Dünyanın en güçlü askeri güçlerinden biri olan ABD ordusu, önümüzdeki dönemde köklü değişikliklere hazırlanıyor – bu dönüşüm küresel dengeleri etkileyebilir mi?

Dünyanın en büyük askeri bütçesine sahip ABD, son yıllarda Çin ve Rusya gibi rakiplerin yükselişiyle karşı karşıya kalırken, iç yapısını da sürekli gözden geçiriyor. Özellikle yurt dışı operasyonlar ve komuta kademeleri, verimlilik ve etkinlik açısından sıkça tartışma konusu oluyor.

Bu tartışmaların merkezinde, ABD Avrupa Komutanlığı (EUCOM), Afrika Komutanlığı (AFRICOM) ve Merkez Komutanlığı (CENTCOM) gibi önemli yurt dışı birlikler yer alıyor. Bu komutanlıkların mevcut yapısı, soğuk savaş döneminden kalma izler taşıyor ve günümüz tehditlerine yeterince hızlı yanıt veremediği eleştirileri alıyor. Özellikle EUCOM'un Almanya'nın Stuttgart şehrindeki merkezi ve CENTCOM'un Florida'daki Tampa üssü, geniş coğrafyalarda sorumluluk üstleniyor.

Kamboçya ve Tayland Savaşın Eşiğinde: Sınır Geçişleri Tamamen Askıya Alındı
Kamboçya ve Tayland Savaşın Eşiğinde: Sınır Geçişleri Tamamen Askıya Alındı
İçeriği Görüntüle

Savunma Bakanı Pete Hegseth'in öncülüğünde başlatılan çalışmalar, ordunun üst kademesinde ciddi bir sadeleşme hedefliyor. Dört yıldızlı generallerin sayısının önemli ölçüde azaltılması planlanıyor – bu, geçen aylarda duyurulan yüzde 20'lik küçülme hedefinin bir parçası. Hegseth'e doğrudan bağlı general ve amirallerin sayısı da düşürülecek, böylece karar alma süreçleri hızlanacak.

Genelkurmay Başkanı Dan Caine'in önümüzdeki günlerde sunacağı rapor, bu değişikliklerin ana hatlarını belirleyecek. Raporun, on yıllardır görülmemiş çapta bir komuta yeniden yapılandırmasını içermesi bekleniyor. Amaç, uluslararası komuta yapısını tek tipleştirmek ve daha sade bir hale getirmek.

Özellikle yurt dışı komutanlıklarında dikkat çekici bir öneri öne çıkıyor: EUCOM, AFRICOM ve CENTCOM'un yeni bir "Uluslararası Komutanlık" altında birleştirilmesi. Bu yapı, mevcut ayrı komutanlıkları tek bir çatı altında toplayarak kaynakları daha etkili kullanmayı amaçlıyor. CENTCOM'un sorumluluk alanı Ortadoğu, Orta Asya'nın bazı bölgeleri ve Kuzey Afrika'yı kapsarken, EUCOM Avrupa ve çevresini, AFRICOM ise Afrika kıtasını yönetiyor.

Bu birleşme, operasyonel koordinasyonu artırabilir ancak bazı riskler de barındırıyor. Örneğin, farklı coğrafyalardaki tehditlerin (Rusya'nın Avrupa'daki hareketleri, Afrika'daki istikrarsızlıklar ve Ortadoğu'daki çatışmalar) tek merkezden yönetilmesi, uzmanlaşmayı azaltabilir mi? Uzmanlar, bu modelin Çin odaklı Hint-Pasifik stratejisine kaynak aktarımı için zemin hazırladığını düşünüyor.

Değişikliklerin onay süreci de kritik: Hem Savunma Bakanı Hegseth hem de Başkan Donald Trump'ın onayı gerekiyor. Savunma Bakanlığı şu ana kadar resmi bir açıklama yapmasa da, iç çalışmaların hız kazandığı biliniyor.

Yeni ulusal güvenlik stratejisi, "America First" yaklaşımını her alanda ön plana çıkarıyor. Bu doğrultuda, ABD'nin yurt dışı taahhütlerini gözden geçirmesi bekleniyor. Özellikle Avrupa'daki askeri varlık, NATO müttefikleri arasında endişe yaratıyor – zira Hint-Pasifik bölgesine ve Çin rekabetine odaklanma eğilimi güçleniyor.

NATO içinde, ABD'nin Avrupa'daki asker sayısını azaltacağı yönünde hesaplar yapılıyor. Bu, ittifakın doğu kanadını etkileyebilir ve Avrupa ülkelerinin kendi savunma harcamalarını artırma baskısını yükseltebilir. ABD Senatosu'nun, Avrupa'daki asker sayısının belirli bir seviyenin altına düşmesini engelleyen Savunma Yasası'nı onaylaması da bu tartışmaları kızıştırıyor.

Genel olarak, bu yeniden yapılandırma ordunun daha çevik, maliyet etkili ve günümüz tehditlerine odaklanmış hale gelmesini hedefliyor. Ancak NATO gibi ittifaklardaki rolü ve küresel caydırıcılık açısından uzun vadeli etkileri merak konusu.

ABD ordusunun bu hamlesi, sadece iç yapıyı değil, uluslararası güvenlik mimarisini de şekillendirebilir. Çin'in yükselişi, Rusya'nın agresif politikaları ve bölgesel istikrarsızlıklar karşısında, Washington'ın nasıl bir yol izleyeceği yakından takip ediliyor.

Bu dönüşüm süreci, savunma bütçelerinden personel yönetimine kadar geniş bir yelpazede değişiklikler getirecek. General sayısındaki azalma, kariyer yollarını etkileyecek ve genç subaylara yeni fırsatlar sunabilir.

Yurt dışı komutanlıkların birleştirilmesi, lojistik ve istihbarat paylaşımını kolaylaştırabilir. Örneğin, Afrika ve Ortadoğu'daki operasyonlar arasında daha hızlı koordinasyon sağlanabilir.

Öte yandan, EUCOM'un öneminin azalması, Avrupa müttefiklerini kendi başlarının çaresine bakmaya itebilir. Bu, NATO'nun kolektif savunma ilkesini test edebilir.

Savunma uzmanları, bu değişikliklerin "America First" politikasının askeri yansıması olduğunu belirtiyor. Kaynakların Batı Yarımküre ve Pasifik'e kaydırılması, uzun vadede Avrupa ve Orta Doğu'daki ABD varlığını dönüştürebilir.

Sonuç olarak, ABD ordusunun bu kapsamlı yeniden yapılanması, küresel güç dengelerinde yeni bir sayfa açabilir. Gelişmeleri takip etmek, uluslararası ilişkiler ve savunma politikaları açısından hayati önem taşıyor. Bu süreç, sadece askeri değil, diplomatik ve ekonomik boyutlarıyla da dikkat çekiyor.