Enerji dünyasının tozlu sayfalarında, Türkiye'nin doğalgaz macerası yıllardır bir destan gibi yazılıyor. Karadeniz'in derinliklerinden yükselen umutlar, küresel fırtınalarla dans ederken, her yeni gelişme milyonlarca hanenin geleceğini şekillendiriyor. Pandemi sonrası toparlanan ekonomi, enerji bağımlılığını bir kalkan gibi taşırken, ithalat faturası gökyüzüne uzanıyor. Yıllık 55 milyar metreküp tüketimle dünyanın en büyük alıcılarından biri olan Türkiye, bu devasa açığı kapatmak için her kapıyı çalıyor. Peki, bu kapıların ardında yatan gerçek maliyetler ne? Fiyatlar dolarla mı yoksa endekslerle mi gizleniyor? Sektördeki sessiz fırtınalar, yavaş yavaş kulaklara fısıldanmaya başlıyor.
Asıl bomba, son günlerde patladı: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın, Habertürk TV'de Mehmet Akif Ersoy'un ısrarlı sorularıyla köşeye sıkıştırıldığı o meşhur röportaj. 30 Eylül 2025'te yayınlanan programda, Ersoy adeta bir dedektif gibi rakamların peşine düştü. "ABD gazı 630 dolar, Rus gazı 290 dolar mı?" diye sordu, Bakan ise kıvrak bir manevrayla "Söylenen rakamlar yanlış, ama gerçeğini söylemem doğru olmaz" diyerek topu taca attı. İzleyiciler ekrana kilitlendi; peki ya gerçek? Araştırmalar, dolaşımdaki bu iddiaların abartılı olabileceğini gösterse de, küresel piyasalarda ABD LNG'sinin bin metreküp başına 8-12 dolar bandında seyrettiğini, Rusya'nın ise 5-6 dolar civarında teklifler sunduğunu ortaya koyuyor. Türkiye'nin spot piyasada bugün alış fiyatı 15 bin 313 lira 91 kuruşa, satışta ise 13 bin 855 lira 45 kuruşa ulaşan dengeleme gazı, dolar/TL kuruyla çarpıldığında cepleri daha da yakıyor. Bu muafiyet, kışa doğru nefes aldırmıyor mu?
Gelelim kökenlere: Hatırlayın, 2020'de Karadeniz'de Sakarya Gaz Sahası'nda keşfedilen o dev rezerv, 540 milyar metreküp doğal gaz vaadiyle ülkeyi coşturmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Müjde" tweet'iyle duyurulan bu hazine, 1 trilyon dolarlık potansiyel değeriyle hayalleri süslemişti. Üretim 2023'te başladı, ama bugün sadece yıllık tüketimin yüzde 3'ünü, yani yaklaşık 1,7 milyar metreküpü karşılıyor. Maliyeti? Metreküp başına tam rakamlar hâlâ sis perdesinin ardında; ithal girdilerle şişirilmiş bir fatura, yerli üretim hayalini gölgeliyor. Bakan Bayraktar, röportajda bu detaya da değinmedi, ama son açıklamalarında "Yerli gazın maliyeti düşürülecek" sinyali verdi. Peki, bu gecikmelerde jeopolitik oyunlar mı var? Ukrayna kriziyle Rusya'nın Avrupa'ya akışı kesilince, Türkiye alternatif arayışına hız verdi; Azerbaycan, Cezayir ve İran hatları devreye girse de, asıl kurtarıcı ABD oldu.
Heyecan dorukta: Erdoğan'ın eylül sonu ABD ziyaretinde imzalanan LNG anlaşmaları, Türkiye'yi "dünyanın en ucuz gazını alan ülkesi" konumuna taşıdı. Bakan Bayraktar, 1 Ekim 2025'te sosyal medyada paylaştığı videoda coşkuyla anlattı: "ABD gazı, Avrupa'nın ödediği fiyattan çok daha düşük; biz bu avantajlı kaynaklara erişim sağlayarak vatandaşımızı koruyacağız." Dört ana fiyat merkezi –Henry Hub, TTF, JKM ve NBP– arasında ABD'nin Henry Hub'ı en dipte kalıyor; 3 dolar/MMBtu'nun altında seyreden spot fiyatlar, uzun vadeli kontratlarla Türkiye'ye 2025 sonuna kadar nefes aldıracak. Rusya'nın Çin'e 248,7 dolar/bin m³'le satış yapması, Avrupa ve Türkiye'ye 401,9 dolar teklif etmesi ise dengeleri sarsıyor. Trump dönemindeki "Rus gazını bırak, ABD'ninkini al" baskısı, bugün meyvesini veriyor; ama bu, Moskova'nın intikamını mı tetikleyecek?
