Türkiye'nin siyasi gündemi, son günlerde peş peşe gelen çarpıcı gelişmelerle adeta bir deprem yaşıyor. Bir yanda, uzun süredir cezaevinde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın olası tahliyesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den gelen şaşırtıcı bir açıklama, diğer yanda ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın diplomasıyla ilgili Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yapılan ve yeni soruları beraberinde getiren bir izahat... Bu iki kritik gelişme, ülkenin siyasi dengelerini yeniden şekillendirecek nitelikte.
Siyasetin Kalbine Düşen İlk Bomba: Bahçeli'nin Demirtaş Çıkışı
Türkiye siyasetinin en deneyimli isimlerinden biri olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son grup toplantısında yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, herkesi şaşkına çeviren bir çıkışa imza attı. Bahçeli, Selahattin Demirtaş'ın olası tahliyesi hakkında yöneltilen bir soruya, "Tahliyesi hayırlı olur" yanıtını verdi. Bu kısa ve net ifade, Cumhur İttifakı'nın temel dinamikleri açısından büyük bir sürpriz olarak yorumlandı.
Levent Gültekin, bu gelişmeyi yorumlarken, Bahçeli'nin bu sözlerinin sıradan bir açıklama olmadığını, arkasında derin siyasi hesaplaşmaların yattığını belirtiyor. Gültekin'e göre, Bahçeli'nin bu çıkışı, Cumhur İttifakı'nın içindeki gerilimi ve MHP'nin ittifak içindeki konumunu yeniden belirleme çabasının bir yansıması olabilir. Bahçeli'nin bu hamlesi, özellikle AK Parti kanadında büyük bir şaşkınlık ve rahatsızlık yaratmış durumda.
Fidan'ın Diploması Tartışması: YÖK'ten Gelen Eksik Açıklama
Gündemin bir diğer önemli başlığı ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın diplomasıyla ilgili ortaya atılan iddialar ve YÖK'ün bu iddialara verdiği yanıt oldu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Namık Tan'ın gündeme taşıdığı iddialar, Fidan'ın lisans diplomasının denkliği olmadan yüksek lisansa başladığı yönündeydi.
YÖK, bu iddialar üzerine bir açıklama yaparak, Fidan'ın mezuniyet ve denklik süreçlerinde herhangi bir usulsüzlük olmadığını belirtti. Ancak Levent Gültekin, YÖK'ün açıklamasında önemli bir detayın eksik bırakıldığını vurguluyor. Gültekin, YÖK'ün kendi yönetmeliğine göre, bir öğrencinin lisans denkliği henüz tamamlanmamış olsa bile yüksek lisans programına başvurabileceğini ve kabul edilebileceğini aktarıyor. Yönetmeliğe göre, eğer öğrencinin lisans denkliği yüksek lisans eğitimi sırasında sağlanırsa, yüksek lisans diploması geçerli sayılıyor; aksi takdirde yüksek lisans eğitimi geçersiz oluyor.
Gültekin, YÖK'ün bu kuralı açıklamasında belirtmemesinin, tartışmanın devam etmesine neden olduğunu ifade ediyor. CHP'li Namık Tan'ın ise, Fidan'ın dört yıllık lisans eğitimini nasıl üç yılda tamamladığını gösteren transkriptin açıklanması yönündeki talebi, bu konudaki soru işaretlerini canlı tutuyor.
Siyasi Satrançta Kritik Hamleler
Bahçeli'nin Demirtaş hakkındaki sözleri ve Fidan'ın diploması etrafındaki tartışmalar, Türkiye siyasetindeki derin fay hatlarını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bahçeli'nin bu çıkışı, sadece Demirtaş'ın hukuki durumunu değil, aynı zamanda Cumhur İttifakı'nın geleceğini de yakından ilgilendiriyor.
Levent Gültekin, Bahçeli'nin bu hamlesinin, Erdoğan'a karşı bir güç gösterisi ve ittifak içindeki pazarlık gücünü artırma amacı taşıdığını düşünüyor. Gültekin, Bahçeli'nin bu tür kritik zamanlarda yaptığı beklenmedik çıkışlarla siyasi dengeleri nasıl değiştirdiğine dikkat çekiyor.
Öte yandan, Hakan Fidan'ın diploması meselesi, siyasi etik ve şeffaflık tartışmalarını yeniden alevlendiriyor. YÖK'ün teknik bir açıklama ile konuyu kapatmaya çalışması, muhalefetin daha fazla detay talep etmesine yol açıyor. Bu durum, iktidarın şeffaflık konusundaki sınavını zorlaştırıyor.
Sonuç: Beklenmedik Gelişmeler Kapıda
Türkiye siyaseti, Bahçeli'nin Demirtaş hakkındaki sözleri ve Fidan'ın diploması tartışması gibi beklenmedik gelişmelerle dolu bir döneme girmiş durumda. Bu iki olay, sadece güncel siyasi tartışmaların bir parçası değil, aynı zamanda ülkenin gelecekteki siyasi haritasını da etkileyecek potansiyel taşıyor. Gözler, Bahçeli'nin bu hamlesine AK Parti'den gelecek yanıta ve Hakan Fidan'ın transkriptinin açıklanıp açıklanmayacağına çevrilmiş durumda. Türkiye, siyasi satranç tahtasında atılan bu kritik hamlelerin sonuçlarını büyük bir merakla bekliyor.





