Türkiye'nin dört bir yanında yükselen öfke dalgası, bugün Samsun'da adeta bir sel gibi aktı; SOL Parti'nin çağrısıyla toplanan kalabalık, tek adam rejimine karşı birleşik bir haykırışla meydanları inletiyor. Zonguldak ve Tonya'dan sonra Şehir Kulübü önünden Çiftlik Caddesi'ne uzanan yürüyüş, sadece bir protesto değil, milyonların birikmiş isyanının patlaması. "İş, ekmek, adalet memlekete sol gerek" sloganları gökyüzünü delerken, faşizme karşı omuz omuza duruş, ülkeyi yeni bir uyanışa sürüklüyor. Peki, bu sokaklardaki ateş, saray duvarlarını nasıl eritecek? Derinlere inelim, çünkü bu mücadele, sadece bir yürüyüş değil, bir devrimin ilk adımları ve sırlar, bir bir açığa çıkıyor.

Saat 14:00'te Şehir Kulübü önünde toplanan yüzlerce yurttaş, SOL Parti'nin öncülüğünde Çiftlik Caddesi'ne doğru harekete geçti. Pankartlarda "Çağrımız gerici rejime son verme çağrısıdır" yazarken, kalabalık "İş, ekmek, adalet memlekete sol gerek", "Faşizme karşı omuz omuza", "AKP mezara halk iktidara" sloganlarıyla yankılandı. Yürüyüş, konuşmalarla son buldu; SOL Parti Samsun İl Sözcüsü Şafak Yeşiltepe, kürsüde ilk sözü aldı: "Söyleyecek sözü, yürüyecek yolu olan sevgili arkadaşlar, dostlar hepiniz hoşgeldiniz. Faşizme, yoksulluğa ve baskılara karşı birleşelim şiarıyla bugün bir araya geldik." Yeşiltepe, ekonomik krizin derinleşmesini, yanan ormanları, yok edilen tarımı, yasaklanan grevleri, çalınan sınav sorularıyla geleceği gasp edilen gençleri, açlıkla yüzleşen emeklileri, öldürülen kadınları, sahte diplomalarla kayırılan yandaşları ve kayyumlarla bertaraf edilen belediyeleri sıralayarak, "Demokrasinin, adaletin, hukukun olmadığı giderek yoksullaşan bir ülkede yaşamak için direnen halkımız için sokaklardayız" diye haykırdı. Bu sözler, kalabalığı coşturdu; katılımcılar, yumruklarını sıkarak alkışladı, zira Yeşiltepe'nin sesi, yılların birikmiş öfkesini yansıtıyordu.

Ankara Tandoğan Meydanı CHPnin Kitlesel Mitinginde Vesayete ve Kayyuma Karşı Tarihi Direniş
Ankara Tandoğan Meydanı CHPnin Kitlesel Mitinginde Vesayete ve Kayyuma Karşı Tarihi Direniş
İçeriği Görüntüle

Yeşiltepe, konuşmasını derinleştirerek, "Bizlerin bir avuç zorbanın karşısında sokaklarda olmak için çok fazla nedenimiz var" dedi ve paralı, özelleştirilmiş eğitim sisteminin AKP yandaşlarının servetine servet kattığını, okulların tarikatlar eliyle kuşatıldığını anlattı. "Yoksul emekçi halk sağlık sistemine ulaşamaz hale getirildi. Parası olanlar özel hastanelerde tedavi gördü. Parası olmayanlar hastanelerinde sağlık sistemine ulaşamadı, randevu alamadı." Mafya, çete ve tarikatların arkasında duran tek adam iktidarına isyan ederek, "Her gün en az üç kadının öldürülmesinden, şüpheli kadın ölümlerinin artmasından, kadına, çocuklara ve LGBTİ+’lara yönelik şiddetin olağanlaştırılmasından bu iktidar, kapitalist sistem sorumludur" diye vurguladı. İstanbul Sözleşmesi'ni fesheden, 6284'ü kaldırmaya çalışan bu rejimden hesap sormak için sokaklarda olduklarını haykırdı: "Bu ülkede yaşanan bunca kötülüğün tek sorumlusu İslamcı faşist iktidardır. Dinciliğin saltanatına karşı laiklik için mücadele etmek, laikliği kazanmak için sokaklardayız." Bu kısım, özellikle kadınların ve gençlerin tezahüratlarını artırdı; kalabalık, "Kadınlar özgür olacak" diye eşlik etti, zira Yeşiltepe'nin öfkesi, günlük hayattaki acıları somutlaştırıyordu.

