Türkiye'de ekonomik zorlukların giderek derinleştiği bu dönemde, yasa dışı finansal faaliyetler adeta gün yüzüne çıkmaya başladı. Özellikle sosyal medya platformları, bu karanlık dünyanın yeni vitrini haline geldi. Son günlerde yaşanan bir olay ise kamuoyunda büyük yankı uyandırdı: Kendisini açıkça "tefeci" olarak tanıtan bir şahıs, yılbaşı özelinde düzenlediği sözde "indirim kampanyasını" sosyal medya hesabından duyurarak, yasa dışı borç verme faaliyetlerini resmen ilan etti. Bu duyuru, sadece faiz oranlarındaki indirimle değil, aynı zamanda şahsın kahvehane ve benzeri işletme sahiplerine yönelik özel talebiyle de dikkatleri üzerine çekti. Olay, ekonomik sıkışmanın bireyleri ne kadar uç noktalara sürüklediğinin çarpıcı bir örneği olarak kayıtlara geçti ve yetkililerin radarına girdi.

Bu tür yasa dışı faaliyetlerin sosyal medyada bu kadar pervasızca paylaşılması, son aylarda gözlemlenen bir trendin parçası. Ülkede artan enflasyon, işsizlik ve kredi erişimindeki zorluklar, resmi bankacılık sisteminin dışında kalan kişileri tefecilere yönlendiriyor. Ancak bu seferki durum, alışılmadık bir şekilde açık ve meydan okuyucu bir üslupla ortaya çıktı. Şahıs, hesabından paylaştığı bir videoda doğrudan hedef kitlesini belirleyerek, kahvehane işletmecileri ve "kulüpçü" olarak tanımladığı eğlence sektörü temsilcilerini işaret etti. Bu kesimi "vazgeçilmez" olarak nitelendiren tefeci, yılbaşı ruhunu bahane ederek faiz oranlarında bir "güzellik" yapacağını ilan etti. Videoda görülen görüntülerde, şahsın rahat bir tavırla konuşması ve kampanyayı adeta bir alışveriş indirimi gibi sunması, izleyenlerde hem şaşkınlık hem de endişe yarattı.

Bu Kış Kar mı Yağacak, Yağmur mu? Meteoroloji Uzmanından Şok Senaryo Değişikliği!
Bu Kış Kar mı Yağacak, Yağmur mu? Meteoroloji Uzmanından Şok Senaryo Değişikliği!
İçeriği Görüntüle

Videoda detaylandırılan kampanya, tefecinin önceki uygulamalarından belirgin bir fark taşıyor. Daha önce günlük %5.80 faiz oranıyla borç verdiğini belirten şahıs, bu oranı yılbaşı vesilesiyle "100 puan indirerek" %4.80'e çektiğini iddia etti. Bu indirim, yasa dışı finans dünyasında bile nadir rastlanan bir "rekabetçi" yaklaşım olarak yorumlanabilir, ancak gerçekte borçlular için hala astronomik bir yük anlamına geliyor. Örneğin, 10 bin liralık bir borç için günlük faiz bile yüzlerce lirayı bulurken, bu oran bile haftalık geri ödemeleri katlanılmaz hale getiriyor. Tefeci, indirimi överek, bu hamlesinin yılbaşı coşkusuna katkı sağlayacağını ima etti. Ancak asıl pes dedirten kısım, şahsın kahvehane sahiplerine ve kulüpçülere yönelik özel isteğiydi: Onları doğrudan telefonla aramalarını ve bu fırsatı kaçırmamalarını tembihledi. Bu talimat, sanki bir iş görüşmesi randevusu gibi sunuldu ve sosyal medyada hızla yayıldı, binlerce görüntülenme aldı.

