Türkiye'de kadına yönelik şiddet olayları yeniden gündemi sarsan trajik bir olayla karşı karşıya. Rize Pazar'da görev yapan öğretmen Ş.T.'ye eski eşi tarafından yapılan silahlı saldırı, eğitim camiasında büyük öfke ve tepki yarattı.
Giresun'un Tirebolu ilçesinde gerçekleşen saldırı, korkunç ayrıntılarıyla kamuoyunu derinden sarstı. Bir arkadaşının düğününe katılan Ş.T., düğün sonrasında arabasına binerken eski eşinin saldırısına uğradı. Bu an, bir öğretmenin hayalini kâbusa çeviren dehşet verici anların başlangıcı oldu.
Saldırgan, boşandığı eşine tam 4 kurşun sıktı. Bu acımasız saldırıda Ş.T. ağır yaralandı, ancak çantasındaki termos hayatını kurtaran mucizevi detay oldu. Kurşunlardan birinin termosa çarpması, daha büyük bir trajedinin yaşanmasını engelledi. Ş.T.'nin tedavisi halen devam ederken, sağlık durumu kritik seviyelerde seyrediyor.
Bu korkunç olayın ardından Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Rize Şubesi harekete geçti. Sendika üyesi olan Ş.T. için düzenlenen eylemde, meslektaşları büyük bir dayanışma sergiledi. Eğitim Sen Rize Şubesi'nin çağrısıyla bir araya gelen öğretmenler, sadece bir bireye değil, tüm kadınlara yapılan bu saldırıyı protesto etti.
Eylemde konuşan Eğitim Sen Rize Şubesi Kadın Sekreteri Betül Beşirli, yaşanan olayı izole bir vaka olarak görmediğini vurguladı. Beşirli'nin açıklamaları, sorunun kökenine işaret eden çarpıcı tespitler içeriyordu. Hükümetin kadın düşmanı politikalarının, uygulanmayan yasaların ve cezasızlık sisteminin bu tür saldırıları körüklediğini ifade etti.
Öğretmenler, sadece meslektaşlarına yapılan saldırıyı değil, kadına yönelik şiddetin sistemli bir sorun haline geldiğini vurguladı. Bu bağlamda İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden uygulanması talebi, eylemin en güçlü mesajlarından biri oldu.
2 yıl önce boşandığı eşinden gelen bu saldırı, boşanmanın kadınlar için güvenlik sağlamadığını acı bir şekilde ortaya koydu. Özellikle eğitim camiasından bir kadının hedef olması, toplumun her kesiminden kadının risk altında olduğunu gösterdi.
Tirebolu'da gerçekleşen saldırının zamanlaması da dikkat çekici. Ş.T.'nin bir arkadaşının mutlu gününe katılması ve bu keyifli anın bir anda kâbusa dönmesi, kadına yönelik şiddetin ne denli öngörülemez ve acımasız olduğunu gözler önüne serdi.
Eğitim Sen'in organize ettiği eylem, sadece bir sendika faaliyeti olmaktan çıkarak toplumsal bir duruş haline geldi. Öğretmenlerin sokağa çıkması, eğitim emekçilerinin sosyal sorunlara karşı duyarlılığını ve dayanışma gücünü ortaya koydu.
Saldırganın kimlik bilgilerinin açıklanmaması, soruşturmanın gizliliği çerçevesinde değerlendiriliyor. Ancak eski eş şiddeti konusundaki bu vaka, benzer durumda olan kadınlar için hem bir uyarı hem de yasal korunma mekanizmalarının yetersizliğinin kanıtı niteliği taşıyor.
Ş.T.'nin çantasındaki termosun hayat kurtarması, trajedinin içinde yaşanan mucizevi an olarak kayıtlara geçti. Bu detay, kadına yönelik şiddetin ne denli ölümcül boyutlarda olduğunu ve şansın rolünün ne kadar kritik olabildiğini gösteriyor.
Rize'den Giresun'a uzanan bu olay, coğrafi sınırları aşarak tüm Türkiye'de yankı buldu. Özellikle öğretmen kimliği taşıyan bir kadının hedef olması, eğitim camiasında derin üzüntü ve öfke yarattı.
Betül Beşirli'nin cezasızlık sistemi vurgusu, kadına yönelik şiddet vakalarında yaşanan en temel sorunlardan birine dikkat çekti. Caydırıcı cezaların olmayışı ve yasal boşluklar, bu tür saldırıları cesaretlendiren faktörler arasında gösteriliyor.
İstanbul Sözleşmesi talebi, sadece yasal bir düzenleme değil, aynı zamanda kadın hakları konusunda uluslararası standartlara uyum çağrısı olarak değerlendiriliyor. Öğretmenlerin bu konudaki kararlı duruşu, toplumsal bilinç yükseltme açısından önemli bir adım olarak görülüyor.
Düğün gibi neşeli bir ortamdan çıkıp hayat mücadelesi veren Ş.T.'nin durumu, kadına yönelik şiddetin hiçbir zaman ve mekân tanımadığını acı bir şekilde hatırlatıyor. Bu olayın ardından benzer vakaların önlenmesi için alınacak tedbirler, kamuoyunun merakla beklediği konular arasında yer alıyor.
Eğitim emekçilerinin bu dayanışması, sadece mesleki bir birlik değil, aynı zamanda toplumsal adalet arayışının da bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Öğretmenlerin sokağa çıkması, eğitim ve toplumsal değişim arasındaki güçlü bağı bir kez daha ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, Ş.T.'ye yapılan saldırı ve ardından gelen eylemler, kadına yönelik şiddetle mücadelede sivil toplumun gücünü ve kararlılığını gösteriyor. Bu olayın, sadece bireysel bir trajedi olmaktan çıkıp sistemli değişim taleplerinin seslendirildiği bir platform haline gelmesi, toplumsal duyarlılığın artışının umut verici bir işareti olarak değerlendiriliyor.