Sektördeki fırtına dinmiyor: Pandemi sonrası enflasyon dalgası, 2023-2024'te elektrik ve gaz faturalarını roketlemişti. Şimdi, 5 Ekim 2025 itibarıyla Bakan Bayraktar'dan gelen müjde: "Kışa girerken zam yok!" Habertürk yayınında tekrarlanan bu sözler, Anadolu Ajansı ve Bloomberg HT gibi mecralarda yankılandı. 2026 için ise "Enflasyon düzeltmesi olabilir" uyarısı var; yani fiyatlar, beklenen enflasyona endeksli yükselecek. Uzmanlar, nükleer santrallerin devreye girmesiyle 2050'ye kadar 20 bin megavat kapasiteye ulaşılacağını söylüyor, ama kısa vadede LNG ithalatı kilit. Düşünün: ABD'nin "kaya çatlatma" teknolojisiyle net ihracatçı olduğu gibi, Türkiye de bu sırrı kapmaya çalışıyor. İran'ın nükleer hayalleri ABD bombalarıyla yerle bir olurken, biz sessizce boru hatlarını çoğaltıyoruz.
Bu satır aralarında yatan strateji, Türkiye'yi enerji haritasında kilit oyuncu yapıyor. Rusya'nın Ukrayna macerasıyla zayıflayan eli, Çin'e düşük fiyatlarla açılırken, Avrupa TTF borsasında fiyatlar 11,15 dolar/MMBtu'ya fırlamış. Türkiye? Akıllıca bir denge oyunu: Rus hattından vazgeçmeden ABD'yi ekliyor, Karadeniz'i büyütüyor. Ama eleştirmenler susmuyor; Ersoy'un röportajdaki ısrarı gibi, "Halka doğruyu söyleyin" sesleri yükseliyor. Yatırımlar ve cari giderler için bugüne dek harcanan milyarlarca dolar –tam rakamlar hâlâ gizli– verimli mi? Karadeniz gazının içindeki ithal pay ne kadar? Bu sorular, 2025'in sonbahar rüzgarlarında uçuşuyor.
Geleceğe dair ipuçları cabası: Bernstein analistleri, ABD gazını 3 doların altında tutmanın yollarını sıralarken, Türkiye'nin uzun vadeli anlaşmalarıyla kazançlı çıktığı ortada. Spot piyasadaki dalgalanmalar –bugün 3 USD/MMBtu civarı– kış stoklarını etkileyecek, ama Bakan'ın "Güvenilir ve uygun fiyatlı kaynak her yerden" sözü umut veriyor. 70 yıllık nükleer hayal, Akkuyu ile gerçeğe dönüşürken, yerli gaz üretimi sıçrama yapacak. Peki, bu ucuz ABD gazı, Rusya'yla ilişkileri bozar mı? Yoksa yeni bir enerji koridoru mu doğar? Sektördeki devler –ExxonMobil'den Gazprom'a– Türkiye'yi izliyor; bir sonraki hamle, faturaları değil, jeopolitiği değiştirebilir.
Bu hikaye, sadece rakamlarla bitmiyor; bir ulusun bağımsızlık mücadelesi. ABD'nin yapıcı gücüyle –teknoloji transferi– yıkıcı gölgesinden –Ukrayna gibi vekil savaşlar– kaçınan Türkiye, akıllıca navigasyon yapıyor. Ersoy'un "Fiyatları söyleyin" ricası, Bayraktar'ın "Yanlış rakamlar" savunması arasında, gerçekler yavaş yavaş sızıyor. Vatandaş? Daha ucuz faturalar, daha parlak yarınlar bekliyor. Ama unutmayın: Doğru ortaya çıkmazsa, meydan yanlışa kalır. Bu enerji destanının yeni bölümleri, her sabah gazetelerde; kim bilir, belki yarınki kahvenizle birlikte bir müjde daha gelir.