Ekonomik krizin tefecilerin işlerini nasıl canlandırdığına dair veriler de bu olayı daha da anlamlı kılıyor. Son resmi raporlara göre, Türkiye'de hane halkı borçlanması rekor seviyelere ulaşmış durumda, ancak bankaların sıkı kredi politikaları nedeniyle birçok kişi alternatif yollara başvuruyor. Sosyal medya, bu alternatiflerin en erişilebilir platformu haline geldi; tefeciler profillerini gizlemeden ilanlar yayınlıyor, hatta bazen "güvenilirlik" adına referanslar paylaşıyor. Bu olayda da şahıs, videoyu profesyonel bir şekilde çekerek, izleyicilere samimi bir hava vermeye çalıştı. "Yılbaşı geliyor, bir güzellik yapacağım. Kahvecilere 4.80’den para vereceğim… Kahveciler, kulüpçüler benim canlarım," diye hitap eden tefeci, bu sözlerle hedef kitlesini motive etmeye çalıştı. Bu ifadeler, videonun en çarpıcı kısmı olarak sosyal medyada alay konusu oldu, ancak aynı zamanda tehlikesini de ortaya koydu: Bu tür "canlarım" hitapları, borç ilişkilerinin ne kadar manipülatif ve duygusal sömürüye dayalı olduğunu gösteriyor.

Olayın sosyal medya yansımaları da cabası. Videoyu gören kullanıcılar, hemen yorum yağmuruna tuttu; bazıları şaşkınlıklarını emoji'lerle ifade ederken, diğerleri yetkililere uyarıda bulundu. "Bu nasıl bir yılbaşı hediyesi, tam bir tuzak!" gibi tepkiler, kamuoyunun konuya ne kadar duyarlı olduğunu kanıtladı. Tefecinin hesabı, kısa sürede binlerce takipçiye ulaştı, ancak yetkililerin henüz resmi bir açıklama yapmaması soru işaretleri yarattı. Güvenlik birimleri, bu tür paylaşımları izlediklerini ima eden genel uyarılar yayınlamış olsa da, somut bir işlem başlatılıp başlatılmadığı belirsizliğini koruyor. Bu gecikme, yasa dışı faaliyetlerin dijital dünyada ne kadar hızlı yayıldığını ve müdahalenin zorluğunu vurguluyor. Uzmanlar, benzer vakaların artmaması için sosyal medya platformlarının daha sıkı denetim uygulaması gerektiğini savunuyor.

Peki, bu indirim gerçekten bir fırsat mı, yoksa tuzak mı? Yasa dışı borçlanmanın riskleri malum: Yüksek faizler, icra takipleri, hatta şiddet olayları. Kahvehane sahipleri gibi küçük işletmeler, mevsimsel nakit akışlarının yılbaşı döneminde artması nedeniyle özellikle hassas. Tefeciler, bu dönemi fırsat bilerek "indirim" kartını oynuyor. Ancak %4.80'lik günlük faiz, bileşik faizle hesaplandığında kısa sürede anaparanın kat kat fazlasını talep ediyor. Örneğin, bir ayda bu oranla borçlanan bir kişi, ödeyemediği takdirde tefecinin "özel istekleri" devreye girebilir – ki bunlar genellikle yasal olmayan teminatlar veya kişisel fedakarlıklar şeklinde oluyor. Olay, ekonomik politikaların acilen gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor; resmi kredi mekanizmalarının erişilebilir hale getirilmesi, bu gölge ekonomiyi küçültebilir.

Sonuç olarak, bu tefeci skandalı, yılbaşı coşkusunun gölgesinde yatan karanlık gerçekleri aydınlatıyor. Sosyal medyada başlayan bu "kampanya", sadece bir kişinin pervasızlığı değil, sistematik bir sorunun parçası. Kahvehane sahipleri ve kulüpçüler gibi kesimler, bu tür tuzaklara düşmemek için dikkatli olmalı; yetkililer ise hızlı müdahale ile caydırıcılığı artırmalı. Ekonomik sıkışmanın bireyleri sürüklediği bu uç nokta, hepimizi düşündürmeli: Yılbaşı indirimleri alışveriş merkezlerinde kalmalı, yasa dışı finansın gölgesinde değil. Bu olay, belki de değişim için bir uyarı zili olacak.