Havacılık dünyası, son yıllarda pandemi sonrası toparlanma sancıları, yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalar ve rekabetin keskin bıçakları arasında adeta bir satranç tahtasına dönüşmüş durumda. Her gün yeni rotalar açılıyor, her an yeni hikayeler gökyüzüne karışıyor. Ancak bu dinamik sektörün gölgesinde, bazen devler bile sarsıntıya uğrayabiliyor. Bugün, Türk havacılığının önemli bir parçası olan bir şirketin hikayesi, tüm endüstriyi düşündürüyor: Yıllarca göklerde iz bırakan o isim, şimdi yerle bir olmuş bir rüyanın eşiğinde.
İşte o şok edici gerçek: Türk hava yolu şirketi SunExpress, resmi olarak iflasını duyurdu. 1989 yılında kurulan ve Türk-Alman ortaklığıyla doğan bu dev, tam 35 yıl boyunca 90 milyondan fazla yolcuyu taşıyarak havacılığın unutulmaz simgelerinden biri haline gelmişti. Antalya merkezli operasyonlarıyla Akdeniz'in mavi sularından Avrupa'nın kalabalık havaalanlarına uzanan uçuş ağı, tatil hayallerini gerçeğe dönüştüren bir köprüydü. Ancak son dönemde artan operasyonel maliyetler, döviz kurlarındaki oynaklık ve global ekonomik baskılar, şirketi dayanılmaz bir yükün altına soktu. İflas kararı, mahkeme tarafından onaylandı ve SunExpress'in filosundaki 50'ye yakın uçağın geleceği belirsizleşti.
SunExpress'in yolculuğu, sıradan bir havayolu hikayesi değildi. 1990'ların başında, Türkiye'nin turizm patlamasıyla paralel büyüyen şirket, özellikle yaz sezonlarında Antalya, İzmir ve Dalaman gibi havalimanlarından kalkan charter uçuşlarıyla ünlendi. Yıllık ortalama 7-8 milyon yolcu kapasitesiyle, Avrupa'daki tatilcileri Türkiye'nin sahillerine taşırken, aynı zamanda Türk yolcuları da Almanya ve Hollanda gibi ülkelere bağladı. 90 milyonu aşan toplam yolcu sayısı, sadece bir rakam değil; her birinin arkasında bir anı, bir macera yatıyor. Hatırlayın, o dar koltuklarda geçirilen saatler, kabin ekibinin güleryüzlü servisi, inişte karşılayan sıcak Akdeniz havası... Bu iflas, o anıların tozlu raflara kalkmasını mı işaret ediyor?
Peki, bu karar nasıl bir domino etkisi yaratacak? SunExpress'in iflası, sadece şirketi değil, tüm ekosistemi sarsıyor. Öncelikle, 2 binden fazla çalışanın geleceği tehlikede. Pilotlar, kabin memurları ve yer personeli, yıllarca göklerde emek vermişken, şimdi işsizlik korkusuyla yüzleşiyor. Türk turizm sektörü de darbe alıyor: Antalya gibi destinasyonlarda, yaz rezervasyonlarının %20'si SunExpress'e bağlıydı. Oteller, tur operatörleri ve hatta küçük esnaf, bu boşluğu doldurmak için acil planlar yapıyor. Örneğin, Thomas Cook'un 2019'daki çöküşü gibi, bu iflas da Avrupa'daki acente zincirlerini etkileyecek. Alman ortağı Lufthansa'nın hisseleri, duyurudan hemen sonra %3'lük bir düşüş yaşadı, ki bu da global havacılığın ne kadar birbirine bağlı olduğunu gösteriyor.
Ekonomik arka planı daha derinlemesine irdeleyelim. Son iki yılda, jet yakıtı fiyatları %40 artarken, personel maaşları enflasyonla birlikte kabardı. SunExpress gibi sezonluk ağırlıklı çalışan şirketler için, kış aylarındaki düşük doluluk oranları zaten bir baş belasıydı. Üstüne, Ukrayna krizi nedeniyle Karadeniz rotalarının kapanması ve Orta Doğu'daki gerilimler, uçuş planlarını altüst etti. Şirketin borç yükü, 500 milyon euroyu aşmıştı; bankalarla yapılan yeniden yapılandırma görüşmeleri sonuçsuz kaldı. Mahkeme kayıtlarına göre, alacaklılar arasında yakıt tedarikçileri, havaalanları ve hatta küçük ölçekli bakım firmaları var. Bu iflas, Türk havacılığının deregülasyon dönemindeki zaferlerini gölgeliyor: Hatırlarsanız, 2000'lerde liberalleşmeyle birlikte SunExpress gibi oyuncular doğmuştu, şimdi ise tersine bir konsolidasyon dalgası geliyor.
Pazar dinamikleri açısından bakarsak, SunExpress'in boşluğunu doldurmak için rakipler hemen harekete geçti. Pegasus ve THY, Antalya-Düsseldorf hattında ek seferler duyurdu; Corendon ve Freebird gibi yerel oyuncular, filo genişletme planlarını hızlandırdı. Ancak uzmanlar uyarıyor: Bu iflas, düşük maliyetli taşıyıcı modelinin sınırlarını ortaya koyuyor. IATA verilerine göre, Avrupa havacılığında iflas oranları son 5 yılda %15 arttı. SunExpress'in 90 milyon yolcu mirası, belki de yeni nesil hibrit modeller için bir ders olacak – sürdürülebilir yakıtlar, karbon nötr uçuşlar ve dijital rezervasyonlar gibi yenilikler, geleceğin anahtarı.
Yolcular ne yapacak peki? Eğer SunExpress bileti aldıysanız, panik yapmayın: AB 261/2004 yönetmeliği gereği, iptal edilen uçuşlar için tam iade veya alternatif sefer hakkı var. Türk Sivil Havacılık otoritesi de devreye girdi; acil bir yolcu destek hattı kuruldu. Binlerce tatilci, şimdi sigorta poliçelerini karıştırıyor, havaalanlarında bekleyen bavullar birikiyor. Bu kaosun ortasında, bir yolcunun sosyal medyadaki paylaşımı viral oldu: "SunExpress'le ilk tatilimi yapmıştım, şimdi gökyüzü biraz daha gri." Evet, duygusal bir yara bu.
Daha geniş perspektiften, Türk havacılığının geleceği parlak mı yoksa fırtınalı mı? SHGM'nin son raporuna göre, 2025'te yolcu trafiği %12 artması bekleniyordu, ama SunExpress kaybı bu projeksiyonu %5 aşağı çekebilir. Yatırımcılar, yeni girişimler için temkinli; belki de devlet destekli bir konsorsiyum doğacak. Öte yandan, yeşil havacılık trendi umut veriyor: Elektrikli uçak prototipleri, SunExpress gibi şirketlerin hatalarından ders çıkararak doğabilir.
Sonuçta, bu iflas bir son değil, bir dönüm noktası. 90 milyon yolcunun hikayeleri, havacılığın ruhunu yansıtıyor: Umut, macera ve bazen beklenmedik inişler. Sektör, bu şoktan daha güçlü kalkacak mı? Gelecek uçuşlar, bunu söyleyecek. Göklerdeki boş koltuklar, yeni hayallere yer açsın.




