Dil Derneği’nin düzenlediği Dil Devrimi’nin 93. yıl kutlama töreninde mikrofonu eline alan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sert ifadelerle karşı cephenin politikalarını eleştirdi. Özel, iktidarı “ülkenin kaynaklarını pazarlayıp lüks yatırım yapanlar” olarak nitelendirdi ve “Milletin menfaatini satıp uçak alıyorlar” sözlerini kullandı.

Sözlerini şöyle sürdürdü: Bazı taleplerin öne çekildiğini, doğalgaz tedariki ve uçak alımı gibi hamlelerle taviz verildiğini, karşılığında ise dış destek ve övgü geldiğini iddia etti. Özel bu hamleleri “ülke geleceğini karartma stratejisi” çabası olarak yorumladı ve sert saldırılara rağmen birlik çağrısında bulundu.

Açıklamasında, “İktidarı değiştirme arayışındayız” vurgusunu öne çıkaran Özel, geçmişte devasa projelerle dikkat çeken bazı yatırımların kamu yararına mı yoksa siyasi avantaj sağlamaya yönelik mi yapıldığını sorguladı. Ekonomik kriz, döviz kuru baskısı ve borç yükü altındaki kamu maliyesi üzerinden yaptığı eleştiriler, “kaynakların doğru kullanılması” temasıyla kamu vicdanını harekete geçirmeye çalıştı.

Bu çıkış, yalnızca gündemdeki projeleri değil, siyasi sorumluluk bilincini de gündeme taşıyor: Bir partinin liderinin doğrudan “menfaat satışı” gibi sert suçlamalara kalkışması, muhalefet cephelerinde hem koz hem risk unsuru olabiliyor. Özellikle bu iddialar karşısında iktidar cephesinin nasıl reaksiyon vereceği, kamuoyunun hangi delillere nazar edeceği merak konusu.

AKP'den DEM Parti'ye Şok Ziyaret: Kriz Çözülecek mi?
AKP'den DEM Parti'ye Şok Ziyaret: Kriz Çözülecek mi?
İçeriği Görüntüle

Önümüzdeki süreçte dikkat edilecek başlıklar şöyle olacak:

  • Özel’in sözlerine karşı iktidarın savunma stratejisi ve hangi karşı belgeleri kamuoyuna sunacağı

  • Siyasi tartışmanın ekonomi gündemindeki etkisi

  • Yatırımların finansman kaynakları ve ödeme modelleri üzerine yeni soruşturma çağrıları

  • Bu söylemin muhalefet içindeki yankısı: destekleyici ve eleştirel görüşler nasıl şekillenecek?

Bu açıklama, hedef gösterme ya da ideolojik dilekten öte; Türkiye’de kaynak, yatırım, kamu denetimi ve politik söylem arasındaki sınırları yeniden çizmeye aday.