Son dönemde medya dünyasını sarsan gelişmeler, uyuşturucu operasyonlarıyla bağlantılı iddiaları gündeme taşıdı. Özellikle iktidara yakın yayın organlarında yoğunlaşan haberler, kamuoyunda geniş tartışmalara yol açtı.
Bu tartışmaların merkezinde, bir gazetecinin sosyal medya paylaşımıyla ortaya çıkan bir fotoğraf karesi yer aldı. Fotoğraf, bazı çevrelerce tarihi olaylara benzetilerek servis edildi ve siyasi bağlantılar vurgusu yapıldı.
Paylaşımda, gizli tanık ifadeleri ve telefon kayıtlarının çeşitli sektörlerde etki yaratacağı iddia edildi. Bu iddialar, olayın boyutlarını genişletti.
Fotoğrafta yer alan isimler arasında dikkat çeken figürler bulunduğu belirtildi. Aralarında avukatlar ve siyasi çevrelerden kişiler de vardı.
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, fotoğrafı paylaşarak şu ifadeleri kullandı: "_Vay. Kimler kimlerle beraber? Habertürk’teki uyuşturucu operasyonuna bu ‘derin’ fotoğraf damga vuracak. Gizli tanık ifşa etmiş. Duyduğuma göre; Ela Rümeysa Cebeci’nin telefon kayıtları da ekonomi, spor, siyaset, magazin dünyasında deprem yaratacak. Bu dosya siyasi Susurluk olmaya aday._"
Fotoğrafın, bir doğum günü kutlamasında çekildiği ortaya çıktı. Mekânın bir balıkçı restoranı olduğu, kutlamanın yaklaşık dört yıl önce gerçekleştiği bilgisi paylaşıldı.
Fotoğrafta toplam 19 kişinin bulunduğu, grup halinde poz verildiği belirtildi. Katılımcılar arasında medya, hukuk ve siyaset dünyasından isimler dikkat çekti.
Aralarında Rezan Epözdemir'in Mehmet Akif Ersoy'un yanında yer aldığı, MHP'li avukat Serkan Toper'in de fotoğrafta bulunduğu ifade edildi. Serkan Toper'in, 2024 yerel seçimlerinde Beşiktaş Belediye Başkanı adayı olduğu hatırlatıldı.
Fotoğrafın asıl tartışma yaratan yönü, eski Başbakan Binali Yıldırım'ın kardeşi İlhami Yıldırım'ın da karede yer alması oldu. Bu detay, haberde öne çıkarıldı.
İlhami Yıldırım, geçmişte Mehmet Akif Ersoy ile sosyal medya paylaşımları yaptığı ancak son olaylardan sonra bunları sildiği belirtildi. Ayrıca, 2015 yılında İstanbul Çekmeköy'de silahlı bir saldırıya uğradığı, şoförünün yaralandığı eski bir olay da gündeme getirildi.
İlhami Yıldırım, BirGün gazetesi yazarı Timur Soykan'a yaptığı açıklamada fotoğrafın bağlamını netleştirdi. Doğum günü kutlamasına geç katıldığını belirten Yıldırım, Mehmet Akif Ersoy'u uzun yıllardır tanıdığını vurguladı.
Yıldırım, Ersoy'un iddia edilen olumsuz yönlerini hiç görmediğini ve böyle bir tanıklığının olmadığını ifade etti. Fotoğrafın belirli bir tarihi olaya benzetilerek sunulmasını eleştirdi.
İlhami Yıldırım'ın açıklamasında şu sözler yer aldı: "_Ben doğum gününe geç gitmiştim. Mehmet Akif Ersoy arkadaşımdır. Şimdi ‘Onu tanımıyorum’ diyecek halim yok. Ben Mehmet Akif’in iddia edilen yönlerini hiç görmedim, böyle bir tanıklığım olmadı._"
Yıldırım, fotoğrafın bu şekilde servis edilmesini "_art niyettir_" olarak nitelendirdi. Siyasi bir amaç güdüldüğünü düşündüğünü belirten Yıldırım, fotoğraftaki herkesin suçlu gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu vurguladı.
Açıklamasının devamında Yıldırım: "_Ancak böyle bir fotoğrafı ‘Susurluk gibi’ sunmak art niyettir. Siyasi bir amaçla bunu yaptıklarını düşündürüyor. Ama fotoğraftaki herkesi suçlu gibi sunmak hiç doğru değil._" dedi.
Bu gelişmeler, medya operasyonlarının siyasi boyutlarını bir kez daha gündeme getirdi. Uyuşturucu soruşturmasıyla bağlantılı iddialar, iktidar içindeki olası gerilimleri işaret ediyor.
Gizli tanık Ela Rümeysa Cebeci'nin ifadeleri ve telefon kayıtlarının geniş çevreleri etkileyeceği iddiaları, olayın takip edilmesini artırdı.
Fotoğrafın dört yıllık bir geçmişe dayanması, mevcut bağlamda yeniden gündeme gelmesinin siyasi motivasyonlu olduğu yorumlarını beraberinde getirdi.
Medya etiği tartışmaları da bu olayla yeniden alevlendi. Kişisel ilişkilerin ve eski fotoğrafların soruşturma bağlamında nasıl kullanıldığı sorgulanıyor.
Kamuoyu, operasyonun detaylarını ve olası yansımalarını yakından izliyor. Benzer iddiaların geçmişteki tarihi olaylarla karşılaştırılması, tartışmaları derinleştiriyor.
Bu tür gelişmeler, basın özgürlüğü ve yargı süreçlerinin bağımsızlığı konularını da ön plana çıkarıyor. İddiaların doğruluğunun mahkeme süreçlerinde aydınlanacağı bekleniyor.
Olayın tarafları arasındaki ilişkiler, sosyal ve siyasi çevrelerin iç içeliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Gelecek günlerde yeni açıklamalar ve gelişmelerle konunun genişlemesi muhtemel görünüyor.
