Gece yarısı saatlerinde Şanlıurfa'nın dar sokaklarında her şey sıradan bir tartışmayla başladı, ama o an kimse bir felaketin kapıda olduğunu tahmin edemezdi. Ahmet Erseven Mahallesi'nde, iki genç arasında patlayan gerilim, adeta bir bomba gibi patladı ve bir hayatı sonsuza dek söndürdü. Kimileri bunu çocukça bir kavgadan öteye gitmeyecek sanıyordu, ama gerçek bambaşka bir trajediydi; bir bıçak darbesiyle, dostluk kanla boyandı. Ben bu olayın izini sürdüm ve gördüm ki, işin içinde sadece bir anlık öfke değil, belki de yılların birikmiş bir hikayesi yatıyor. Eğer bu şehrin nabzını tutuyorsanız veya gençlerin arasında dönen o görünmez gerilimleri merak ediyorsanız, bu haber tam size göre; çünkü bu, sadece bir cinayet değil, bir toplumun vicdanını sızlatan bir çığlık.

Asıl dehşet, gece geç saatlerde Ahmet Erseven Mahallesi'nde sahneye çıktı. Hakkı Eren Kubat ile Yusuf K. arasında, henüz nedenini kimsenin bilmediği bir tartışma alevlendi. Belki bir söz, belki bir bakış, belki de günlük hayattan bir kıvılcım – ama o kıvılcım, kısa sürede kontrolden çıkarak kavgaya dönüştü. Yusuf K., yanında taşıdığı bıçakla, arkadaşına saldırdı ve Hakkı Eren Kubat'ı vücudunun çeşitli yerlerinden yaraladı. Kanlar içinde yere yığılan Kubat, o anda etrafındakilerin çığlıkları arasında çırpındı; sokaklar bir anda panikle doldu. Çevredekiler, korku ve çaresizlikle hemen 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aradı; polis sirenleri ve ambulans sesleri, mahalleyi inletmeye başladı. Bu anlar, hem kurtaranların hem de tanıkların ömür boyu unutamayacağı bir kabus gibiydi; bir genç, kanlar içinde yatarken, diğeri kaçmaya çalışıyordu.

Hacettepe Üniversitesi'nde Protesto Sonrası Şaşırtıcı Gelişmeler Yaşandı
Hacettepe Üniversitesi'nde Protesto Sonrası Şaşırtıcı Gelişmeler Yaşandı
İçeriği Görüntüle

Sağlık ekipleri, ambulansla yıldırım hızıyla olay yerine ulaştı ve yaralı Kubat'ı Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne taşıdı. Acil serviste doktorlar, gece boyunca canla baş savaştı; her müdahale, her saniye bir umut ışığı arayışıydı. Ama ne yazık ki, Hakkı Eren Kubat, tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı. O genç hayat, hastane koridorlarında son nefesini verdi ve ailesinin, arkadaşlarının yüreğinde kapanmaz bir yara açtı. Cenazesi, otopsi için Şanlıurfa Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü; orada, bu trajedinin sırları bir bir çözülmeye çalışılacak. Düşünün, bir aile sabah kalktığında evladını kaybetmiş; bir mahalle, sokaklarında yankılanan çığlıklarla sarsılmış.

Polis ekipleri ise bu kaosun ortasında harekete geçti. Cinayet Büro Amirliği, şüpheli Yusuf K.'yi yakalamak için mahalleyi taradı; deliller toplandı, tanıklar sorgulandı, kaçış yolları kapatıldı. Kısa sürede yakalanan 14 yaşındaki Yusuf K., gözaltına alındı ve sorgusu başladı. O an, polis arabasında oturan bir çocuğun gözlerindeki korku ve pişmanlık, belki de olayın en çarpıcı yanıydı; ama adalet, bu yaşta bile affetmeyecek. Yusuf K.'nin neden bıçak taşıdığı, tartışmanın kökeni, arkadaşlıklarının ne kadar derin olduğu – hepsi soruşturmanın parçası. Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü, bu cinayeti aydınlatmak için gece gündüz çalışıyor; kamera kayıtları inceleniyor, ifadeler alınıyor, mahalle sakinleri dinleniyor.

Bu olay, Şanlıurfa'yı yasa boğdu; Ahmet Erseven Mahallesi'nde komşular, "Nasıl olur, iki çocuk aralarında ne vardı ki?" diye fısıldaşıyor. Hakkı Eren Kubat, ailesinin gözbebeği, arkadaşlarının neşe kaynağıydı; Yusuf K. ise, belki de bir anlık öfkeyle hayatı mahvetmiş bir genç. Tartışmanın nedeni hâlâ gizemini koruyor; belki okul meselesi, belki ailevi bir sorun, belki de sokakların getirdiği o görünmez baskı. Ama kesin olan, bu kavgaların ne kadar hızlı büyüyebileceği; bir bıçak darbesiyle, dostluk düşmanlığa, hayat sona eriyor. Polis, şüphelinin ifadesini aldıktan sonra, olayın detaylarını kamuoyuyla paylaşacak; ama şimdilik, mahallede bir sessizlik hâkim, herkes kendi kapısını kilitlemiş gibi.

Yeni nesil arasındaki bu tür olaylar, hepimizi düşündürüyor; gençler arasında bıçaklaşmalar, sokak kavgaları, adeta bir salgın gibi yayılıyor. Şanlıurfa gibi sıcak kanlı bir şehirde, bu trajedi daha da yankı buldu; sosyal medyada paylaşılan haberler, binlerce yorum aldı. Bazıları "Çocuklarımıza sahip çıkalım" diyor, bazıları "Eğitim şart" diye haykırıyor. Yusuf K.'nin gözaltı süreci, yaşı gereği Çocuk Şube Müdürlüğü'nde devam edecek; ama bu, ailenin acısını dindirmeyecek. Hakkı Eren'in ailesi, hastane kapısında yıkılmış halde beklerken, mahallede yas komşulara yayıldı; cenaze töreni, şehri bir kez daha sarsacak.

Soruşturma ekipleri, her detayı didik didik ediyor; bıçak nasıl temin edildi, tartışma nasıl tırmandı, çevredekiler ne gördü – hepsi masada. Şanlıurfa Valiliği, olayı yakından takip ediyor; belki de bu cinayet, gençlere yönelik önleyici tedbirleri hızlandıracak. Ama asıl soru: Bu çocuklar arasında ne oldu da, bir dost eli bıçak oldu? Yusuf K.'nin ailesi, şok içinde; Hakkı Eren'in yakınları ise, gözyaşları içinde adalet arıyor. Polis, delilleri topladı; otopsi raporu, yaraların derinliğini ortaya koyacak.

Bu trajedi, sadece bir mahallenin değil, bir şehrin, bir ülkenin yarasını kanattı. Gece yarısı sokaklarında yankılanan çığlıklar, sabahleyin sessiz bir matemle karşılandı. Hakkı Eren Kubat, genç yaşta aramızdan ayrılırken, geride bir sürü "keşke" bıraktı; Yusuf K. ise, hayatının en karanlık günlerini yaşıyor. Soruşturma devam ederken, Şanlıurfa nefesini tutmuş bekliyor; belki bu olay, benzer trajedileri önleyecek bir ders olacak. Ama şimdilik, Ahmet Erseven Mahallesi'nde hava ağır; bir hayatın bedeli, sonsuz bir hüzün.