Ankara'nın siyasi kulisleri, son dönemdeki en dikkat çekici ve en hızlı değişim olaylarından biri sahne oldu. Bir televizyon programının yapılan kritik bir açıklaması, uygun ateşledi ve saatler içinde, iktidarın yaygınlaştığının en önemli ortaklarından birinden gelen net ve sert bir mesajla tüm değişiklik değiştirildi. Gecenin devamında sosyal medya üzerinden yapılan bir paylaşım, sadece bir cevap değil, aynı zamanda siyasi dengelerin yeniden şekillendiğinin de güçlü bir işaretiydi. Bu olay, basit bir polemiğin çok ötesinde, uzaktaki önemli ayrıntıları barındırıyor.
Her şey, Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun katıldığı bir televizyon programıyla ilgili açıklamalarla başladı. Soylu, terörle mücadele konusundaki tecrübelerini aktarırken, sözü halefi olan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya döneminde yürütülen operasyonlara değindi. Özellikle göçmenlere yönelik olarak yapılan "Kalkan-19" operasyonuna katılarak, kendi dönemindeki yöntemlerin daha farklı ve etkili olduğunu ima eden ifadeler kullanıldı. Bu sözler, doğrudan Ali Yerlikaya'yı ve mevcut güvenlik bürokrasisini hedef alan, deneyimli bir siyasetçinin dikkatle değerlendirilen eleştirileri olarak yorumlandı. Soylu'nun bu çıkışı, kendi bakanlık döneminin mirasını koruma ve mevcut politikaların sorgulanması hamlesi olarak Ankara koridorlarında yankı buldu.
Ancak bu sözlerin yansıması beklenenden çok daha sert ve çok daha hızlı oldu. Eleştirilerin üzerinden çok para kazanması, Cumhur İttifakı'nın kilit arkadaşı Milliyetçi Hareket Partisi'nden (MHP) jet hızıyla bir tepki geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla adeta siyasetin seyrini değiştirdi. Yalçın, isim kaybı ancak adresin adaleti olduğunu çok net bir şekilde belli ederek, "icraat ve başarıları göz ardı etmeden sürekli bizimmizlanan, şikayeti olmayan ve kusurlu olan yeteneği" eleştirdi. Ali Yerlikaya'nın terörle ve suçluluk durumuyla kararlı mücadelesini öven Yalçın, bu mücadelenin yıl boyunca destekçisi olduğunu vurguladı.
MHP'den gelen bu açıklama, siyasilerin zayıflamaları tarafından Süleyman Soylu'ya yönelik açık bir "ayar" olarak nitelendirildi. Ancak, sadece iki bakan arasındaki bir görüş ayrılığına MHP'nin müdahil olması değil, aynı zamanda partinin mevcut İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın arkasında ne kadar sağlam desteklendiğinin da bir ilanıydı. Semih Yalçın'ın ifadeleri, ittifak içindeki yeni dönem politikalarına tam destek verildi ve geçmişteki aktörlerin eleştirilerine prim verilmeyeceğini göstererek, son derece güçlü bir siyasi mesaj verdi. Bu hamlede, Ali Yerlikaya'nın eli güçlendirilirken, Süleyman Soylu'nun eleştirilerine ittifak nezdinde karşılıksız kaldı. Yaşanan bu olay, Cumhur İttifakı içindeki güç dengelerinin ve güvenlik politikalarına bakış açısının ne denli hassas bir çizgide perspektifini bir kez daha gözlerin önünde serdi. Gelecek günlerin, bu yankı uyandıran gecenin siyasi birikimi gebe olduğu kesin.