SOL Parti MYK Üyesi Alper Taş, kürsüye çıktığında meydan daha da alevlendi. Taş, "Tek adam rejimine son vermeden ülke sorunlarının hiçbiri çözülemez" diyerek, siyasal İslamcı rejimin 2018'de yürürlüğe girdiği günden beri ülkeyi yok ettiğini anlattı: "Bu siyasal İslamcı rejim 2018’de yürürlüğe girdiğinden beri ülkenin geleceğini yok etmiştir. Memleketi uçuracaklarını söylemişlerdi ama ülkeyi uçurumun kenarına getirdiler." Konuşmasını birleşik halk hareketinin önemine bağlayarak, "Farklı siyasi görüşlerden olabiliriz, başka başka partilerden gelebiliriz. Ama öncelikli görevimiz hepimiz için birdir: Bu rejimi yenmek. Bunun için birleşik bir halk hareketi yaratacağız. Bu hareket, gençlerin öncülüğünde Saraçhane’de doğdu. Şimdi bu birlikteliği ülkenin dört bir yanına taşımak zorundayız. Gelin sadece Samsun’da değil her yerde bu birliği büyütelim" diye çağrı yaptı. Devrimcilerin ülke tarihindeki rolüne değinerek, "Tarih Mahirlere, Denizlere hak verdi. Onların söyledikleri bugün bir kez daha doğrulandı. Gelin, o düşleri hep beraber büyütelim" dedi. Taş, hayal ettiği Türkiye'yi betimlerken, "Biz öyle bir Türkiye kuracağız ki: Kadınlar özgür olacak, devlet erkek devleti olmaktan çıkacak. Doğamız, ormanlarımız, sularımız, meralarımız yağmaya açılmayacak. Bu ülkenin müşterekleri sermayeye teslim edilmeyecek. Mehmet Cengizlere bu topraklar peşkeş çekilmeyecek. Biz doğayla barışık, eşit yurttaşlık temelinde bir Türkiye kuracağız" diye haykırdı. Bu vizyon, kalabalığı ayağa kaldırdı; sloganlar yeniden yükseldi, zira Taş'ın sözleri, umudu somut bir geleceğe dönüştürüyordu.

SOL Parti'nin bu yürüyüşü, ülke genelinde bir zincirin parçası. Zonguldak'ta madencilerin öfkesiyle başlayan, Tonya'da kadınların dayanışmasıyla güçlenen kampanya, Samsun'la Karadeniz'i sarstı. Parti, 2018'de Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) dönüşümüyle doğmuş, siyasal İslamcı rejime karşı devrimci bir sol hattı savunuyor. Manifestosunda, "Siyasal İslamcı rejim 17 yıllık iktidarı boyunca halkı birbirine düşüren bir kutuplaşma politikası izledi. Kendi iktidarını desteklemeyen her kesimi teröristlikle suçlayarak bir terör ve korku rejimi yarattı. Demokrasi, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü gibi kavramlar rafa kaldırılarak bir tek adam rejimi inşa edildi" diye vurguluyor. Bu yürüyüşler, deprem felaketlerinden ekonomik çöküşe, kadın cinayetlerinden kayyumlara uzanan bir yelpazede rejimi hedef alıyor. BirGün'e göre, SOL Parti'nin "Tek adam rejimi halkın üzerine çöktü, kurtuluş dayanışmada" çağrısı, 2023 deprem sonrası dayanışma ağlarını hatırlatıyor; o dönemde parti, "Yarattığınız enkazla birlikte siz de gideceksiniz" demişti. Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi'nin benzer "Tek adam rejimini göndermeye geliyoruz" mesajı, ittifak ruhunu güçlendiriyor. Eskişehir'deki laik eğitim yürüyüşü gibi, Samsun etkinliği de parasız eğitim ve sağlık taleplerini ön plana çıkarıyor.

Güncel bağlamda, bu yürüyüş CHP'nin Tandoğan Mitingi'yle örtüşüyor; her ikisi de kayyumlara ve vesayete karşı. 2025 anketleri, sol partilerin birleşik hareketinin %15'lik bir potansiyel taşıdığını gösteriyor; Saraçhane'deki gençlik isyanı, bu dalgayı tetiklemişti. X'te (eski Twitter) #SOLPartiSamsun ve #TekAdamRejimi etiketleri, yürüyüş sonrası binlerce paylaşımda yankılandı; kullanıcılar, "Sokaklar halkın, rejim gidecek" diye yazdı. SOL Parti'nin manifestosu, "Bu soyut bir çağrı değildir, somut talepler etrafında ilmek ilmek örülecek yeni bir hayatı ve yeni bir toplumu kurma çağrısıdır" diyor; Taş'ın "O düşleri büyütelim" sözü, Mahir ve Denizleri anımsatarak devrimci geleneği canlandırıyor. Ekonomik krizde asgari ücretin açlık sınırının altında kalması, orman yangınları ve kadın cinayetlerindeki artış, yürüyüşün gerekçelerini güçlendiriyor. Gelecekte, bu zincir İzmir ve İstanbul'a uzanırsa, birleşik halk hareketi kitlesel bir güce dönüşebilir; zira Taş'ın dediği gibi, "Bu hareket, gençlerin öncülüğünde doğdu, şimdi ülke geneline yayılacak." SOL Parti'nin "Şimdi SOL Zamanı!" çağrısı, rejimin çürümesini hızlandırabilir – peki ya siz, bu isyana katılmaya hazır mısınız?