Ekonomi-Piyasalar

Neden Yoksuluz? Asgari Ücret İlk Kez Açlık Sınırının Altında!

Yoksulluk ve yoksunluk sorunları derinleşirken, asgari ücret açlık sınırı altında kaldı. Kentlerdeki geçim sıkıntısı, emekliler, kadınlar ve gençler için ne anlama geliyor? Çözüm önerileri tartışılıyor.

Günlük hayatın giderek ağırlaşan yükü altında, milyonlarca insan temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Ekonomik dalgalanmalar, enflasyon baskısı ve gelir dağılımındaki adaletsizlik, geçim sıkıntısını daha da belirgin hale getiriyor. Bu durum, özellikle büyük şehirlerde yaşayan aileleri derinden etkiliyor.

Ankara'da düzenlenen önemli bir etkinlik, bu sorunları tüm boyutlarıyla masaya yatırdı. "Neden Yoksuluz? Yoksulluğa ve Yoksunluğa Hayır" başlıklı çalıştay, 26-27 Aralık 2025 tarihlerinde Kocatepe Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Ankara Kent Konseyi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle organize edilen bu iki günlük program, kent yoksulluğunun nedenlerini çok yönlü ele aldı.

Çalıştayda öne çıkan isimlerden biri, deneyimli siyasetçi Murat Karayalçın oldu. Karayalçın, yaptığı konuşmada çarpıcı bir tespitte bulundu: İlk kez asgari ücret, açlık sınırının altında saptanmış durumda. Bu ifade, mevcut ekonomik tablonun ciddiyetini ortaya koyuyor ve milyonlarca çalışanın alım gücünün eridiğini vurguluyor.

Etkinlik, kent yoksulluğunun güncel görünümünü detaylı biçimde tartıştı. Sosyal, ekonomik ve mekânsal nedenler ayrı oturumlarda incelendi. Dezavantajlı grupların yaşadığı yoksunluk alanları, gündelik hayata etkileriyle birlikte ele alındı. Eğitim yoksulluğu, gıda yoksulluğu ve dijital erişim yoksulluğu gibi spesifik konular, uzmanlar tarafından derinlemesine analiz edildi.

Çalıştayda emeklilerin, kadınların ve gençlerin yoksulluk deneyimleri ayrı başlıklarda değerlendirildi. Bu grupların karşılaştığı zorluklar, istatistiklerle desteklenerek masaya yatırıldı. Yerel yönetimler, üniversiteler, kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları aynı platformda buluştu, uygulanabilir çözüm önerileri geliştirdi.

Son verilere göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için gereken aylık gıda harcaması açlık sınırı olarak 29 bin TL'nin üzerine çıktı. Yoksulluk sınırı ise 97 bin TL'ye yaklaştı. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti bile 38 bin TL'yi aştı. Bu rakamlar, asgari ücretin açlık sınırını karşılamakta yetersiz kaldığını net bir şekilde gösteriyor.

Çalıştay, geçtiğimiz aylarda düzenlenen "Neden Yoksuluz?" panelinin devamı niteliğindeydi. İki gün süren oturumlarda, sosyal politika, istihdam, eğitim, sağlık, barınma ve dijital erişim alanlarında kalıcı çözümler aranması hedeflendi. Katılımcılar, veriye dayalı önerilerle yerel ölçekte atılabilecek adımları tartıştı.

Murat Karayalçın'ın vurgusu, ekonomik politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini işaret ediyor. Asgari ücretin açlık sınırının altında kalması, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun haline geldi. Bu durum, aile bütçelerini zorlarken, uzun vadede sosyal dengeleri de tehdit ediyor.

Etkinlikte vurgulanan bir diğer nokta, yoksulluğun yalnızca gelir eksikliğinden kaynaklanmadığıydı. Mekânsal eşitsizlikler, erişim sorunları ve fırsat yoksunluğu da önemli etkenler arasında yer aldı. Özellikle büyük şehirlerdeki kira artışları, faturalar ve ulaşım giderleri, hanelerin yükünü ağırlaştırıyor.

Çalıştayın sonunda, elde edilen değerlendirmeler ve öneriler doğrultusunda kapsamlı bir rapor hazırlanması planlandı. Bu rapor, kent yoksulluğuyla mücadelede yol gösterici bir kaynak olmayı amaçlıyor. Umudun birlikte büyütülmesi çağrısı, katılımcıların ortak mesajı oldu.

Görsel olarak, çalıştayın düzenlendiği Kocatepe Kültür Merkezi'nin dolu salonları dikkat çekiciydi. Uzmanların sunum yaptığı paneller, yoğun katılım ve interaktif tartışmalarla dolu geçti. Bu görüntüler, toplumun yoksulluk sorununa duyduğu hassasiyeti yansıtıyor.

Yoksulluk sınırının sürekli yükselmesi, dört asgari ücretin bile yetmemesi anlamına geliyor. Emeklilerin en düşük aylığı, yalnızca sınırlı günlerin gıda ihtiyacını karşılayabiliyor. Kadınlar ve gençler, istihdam fırsatlarındaki eşitsizlik nedeniyle daha fazla etkileniyor.

Dijital erişim yoksulluğu, eğitim ve iş fırsatlarını kısıtlarken, gıda yoksulluğu sağlıklı beslenmeyi zorlaştırıyor. Bu zincirleme etkiler, nesiller arası yoksulluğu derinleştirme riski taşıyor. Çözüm için istihdam politikaları, sosyal destek mekanizmaları ve eğitim yatırımlarının artırılması gerektiği vurgulandı.

Çalıştay, yoksulluğa karşı ortak mücadele çağrısıyla sona erdi. Yerel yönetimlerin öncülüğünde geliştirilecek projeler, umut verici adımlar olarak görüldü. Ancak süreç, uzun soluklu bir çaba gerektiriyor.

Bu tür etkinlikler, sorunların farkındalığını artırırken, somut politikalar için baskı oluşturuyor. Asgari ücret açlık sınırı tartışması, 2026 yılı gündemini şekillendirecek gibi görünüyor. Gelecek günlerde yeni veriler ve öneriler, kamuoyunu meşgul etmeye devam edecek.

Sonuç olarak, "Neden Yoksuluz?" sorusu, sadece bir başlık değil, milyonların günlük gerçeği. Yoksulluğa ve yoksunluğa hayır demek, kolektif bir irade gerektiriyor. Çalıştay, bu iradenin oluşmasına katkı sağladı ve benzer girişimlerin çoğalması bekleniyor.