Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçe görüşmeleri, son dönemde kamuoyunun en çok konuştuğu konular arasında yer aldı. Meclis kürsüsünden yapılan açıklamalar, eğitim sistemindeki bazı uygulamaları mercek altına aldı.
Görüşmeler sırasında, muhalefet milletvekilleri çeşitli iddialar ortaya attı. Özellikle atama süreçleri ve kurum içi uygulamalar konusunda sert eleştiriler dile getirildi.
CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, konuşmasında eğitim alanında yaşanan bazı sorunlara dikkat çekti. Bakanlığın yurt dışı görevlendirmeleri de tartışma konusu oldu.
Özçağdaş, Mainz Başkonsolosluğu Eğitim Ataşeliği pozisyonuna yapılan bir atamayı gündeme getirdi. Bu atamanın detayları, torpil tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Atamanın, AKP MYK Üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen'in kızı Şeyma Şen Aybek'e yapıldığı belirtildi. Şeyma Şen Aybek'in, atamasız ve dışarıdan bu göreve getirildiği ifade edildi.
Özçağdaş, bu durumu eleştirerek, "_Bir milyon kişinin içinde adam bulamamışsınız bir AKP’linin kızını torpille Almanya’ya göndermişsiniz_" dedi.
Ayrıca, atamanın 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde gerçekleştiği vurgulandı. Özçağdaş, bu tarihi ironik bulduğunu ima etti.
Konuşmasında, AKP'li AR-GE Eğitim Başkanının kızı olarak nitelendirdiği Şeyma Şen'in atamasını örnek gösteren Özçağdaş, "_Siz ancak bakan çocuklarının hakkını bilirsiniz başka da bilmezsiniz_" şeklinde sert çıktı.
Bu atama, eğitim camiasında "ballı atama" olarak nitelendirilerek tepki çekti. Yurt dışı ataşeliklerin avantajlı pozisyonlar olduğu biliniyor.
Özçağdaş, konuşmasını MESEM projelerindeki sorunlarla bağdaştırdı. MESEM'lerde yaşanan çocuk ölümlerine dikkat çekti.
MESEM'lerde 17 çocuğun hayatını kaybettiği belirtildi. Bu ölümlerin görmezden gelindiği eleştirisi yapıldı.
Ailelerin aranmadığı, desteklenmediği ifade edildi. Ancak MESEM karşıtı protestolarda 17 TİP'li gencin gözaltına alındığı, 16'sının tutuklandığı hatırlatıldı.
Son olarak, Eren Dağ adlı bir çocuğun MESEM'de hayatını kaybettiği davaya değinildi. Duruşmada tarla sahibine iyi hal indirimiyle 3 yıl 10 ay, iş yeri sahibine taksitle 106 bin lira ceza verildiği belirtildi.
Eren Dağ'ın babası, kamu görevlilerinin yargılanmamasına isyan etti: "_Çocuğumuz MESEM’de vefat etti. Neden hiç kamu görevlisi yargılanmıyor? Bunu da anlamış değilim. Çocuğumuzu oraya gönderen okuldu._"
Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e seslenerek, "_Eren’in babasına ne cevap vereceksiniz?_" diye sordu.
Bakanın cevabını ise Öğretmenler Günü'ndeki atamayla verdiğini ima etti: "_Ama Sayın Bakan cevabını vermiş. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde AKP’li AR-GE Eğitim Başkanının kızı Şeyma Şen’i atamasız, dışarıdan Mainz Başkonsolosluğuna atamış._"
Bu iddialar, eğitimde liyakat ve eşitlik tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Yurt dışı görevlendirmelerin şeffaflığı sorgulanıyor.
MESEM projelerinin güvenlik açısından yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgusu yapıldı. Çocuk işçiliğinin önlenmesi için daha etkili tedbirler bekleniyor.
Atama süreçlerindeki siyasi bağlantı iddiaları, kamu kurumlarında nepotizm tartışmalarını artırdı. Benzer olayların önlenmesi için denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi çağrıları yapılıyor.
Eğitim sistemindeki bu tür uygulamalar, öğretmenlerin ve velilerin güvenini sarsıyor. Toplumun hassasiyet gösterdiği çocuk hakları konusu, siyasi polemiklere malzeme oluyor.
Bütçe görüşmelerindeki bu çıkış, muhalefetin iktidarı sıkıştırma stratejisinin bir parçası olarak görüldü. İktidar cephesinden henüz resmi bir yanıt gelmedi.
Bu olay, eğitim politikalarının sadece bütçe rakamlarından ibaret olmadığını bir kez daha gösterdi. İnsan odaklı yaklaşımların önemi ön plana çıktı.
Kamuoyunda, liyakat esaslı atamaların zorunluluğu konusunda farkındalık artıyor. Gelecekteki görevlendirmelerde daha adil süreçler umut ediliyor.




