Dünya

Trump BM Genel Kurulu’nda Gazze İçin Masayı Orta Doğu Ülkeleriyle Kurarken Avrupa’yı Sert Şekilde Eleştirdi

Trump, BM’deki konuşmasında Gazze meselesini Orta Doğu ortaklığıyla çözme kararlılığını gösterirken Avrupa’yı hedef aldı; Erdoğan masada ve mesaj net.

ABD Başkanı Donald Trump Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Gazze olayının çözümünde sadece söylem değil davranışlarla da tarafını açıkça resmetti. Bu yeni görüntü, Trump’ın Avrupa yerine Orta Doğu ülkeleriyle işbirliğini tercih ettiğini simgeliyor.

Bu değişim yalnızca diplomatik bir tercih değil, Trump için stratejik bir mesaj taşıyor. BM kürsüsünden Avrupa’yı “cehenneme dönen kıta” olarak nitelendirirken, İslam ülkeleri liderlerinin bulunduğu masada Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yanına alması dikkat çekti. Bu görüntü, ABD’nin Gazze politikasında ittifak çizgisinin artık değişmekte olduğunun habercisi olarak yorumlanıyor.

Geçmişte Trump, konuşmalarında Avrupa ülkelerinin tutumlarını sık sık eleştiriyordu. İsrail’e destek gibi konularda Avrupa’dan farklı bir perspektif çizerken, BM Genel Kurulu’nda sergilediği bu yeni görünüm tutumunun bundan sonra kimlerle birlikte yürütüleceğinin ipuçlarını verir nitelikte.

Masadaki isimler arasında Pakistan, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve Mısır yer alıyordu ki bu ülkeler hem bölgesel hem de stratejik olarak Gazze meselesinde önemli aktörler. Trump’ın “bugün burada yapılan en önemli toplantı bu masada yapılıyor” sözleri, Avrupa eksenli diplomasi yerine Orta Doğu işbirliğinin öncelenmesini vurguluyor.

Bu tavır, ABD’nin Gazze’deki insani kriz ve İsrail ile olan ilişkileri bağlamında nerede durduğunu göstermek açısından kritik. Avrupa’nın, savaşa dair eleştiriler yönelten taraf olarak kalmasına rağmen ABD’nin masada birlikte hareket ettiği Orta Doğu ülkelerine verdiği önem burada farklı bir boyut kazanıyor.

Önümüzdeki dönemde Amerika Birleşik Devletleri’nin Gazze meselesinde Orta Doğu ile ortakça yürütülecek diplomatik girişimlere ağırlık vermesi bekleniyor. Bu bağlamda Türkiye’nin rolü ve duruşu da yakından takip edilecek; Erdoğan’ın masadaki görünürlüğü ve ABD ile ilişkisi bu süreçte stratejik önemde olacak.

Toplumların ve kamuoylarının merak ettiği soru şu: ABD bu yeni pozisyonunu sürdürecek mi, yoksa tekrar Avrupa ağırlıklı diplomasiye mi dönecek? Eğer bu yeni yaklaşım kalıcı olursa, bölgedeki güç dengeleri ve barış görüşmeleri bundan büyük etki görecek.