Türkiye ekonomisinin nabzını tutan anket verileri, piyasa oyuncularının gelecek döneme ilişkin görüşmelerinde önemli gelişmelerin yaşandığını ortaya koyuyor. Merkez Bankası tarafından düzenli olarak finansman Beklenti Anketi'nin 4 Kasım tarihli sonuçları, ekonominin iki kritik parametresi olan faiz ve enflasyon konusunda fiyaskoyla bir araya gelmeyi gözler önüne seriyor. Anket fiyatları bir yandan para politikasında gevşeme beklentilerini güçlendirirken, diğer yandan fiyat artışlarının daha yüksek seyredeceği yönünde tahminlerini revize ediyor.
Söz konusu anket veri değişiklikleri, parçaların önemli bir kısmının 2024 yılı boyunca yıllık faiz oranlarında yüzde 46 seviyesinde bulunacağı görülüyor. Bir önceki ankette bu oran 47 olarak tahmin edilmişti. Bu durum, piyasa beklentilerinin Merkez Bankası'nın faiz indirimi sürecinin hızlandırılacağı yönünde şekillendiğini gösteriyor. Katılımcıların yaklaşık dörtte birlik bir bölümü ise faizlerin yıl sonunda yüzde 45 oranında gerileyeceğini düşünüyor.
Yıl sonu enflasyon oranlarında ise tam tersi bir hareket gözlemleniyor. Anket şovlarının bu kez terör fiyat endeksinin 2024 yılında yüzde 44,22 düzeyinde gerçekleşeceği öngörülüyor. Bir önceki anket döneminde bu tahmin yüzde 43,89 idi. Yani piyasa, enflasyonun beklenenden daha dirençli olacağı ve düşüş hızının yavaşlayacağı yönde sinyal veriyor. Bu gelişme, ekonomi yönetiminin fiyat istikrarı, hedefe yönelik, dikkatli takip edilmesi gereken bir gösterge niteliğindedir.
İki ay sonra enflasyon beklentilerinde de benzer bir artış eğilimi dikkat çekiyor. Katılımcılar, önümüzdeki iki aylık dönemde enflasyonun yüzde 27,50 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Önceki anket döneminde bu rakam yüzde 26,49 olarak kayıtlara geçmişti. Yirmi dört ay sonra enflasyon oranı yüzde 16,79'dan yüzde 16,84'e yükseldi. Bu veriler, orta vadeli enflasyon tahminlerinin yukarı yönlü bir izlemeyi izlediğini ortaya koyuyor.
Cari yılın tamamında büyüme hızları hafif bir düşüş gösterdi. Katılımcıların 2024 yılı için gayri safi yurt içi hasıla büyüme yüzde 3,1 olarak öngörülüyor. Bir önceki ankette bu tahmin yüzde 3,2 düzeyindeydi. Gelecek yılın yıllık büyüme oranı ise yüzde 3,4 seviyesinde sabit kaldı. Bu rakamlar, ekonominin büyüme performansına ilişkin beklentilere göre kutlama seyrettiğini gösteriyor.
Cari işlemlerinin dengesine ilişkin projeksiyonlar da anket sonuçları arasında yer alıyor. Katılımcıların 2024 yılı boyunca cari açığının 16,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Önceki anket döneminde bu rakam 17,8 milyar dolar olarak öngörülmüştü. Gelecek yıl için ise cari açık portföyü 18,2 milyar dolardan 19,9 milyara yükseldi. Bu veriler, dış ticaret dengesine ilişkin beklentilerin kısa süreli iyileşme, orta arzın kötüleşme yönünde şekillendiğini ortaya koyuyor.
Döviz kuru tahminlerinde ise dolar/TL paritesinin yıl sonunda 34,93 seviyesinde bulunacağı öngörülüyor. Önceki ankette bu beklenti 34,90 TL olarak belirlenmişti. İki ay sonra dolar/TL seviyesinde 38,65 lira seviyesinde gerçekleşirken, yirmi dört ay sonra bu rakamın 43,12 lira olarak tahmin ediliyor. Katılımcıların euro/TL paritesinin ise yıl sonunda 37,17 lira seviyesinde genişlemeyi düşünüyor.
Piyasa koşullarındaki beklentilerdeki bu değişimler, Türkiye ekonomisinin içinde yer alan korelasyonların karmaşıklığı yansıtılıyor. Bir yandan Merkez Bankası'nın faiz indirimi çok yönlü olarak genişletilirken, diğer yandan enflasyonun gidişi ve beklentilerin yukarı yönlü genişletmeu dikkat çekiyor. Bu durum, para otoritesinin önümüzdeki dönemde politika kararlarını alırken daha temkinli bir strateji sergilemesi işaret ediyor.
Anket sonuçlarının ortaya koyduğu bir diğer önemli nokta, enflasyon ve faiz oranları arasındaki uyumsuzluktur. Geleneksel para politikası yaklaşımında, enflasyon oranlarının yükselmesi durumunda faiz indirimi beklentilerinin tamamlanması bekleniyor. Ancak mevcut tabloda bunun tersi bir durum görülüyor. Bu arada, piyasa işlerinin Merkez Bankası'nın politika tercihlerine ilişkin farklı ilişkiler ve enflasyonla mücadelede araç çeşitliliğine güvendiğini gösteriyor.
Ekonomi yönetimi açısından bu beklentilerin farklılaşması önemli bir sınav niteliğindedir. Çünkü artan enflasyon beklentisinin kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarının devamlılığını zorlaştıracak ve para politikasının sürdürülmesi azalacaktır. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde Merkez Bankası'nın hem enflasyon beklentilerini çıpalamaya yönelik iletişim stratejilerini hem de politika adımlarını bu beklentileri kontrol altında tuttuğu şekilde dizayn etmesi kritik önem taşıyor.




