MHP'den Demirtaş Şoku: Bazı Şeyler Yapılmalı!
MHP'den Demirtaş Şoku: Bazı Şeyler Yapılmalı!
İçeriği Görüntüle

Ankara'nın sonbahar sisleri arasında, diplomatik koridorlar her zamanki gibi fısıltılarla doluydu. Sozcu TV stüdyoları, bir kez daha Türkiye'nin nabzını tutan bir arena gibiydi; ışıklar altında, konuk koltuğunda oturan isim, yılların birikmiş tecrübesiyle sahneye çıkmıştı. Hava, gerilim ve merakla elektriklenmişti; izleyiciler, ekran başında nefeslerini tutmuş, "Bu sefer ne diyecek?" diye soruyordu. Bu, sıradan bir sohbet değil; küresel güçlerin satranç tahtasında Türkiye'nin rolünü sorgulatan bir manifesto gibiydi. Stüdyonun camlarından yansıyan şehir ışıkları, sanki bir fırtınanın habercisiydi – ve o fırtına, Trump'ın gölgesinde yaklaşıyordu.

Sohbet, Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı'nın girişiyle alevlendi. Sozcu TV ekranlarında, 1 Ekim 2025 akşamı yayınlanan programda, Yaycı doğrudan konuya girdi: "Trump'ın Erdoğan'dan istediği o topraklar, Türkiye'nin geleceğini tehdit ediyor." Bu cümle, stüdyoyu dondurdu; sunucu, şaşkınlıkla Yaycı'ya döndü ve detayları sordu. Yaycı, sesini yükselterek devam etti: "Eskişehir iddiası çarpıcı. Trump-Erdoğan zirvesinde, gizli bir nadir el sıkışma anında, ABD'nin Eskişehir Hava Üssü'nü kalıcı üs olarak istediği konuşuldu. Bu, sadece bir üs değil; Türkiye'nin egemenliğini zedeleyen bir talep." On-screen metinler, haritalarla desteklendi: Eskişehir'in stratejik konumu, NATO hatları ve potansiyel üs genişlemesi işaretlendi. Yaycı, elini masaya vurarak ekledi: "Bu topraklar, bizim toprağımız. Vermek, parçalanmanın kapısını aralar."

Yaycı'nın açıklamaları, zirvenin perde arkasını aydınlattı. "Trump, Erdoğan'a 'Bana bu üssü ver, S-400 krizini unutalım' demiş. Ama bu, bir anlaşma değil, tuzak." diye haykırdı Müstafi Tümamiral, gözleri kısılmış halde. Sunucu araya girerek, "Doğalgaz boyutu ne?" diye sordu. Yaycı, başını sallayarak yanıt verdi: "Bu eee benim eee doğalgaz konusu tabii eee çok eee Türkiye'nin de tek kaynağa bağlı olmaması lazım. Onu kabul ediyorum. Ancak Amerika'nın asıl amacı, Karadeniz ve Doğu Akdeniz'i kontrol etmek. Eskişehir'i alarak, enerji hatlarını ele geçirecekler." Ekranda, doğalgaz boru hatları ve Eskişehir'in coğrafi haritası belirdi; kırmızı oklar, olası ABD hakimiyetini gösteriyordu. Yaycı, "Bekleyen büyük tehlike bu: Türkiye nefessiz bırakılacak, Mavi Vatan doktrini baltalanacak" diyerek uyardı, ses tonu kararlılıkla doluydu.

Tartışma, Trump'ın 2024 seçim zaferinden sonraki ilk Erdoğan zirvesine odaklandı. Yaycı, "Zirvede, Trump'ın sempozyum planı – pardon, strateji planı – masaya yatırıldı. Suriye'den PKK-PJAK hattına, Gazze'den İsrail'e uzanan bir ağ. Erdoğan, direnmiş ama baskı artıyor" dedi. Sunucu, "Peki çözüm?" diye sorduğunda, Yaycı netti: "Bağımsızlık. Tek kaynağa bağlı kalmayacağız, çeşitlendireceğiz. Ama toprak talebi, kırmızı çizgi olmalı." Ekranda, geçmiş zirve fotoğrafları akarken – 2019'daki Trump-Erdoğan el sıkışması – Yaycı, "O günler geride kaldı. Şimdi tehlike, kapıda" diye bitirdi cümlesini. Program, alkışlar ve tartışmalarla sona erdi; izleyicilerden gelen yorumlar, sosyal medyayı sardı.

