci sınıf restoranlarda yemek yemenin Tokyo'dan daha pahalı olduğunu, hatta hiçbir şey yetişmeyen ve her şeyi ithal eden Cayman Adaları kadar pahalı olduğunu söyledi.

Eğitim alanındaki fiyat artışlarına da dikkat çeken Yılmaz, bazı anaokulu ücretlerinin 1,5-1,6 milyon liraya ulaştığını belirterek bunun "dünyada nadir görülen bir durum" olduğunu ifade etti. Gelişmiş ülkelerde devlet okullarının genellikle yeterli olduğunu, Türkiye'de ise eğitim kalitesine önem veren ailelerin özel okula "mecbur bırakıldığını" söyledi.

Ekonomist, 2021 sonbaharında başlayan politikaları "büyük deney" olarak nitelendirdi ve bunun "büyük hasar" yarattığını belirtti. Ekonomi politikasının üç temel ayağından mali disiplin, para politikası ve yapısal reformların sadece para politikasına kısmen değinildiğini, onun da yanlış yapıldığını savundu.

Yılmaz, mevcut ekonomik zorlukların "2001 krizinden daha kötü" olduğunu çünkü temel sorunların çok daha derin ve yapısal olduğunu vurguladı. Önceki krizlerin "V şeklinde" hızlı toparlanma gösterdiğini, ancak Türkiye'nin 2013'ten beri yaşadığı ve 2018'den sonra hızlanan düşüşün "krizden krize" giden derin bir süreç olduğunu belirtti.

TÜİK'in enflasyon rakamlarına güvenilmediğini söyleyen Yılmaz, bu güven erozyonunun rasyonel ekonomik planlama yapılmasını engellediğini ifade etti. Siyasi partilerin "kutuplaşma" ve kimlik siyasetini ekonomi, eğitim ve sağlık politikalarından önce gördüğünü eleştirdi.

2021 sonunda uygulanan politikalar, özellikle KKM ve faiz indirimleriyle, sabit gelirli vatandaşlardan belirli iş çevrelerine ve döviz sahiplerine "büyük servet transferi" yapıldığını belirten Yılmaz, mevcut programdan başarılı bir çıkış görme konusunda karamsardı.

Ekonomist, sorunun temelinde siyasi sistemin kendisinin yattığını belirterek, "önce demokratikleşmemiz gerek" diyerek köklü reformların gerekliliğini vurguladı. Hukuk devleti eksikliği ve kurumsal güven sorunu çözülmeden kalıcı ekonomik toparlanmanın mümkün olmadığını söyledi.

Yılmaz, Türkiye'nin "mükemmel fırtına" senaryosuna doğru gittiğini belirterek, ciddi bir şok yaşanana ya da seçimlerle yeni bir yönetim gelene kadar yoksullaşma, işsizlik artışı ve "çöküş" sürecinin devam edeceğini öngördüğünü ifade etti. Koşulların normale dönmesi durumunda bile bunun önemli ek "hasar" sonrasında olacağını uyardı.

Prof. Dr. Bilge Yılmaz'ın değerlendirmeleri, Türkiye ekonomisinin mevcut durumu ve gelecek öngörüleri açısından önemli bir perspektif sunuyor. Ekonomistin uyarıları, ülkenin karşı karşıya olduğu yapısal sorunların derinliğini ve çözüm için gereken reformların kapsamını gözler önüne seriyor.