Habertürk’te yayımlanan “Hamas Anlaşmayı Reddederse Ne Olur?” başlıklı canlı yayın, izleyiciyi ilk dakikadan itibaren kritik bir karar sürecine odakladı. Sunucunun açılış sorusu netti: Hamas önüne konan şartlara ne cevap verecek? Prof. Dr. Ahmet Keser stüdyoda ve ekrandaki başlık, tüm izleyenlere karar anının yaklaştığını hissettirdi.
Beyaz Saray’ın açıkladığı planın en kritik detayı, Hamas’ın 3-4 gün içinde yanıt vermesi gerektiği oldu. Kabul edilmesi halinde ateşkes, rehinelerin 72 saat içinde serbest bırakılması, Hamas’ın silahsızlandırılması ve kademeli çekilme öngörülüyor. Ancak reddedilirse ciddi askeri ve diplomatik sonuçlar gündeme gelecek. Bu nedenle plan, basit bir teklif değil, takvimli bir baskı mekanizması olarak öne çıktı.
Prof. Dr. Ahmet Keser, yayında yaptığı değerlendirmede bu baskının Hamas üzerinde hem dış güçlerin hem de örgüt içi dengelerin çatışmasını tetikleyeceğini vurguladı. Sunucunun sorularına yanıt verirken, kabul edilmeyen bir anlaşmanın İsrail’i sert bir askeri karşılığa yöneltebileceğini, bölgesel aktörlerin de devreye gireceğini belirtti. Ekrandaki alt başlıklar ise sürekli “Hamas’ın cevabı” ve “Netanyahu’nun tutumu” ifadeleriyle bu kararın ağırlığını pekiştirdi.
Hamas’ın önünde üç seçenek var: Planı kabul etmek, süre istemek veya reddetmek. Kabul edilirse örgüt ciddi bir güç kaybı yaşayabilir ama siviller için nefes alınacak bir dönem başlayabilir. Süre istemek, arabulucuların daha fazla devreye girmesine yol açabilir. Ancak net bir reddediş, Trump’ın ultimatomuyla paralel olarak çatışmaların tırmanmasına ve daha ağır insani kayıplara yol açabilir.
Uluslararası alanda planın yankıları hızlı oldu. İsrail yönetimi ve bazı Arap ülkeleri destek açıklarken, Gazze’deki insani tablo anlaşmanın uygulanabilirliğini sorgulatıyor. On binlerce sivilin yerinden edilmesi, sağlık sisteminin çökme noktasına gelmesi ve bölgedeki diplomatik hesaplar, Hamas’ın vereceği yanıtın sadece askeri değil, insani bir boyutu da olacağını gösteriyor.
Prof. Dr. Ahmet Keser, sunucunun “Hamas kabul etmezse ne olur?” sorusuna verdiği yanıtta, askeri ve diplomatik süreçlerin birbirine karışacağını, İsrail’in sahada daha sert adımlar atabileceğini, Suudi Arabistan, Mısır, Katar ve Türkiye gibi aktörlerin pozisyonlarının ise süreci yönlendireceğini söyledi. Bu yorum, kararın sadece Hamas ile sınırlı olmadığını, bölgesel dengeleri kökten etkileyeceğini ortaya koydu.
Kısa vadeli olasılıklar netleşmiş durumda: Kabul edilirse ateşkes ve rehine değişimi gündeme gelecek, reddedilirse bölge daha büyük bir çatışmaya sürüklenecek. Erteleme ise belirsizliği uzatacak ve tarafları yıpratacak. Hangi senaryonun gerçekleşeceği, yalnızca Hamas’ın vereceği cevapla değil, aynı zamanda arabulucuların baskısı, bölgesel aktörlerin hamleleri ve sahadaki insani tabloyla da belirlenecek.
Sonuç olarak, Habertürk’teki canlı yayın, kritik bir kararın eşiğinde bölgeyi nasıl bir geleceğin beklediğini tartışmaya açtı. Prof. Dr. Ahmet Keser’in yorumları, önümüzdeki günlerin sadece bir diplomatik satranç değil, aynı zamanda bölge halkı için hayati sonuçlar doğuracak bir döneme işaret etti. Şimdi gözler Hamas’ın vereceği yanıta çevrildi.