Bu iddialar, Cihat Yaycı'nın Mavi Vatan savunuculuğunun bir uzantısı gibiydi. Hatırlarsak, Yaycı 2020'de emekli olmuş, ama açıklamalarıyla gündemi sarsmaya devam etmişti. 2023'te Suriye sınırındaki PKK tehlikesini, 2024'te Gazze ablukasını anlatmıştı Sozcu TV'de; şimdi, Trump'ın dönüşüyle ABD'nin yeni hamlesini deşifre ediyordu. Eskişehir Hava Üssü, Türk Hava Kuvvetleri'nin kalbi – F-16'ların evi, NATO tatbikatlarının merkezi. ABD'nin kalıcı üs talebi, 2016'daki Incirlik genişlemesini hatırlatıyordu; o dönem, FETÖ darbesinden sonra üs anlaşması imzalanmış, ama gerilimler bitmemişti. Yaycı'nın "Parçalanma riski" uyarısı, tam da bu tarihi yara üzerineydi.

Programın yankıları, ertesi gün – 2 Ekim 2025'te – medyayı sardı. Sosyal medyada #TrumpToprakTalebi etiketi trend oldu; kullanıcılar, "Yaycı haklı, uyan Türkiye!" diye paylaştı. Diplomatik kulislerde, Erdoğan'ın sessizliği dikkat çekti; belki Beyaz Saray ziyareti öncesi bir test balonu, belki gerçek bir uyarı. Trump'ın ikinci döneminde, ABD'nin Ortadoğu stratejisi sertleşmişti: Suriye'de YPG'ye destek, İran yaptırımları, İsrail'e sınırsız koruma. Türkiye, S-400 alımı yüzünden hâlâ CAATSA yaptırımları altında; bu talep, o gerilimi çözme vaadiyle geliyordu. Ama Yaycı'ya göre, bedeli ağır: "Doğalgaz çeşitlendirmesi güzel, ama toprak karşılığı olmaz."

Geleceğe dair senaryolar, ürkütücü. Eğer Eskişehir üssü verilir ve alınırsa, ABD'nin Karadeniz'e inişi kolaylaşır; Rus gazına bağımlılık azalır ama stratejik egemenlik erir. Yaycı, program sonunda "Dayanışma zamanı" çağrısı yaptı: "Sözcü TV gibi platformlar, gerçeği söylüyor. Katılın, destek olun." Ekranda, abonelik linkleri ve "Ayrılıklar Paketini Seç!" yazısı belirdi – izleyiciyi harekete geçirme hamlesi. Uzmanlar, bu iddianın doğruluğunu sorguluyor; ama Yaycı'nın istihbarat geçmişi, sözlerini ağırlıklandırıyor. Trump-Erdoğan hattı, 2025 sonbaharında yeni bir zirveye mi uzanacak? Belki BM Genel Kurulu'nda, belki Washington'da – o zaman, toprak meselesi masaya döner.

Bu yayın, sadece bir röportaj değil; Türkiye'nin jeopolitik uyanışının kıvılcımıydı. Cihat Yaycı, koltuktan kalkarken gülümsedi: "Tehlike var, ama biz güçlüyüz." Sunucu, programı kapatırken "Her şey çok güzel olacak mı?" diye sordu; Yaycı'nın cevabı net: "Olacak, yeter ki toprağımızı koruyalım." Stüdyo ışıkları sönerken, izleyiciler ekranı terk etmedi; tartışmalar gece boyu sürdü. Eskişehir'in haritası, akıllarda kaldı; Trump'ın talebi, bir efsaneye dönüştü. Türkiye, bu fırtınada ne yapacak? Diplomasi mi, direniş mi? Cevap, önümüzdeki günlerde gelecek – ama Yaycı'nın uyarısı, kulaklarda çınlayacak. Tehlike kapıda, ama umut da öyle.