Almanya'da yaşayan iki deneyimli gazeteci Can Dündar ve Erk Acarer, Türkiye'deki son siyasi cinayetler ve çete yapılanması hakkında dikkat çekici analizler yaptı. Özellikle Serdar Öktem cinayeti ve Sinan Ateş davasına odaklanan değerlendirmeler, ülkedeki siyasi ve kriminal yapının iç içe geçmiş karmaşık durumunu gözler önüne serdi.

Erk Acarer, Daltonlar çetesi konusunda "yeni ve büyük bir çete modelinden ziyade çok çete var" değerlendirmesini yaparak, durumun tek bir büyük örgütlenme olmadığını vurguladı. "Çetelerin de çetesi var" ifadesiyle parçalanmış ve karmaşık bir suç dünyasının varlığına işaret etti.

Tartışmanın odak noktası, Sinan Ateş cinayetine bağlı olarak öldürülen avukat Serdar Öktem oldu. Acarer, üç yıl önce Öktem'in akıbeti konusunda uyarıda bulunduklarını iddia ederek, "Ya infaz edilecek ya başka bir şey başına gelecek Serdar Öktem'in dedik" açıklamasını yaptı.

Can Dündar, Sinan Ateş cinayetini "kriminal olaydan ziyade siyasi bir cinayet" olarak nitelendirdi. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in mahkeme heyetini uyarmasına rağmen cinayetin işlenmesinin düşündürücü olduğunu belirtti.

Serdar Öktem'in korunması konusunda ciddi sorular ortaya atıldı. Dündar, "Acaba korumasız mı bırakıldı? Bir tür infazın yolu mu açıldı ya da kendisi mi koruma istemedi, polisten endişe etti belki?" sorularını yönelterek, devlet korumasının etkinliği konusundaki şüpheleri dile getirdi.

Acarer, Öktem'in "kilit bir pozisyonda" olduğunu ve "MHP içindeki pek çok kişiye" fayda sağlayacak şekilde öldürüldüğünü iddia etti. Öktem'in parti liderliğine "çok sorun çıkaracak" açıklamalarda bulunmak istediğini ve hatta Cumhurbaşkanı ile görüşme arzusu duyduğunu belirtti.

Yasa Dışı Bahis Üçgeni Skandalı
Yasa Dışı Bahis Üçgeni Skandalı
İçeriği Görüntüle

MHP içindeki güç mücadelelerine özel vurgu yapan Acarer, "dostluk anlayışlarının bir yerlerde kaybolduğunu ve çeşitli kliklerin" oluştuğunu söyledi. Partinin sadece AKP'de değil, MHP'de de çoklandığını ifade etti.

Bahçeli'nin parti üzerindeki kontrolü konusunda çarpıcı bir değerlendirme yapan Acarer, "Bahçeli bunlarla baş edemiyor bence artık. Çünkü Bahçeli'den sonrası için zaten bu meseleler ortaya çıkıyor" dedi. "Bahçeli kendi partisini dizayn edemiyor artık" ifadesiyle MHP liderinin kontrolünü kaybettiğini öne sürdü.

Siyasetin önemli ölçüde daraldığını ve kliklerin çoğaldığını belirten Acarer, durumu "MHP içindeki çatlaklar" üzerinden değerlendirme önerisinde bulundu. Bu analiz, iktidardaki ortağın içindeki ciddi iç çekişmeleri işaret ediyor.

Konuşmada dikkati çeken bir diğer nokta, siyasi figürlerle fotoğraf çektirilmenin artık koruma sağlamadığı, hatta hedef haline getirdiği değerlendirmesi oldu. Bahçeli ile çekilen fotoğrafların bile yeterli koruma sağlamadığı vurgulandı.

Gazetecilerin analizi, Türkiye'de hukuk devletinin çözülmesi ve siyasi şiddetin araç olarak kullanılması konusundaki endişeleri dile getiriyor. Özellikle devlet kurumlarının tarafsızlığı ve koruma sağlama kapasitesi sorgulanıyor.

Bu gelişmeler, organize suçun uluslararası boyutu ve siyasi patronajla olan bağlantıları konusunda da önemli sorular ortaya çıkarıyor. Çetelerin Avrupa'ya kadar uzanan faaliyetleri ve Türkiye'deki siyasi cinayetlerle olan bağlantıları, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.

Uzmanların değerlendirmeleri, Türkiye'de yaşanan siyasi krizin derinliğini ve iktidar bloğu içindeki çatlakların boyutunu ortaya koyuyor. Özellikle MHP'deki iç mücadelenin ülkenin genel siyasi istikrarını etkileyebilecek düzeyde olduğu görüşü öne çıkıyor.

Bu analizler, Türkiye'nin karşılaştığı çok boyutlu krizin sadece ekonomik değil, aynı zamanda güvenlik ve hukuk devleti açısından da ciddi sonuçları olduğunu gösteriyor. Siyasi cinayetlerin artması ve devlet korumasının sorgulanması, demokratik kurumların işleyişi konusunda ciddi endişeler yaratıyor.