Türkiye siyasetinin en deneyimli liderlerinden Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin parmağındaki yüzük, son günlerde siyasi çevrelerde en çok konuşulan konulardan biri haline geldi. Yüzükte yazan "La havle ve la kuvvete illa billahil azim" (Güç ve kuvvet sadece yüce Allah'a aittir) ifadesi, sıradan bir dini motiften öte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi hamlelerine karşı bir duruşun ve derin bir stratejinin sembolü olarak yorumlanıyor. Bu mesaj, sadece bir sabır çağrısı değil, aynı zamanda siyasi tarihin kadim derslerine atıfta bulunan, ustaca gizlenmiş bir liderlik manifestosu olarak dikkat çekiyor.
Memduh Bayraktaroğlu ve Ferit'in derinlemesine analizlerine göre, Bahçeli'nin bu sembolik hamlesi, siyasi liderliğin sadece güncel olaylara tepki vermekten ibaret olmadığını, aynı zamanda tarihi ve felsefi birikimle yoğrulması gerektiğini vurguluyor. Bayraktaroğlu, liderlerin dindar olsun ya da olmasın, Kısas-ı Enbiya (Peygamberler Tarihi) okumaları gerektiğini belirterek, özellikle Eyüp Peygamber'in sabrının ardındaki derslere odaklanıyor. Eyüp Peygamber'in hikayesinin, tarihçilerde değil, din kitaplarında yer almasının amacının, insanlara sabır ve metanet üzerinden ders vermek olduğunu ifade ediyor.
Bayraktaroğlu, bu sabır temasını, Mevlana'nın bir hikayesiyle daha da derinleştiriyor. Hikayeye göre, vergi toplamaya gelen bir zabitin haksız yere dövdüğü yaşlı bir köylü, o anki güçsüzlüğüyle karşılık vermez. Ancak, yerden aldığı bir tuğlayı gömleğinin içine saklar. Bir yıl sonra, aynı zabit köye geldiğinde, köylü güçlenmiş bir şekilde zabiti kuyunun başında tuğlayla vurarak kuyuya atar. Mevlana'nın bu hikayeden çıkardığı ders, "Zamanını bekle" ve "Güçsüzken kimseye saldırma, önce güç kazan, ondan sonra ne yaparsan yap" şeklindedir. Bayraktaroğlu, Devlet Bahçeli'nin bu tarihi ve felsefi dersleri çok iyi bildiğini ve yüzüğündeki mesajın, bu derin sabır ve strateji anlayışının bir yansıması olduğunu vurguluyor.
Siyasi tarihten verilen bir diğer önemli ders ise, Truva Savaşı metaforu üzerinden aktarılıyor. Bayraktaroğlu, Homeros'un Truva'yı anlatırken verdiği asıl mesajın, "Bir kaleyi ancak içten fethedebilirsin" olduğu görüşünü savunuyor. Truva'nın tahta at hilesiyle alınmasının, kaleyi dışarıdan kuşatmak yerine, içeriden zayıflatmanın önemini öğrettiğini belirtiyor. Bu bağlamda, Osmanlı'nın Viyana kuşatmasında içten destek alamadığı için başarısız olması ve duraklama dönemine girmesi, bu tarihi dersin somut bir örneği olarak sunuluyor. Bayraktaroğlu, bu tür tarihi olayların, ülkeleri yönetecek krallara, prenslere ve bürokratlara ders verdiğini, "Bir kaleyi içten fethetmeden sakın işgal etmeye kalkma" ilkesini öğrettiğini ifade ediyor.
Bayraktaroğlu, liderlere sadece dini metinleri değil, aynı zamanda Homeros tarihi ve Sadi Şirazi'nin Bostan ve Gülistan eserlerini de okumalarını tavsiye ediyor. Bu eserlerin, liderlikte eksikliği giderecek ve onlara hayat dersleri verecek kadim bilgiler içerdiğini belirtiyor. Özellikle Sadi Şirazi ve Mevlana'nın, Machiavelli'nin eserlerinden bile önce, siyasi strateji ve insan doğası üzerine önemli dersler verdiğini dile getiriyor.
Programın ilerleyen dakikalarında, siyasi konuların yanı sıra toplumsal şikayetlere de değiniliyor. Ferit, izleyicilerden gelen yorumlara dayanarak, özellikle yaz saati ve kış saati uygulaması ile ilgili yoğun şikayetler olduğunu dile getiriyor. Bayraktaroğlu, bu konuya hemen müdahale ederek, uygulamanın "çok yanlış bir karar" olduğunu ve en başından beri bu kararın karşısında durduğunu belirtiyor. Uygulamanın sadece Ankara'dan sonraki illerde kışın öğlen ezanının mesai saatlerine denk gelmesi gibi pratik sorunlara yol açtığını, bunun da toplumsal yaşamı olumsuz etkilediğini ifade ediyor.
Sonuç olarak, Devlet Bahçeli'nin yüzüğündeki "sabır" mesajı, sadece kişisel bir inanç beyanı değil, aynı zamanda siyasi rakiplerine ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hamlelerine karşı, tarihi ve felsefi birikimle yoğrulmuş, uzun vadeli bir stratejinin ve "zamanını bekle" ilkesinin sembolü olarak öne çıkıyor. Bu durum, Türkiye siyasetinde liderlerin attığı her adımın, sadece güncel değil, aynı zamanda kadim bilgelikle de okunması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bahçeli'nin bu duruşu, siyasi kulislerdeki heyecanı artırırken, Erdoğan'ın bu "Eyüp Sabrı" karşısında nasıl bir hamle yapacağı merak konusu olmaya devam ediyor.




