Ekonomi yönetiminin temel araçlarından biri olan zorunlu karşılıklar uygulamasında, bankacılık sektörünü yakından ilgilendiren önemli değişiklikler yapıldı. Türkiye ekonomisinin temel taşlarından biri olan merkezi düzenleyici kurum, attığı bu yeni adımla piyasalarda hem bir rahatlama sinyali verdi hem de yapısal dönüşüm hedeflerinden vazgeçmediğini gösterdi. Bir süredir bankaların uygulamakla yükümlü olduğu bazı hedeflerde yaşanan zorluklar sonrası gelen bu karar, makro ihtiyati politikaların esnekliğini gözler önüne serdi. Alınan kararların detayları, sektörün uzun zamandır beklediği bazı esneklikleri içerirken, ana hedefin TL'ye geçişi desteklemek olduğu bir kez daha vurgulandı.

Yapılan düzenlemelerin en dikkat çekici kısmı, bankaların Kur Korumalı Mevduat (KKM) yenileme ve Türk Lirası’na geçiş oranları hedeflerinde yapılan köklü değişiklik oldu. Bankaların üzerindeki baskıyı hafifletmeyi amaçlayan bu adımda, mevduat bankaları için belirlenen KKM Yenileme ve TL’ye Geçiş Oranı hedefi yüzde 60’tan yüzde 40’a indirildi. Benzer şekilde, katılım bankaları için de bu oran %45’ten %25’e düşürüldü. Bu hedeflerin altına düşen bankalara uygulanan %8’lik komisyon uygulaması devam edecek olmasına rağmen, hedefin aşağı çekilmesi bankacılık sektörüne önemli bir nefes alma alanı sağladı. Bu hamle, KKM yükümlülüklerinin daha yönetilebilir hale getirilmesi olarak yorumlanıyor.

Üst Düzey Maaşlara 30 Bin TL Zam Asgari Ücreti Ezdi
Üst Düzey Maaşlara 30 Bin TL Zam Asgari Ücreti Ezdi
İçeriği Görüntüle

Merkezi otoritenin bir diğer kritik kararı ise, kredi piyasasının işleyişini düzenleyen büyüme sınırlarının uygulama süresinde yapıldı. Bankaların kredi büyüme sınırlarının takip edildiği dönem, 4 haftalık periyot yerine 8 haftalık bir döneme uzatıldı. Kredi büyüme oranlarında herhangi bir değişiklik yapılmamış olsa da, bu sürenin uzatılması bankaların kredi yönetiminde daha esnek ve uzun vadeli planlama yapabilmesine olanak tanıdı. Bu sayede bankalar, kredi verme süreçlerini daha dengeli bir şekilde yönetebilecek ve hedeflere ulaşma konusunda daha geniş bir zaman dilimine sahip olacak.

Ancak atılan tüm bu adımların temelinde yatan büyük hedef, gerçek kişi TL mevduatlarının payını artırarak ekonomideki liraizasyon stratejisini derinleştirmektir. Yeni düzenlemede, gerçek kişi TL mevduat payı yüzde 60’ın altında olan bankalar için hedef oranların artırılmasına karar verildi. Ayrıca, TL mevduat payı yüzde 60 ile yüzde 65 arasında olan bankalar için aylık 0,4 puanlık bir artış hedefi belirlendi. Bu, bankaların pasif yapılarında yabancı para yerine Türk Lirası ağırlığını artırmaya yönelik teşviklerin ve baskıların devam ettiğini gösteriyor. Böylece, KKM hedefleri bir miktar esnetilse bile, geleneksel TL mevduatın artırılması konusundaki kararlılık net bir şekilde ortaya konmuştur.

Sonuç olarak, ekonomi yönetimi tarafından zorunlu karşılık uygulamasında yapılan bu değişiklikler, hem bankacılık sektörünün mevcut yükümlülüklerini hafifletmeyi hem de TL'ye geçişi kademeli olarak ve sağlam adımlarla sürdürmeyi amaçlayan ikili bir stratejiyi yansıtıyor. Yeni kararlar, kısa vadede piyasalardaki gerilimi azaltırken, uzun vadede Türk Lirası’nın cazibesini artırma ve finansal istikrarı güçlendirme hedefine hizmet etmeye devam ediyor. Merkezi kurumun makro ihtiyati araçları etkin bir şekilde kullanma kararlılığı, piyasaların gelecekteki yönü için de önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.