Tarım sektörü, son yıllarda artan maliyetler ve belirsizliklerle karşı karşıya kalıyor. Girdi fiyatlarındaki yükseliş, iklim koşulları ve piyasa dalgalanmaları, üreticileri zor bir dönemeçe sürüklüyor. Bu durum, hem üretim miktarını hem de kaliteli ürün elde etmeyi etkiliyor.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımsal desteklerin artırılması ve ürün alım fiyatlarının çiftçi refahını dikkate alarak belirlenmesi gerektiğini vurguluyor. Gürer'e göre, iktidar bu adımları atarak üretimi teşvik etmeli ve çiftçilerin ayakta kalmasını sağlamalı. Düşük alım fiyatlarının çiftçiyi tüccar eline bırakmaması, sektörün sürdürülebilirliği için kritik önem taşıyor.

Gürer, mazot ve gübre fiyatlarındaki sürekli artışın çiftçilerin belini büktüğünü belirtiyor. Bu giderler, üretim maliyetlerini katlarken, açıklanan alım fiyatları yeterli kazanç sağlamıyor. Özellikle hububat, bakliyat ve diğer stratejik ürünlerde yaşanan reel kayıplar, çiftçilerin gram altın cinsinden bile gelir erimesi yaşadığını gösteriyor.

Tarım kredi borçları hızla artarken, bankalara olan yükümlülükler çiftçileri kredi bağımlısı hale getiriyor. Takipteki alacakların yükselmesi, icra süreçlerini tetikliyor. Milli gelire göre verilmesi gereken desteklerin çok altında kalan ödemeler, Tarım Kanunu'nun ilgili maddesinin yıllardır uygulanmadığını ortaya koyuyor.

Ürün alım fiyatlarının taban fiyat olarak değil, düşük seviyelerde kalması, tüccarın piyasayı domine etmesine yol açıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin alım garantisi vermesi ve randevu sistemini kaldırması önerileri, çiftçilerin tarlaya ürün götürme zorunluluğunu ortadan kaldırabilir. Bu sayede, üretici daha adil bir kazanç elde edebilir.

Kuraklık, zirai don ve iklim krizi gibi faktörler, 2025 yılında ciddi üretim kayıplarına neden oldu. Meyve ve sebzede milyonlarca ton kayıp yaşanırken, hububatta rekolte düşüşleri ithalat bağımlılığını artırdı. Arz açığı oluşan ürünlerde gümrük vergilerinin düşürülmesi, yerli üreticiyi daha da zor durumda bırakıyor.

Mazot gübre fiyatları kontrol altına alınmadan, desteklerin sadece kağıt üzerinde kalması sorunları çözmüyor. Çiftçiler yılda milyarlarca litre mazot tüketirken, ayrılan destekler bu yükü hafifletmekte yetersiz kalıyor. Gübre, tohum, ilaç ve elektrik giderleri de benzer şekilde üreticiyi sıkıştırıyor.

Ürün alım fiyatlarında çiftçi refahının ön planda tutulması, uzun vadede gıda güvenliğini de güçlendirecek. Düşük fiyatlar nedeniyle ekim alanlarının azalması, gelecek yıllarda daha büyük arz sorunlarına yol açabilir. Planlı üretim ve havza bazlı teşvikler, bu dengesizliği gidermede etkili olabilir.

Gürer'in çağrısı, ithalata dayalı politikaların yerli üretimi baltaladığını işaret ediyor. Anavatanı Anadolu olan ürünlerde bile dışa bağımlılık artarken, raftaki fiyatlar tüketiciyi de etkiliyor. Aracılık zincirinin kırılması ve doğrudan alım mekanizmalarının güçlendirilmesi şart.

Tarım destekleri 2025 için ayrılan bütçenin, gereken seviyenin çok altında kaldığı eleştirileri sürüyor. Mazot desteği, gübre desteği ve fark ödemeleri gibi kalemler, enflasyon karşısında eriyor. Çiftçilerin maliyetlerini karşılayacak makul kar marjı sağlanmadan, kırsaldan göç hızlanıyor.

Görsel olarak, tarlalarda çalışan çiftçilerin yorgun ifadeleri ve boş kalan depolar, sektörün içindeki sıkıntıyı yansıtıyor. Hasat dönemlerinde ürünlerin tarlada kalması veya düşük fiyata satılması, bu zorlukların somut görüntüleri haline geliyor.

Çiftçi sorunları arasında öne çıkan borç sarmalı, gençlerin tarımdan uzaklaşmasına neden oluyor. Köy okullarının kapanması ve kırsal nüfusun azalması, uzun vadeli demografik riskler yaratıyor. Desteklerin artırılması, bu trendi tersine çevirebilir.

Ürün alım fiyatlarının gerçekçi belirlenmesi, hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyacak. Pahalı ithal ürün yerine yerli üretim teşvik edilirse, raftaki fiyatlar dengelenebilir. İktidarın bu konuda somut adımlar atması, sektör temsilcileri tarafından bekleniyor.

Gram Altın Fiyatları Rekor Kırıyor: Piyasa Ateşi Yükseliyor!
Gram Altın Fiyatları Rekor Kırıyor: Piyasa Ateşi Yükseliyor!
İçeriği Görüntüle

Sonuçta, tarım kredi ve destek mekanizmalarının yeniden yapılandırılması elzem. Mazot gübre fiyatları baskısı altında ezilen çiftçiler, alım fiyatlarında refah payı olmadan üretime devam etmekte zorlanıyor. Bu çağrı, tarımın geleceği için kritik bir dönüm noktası olabilir.

Gelecek yıllarda benzer sorunların tekrarlanmaması için, sürdürülebilir politikalar şart. Çiftçi destekleri artırılırsa, üretim artışı ve gıda enflasyonunun kontrolü mümkün hale gelebilir. Sektörün sesine kulak verilmesi, milyonların geçimini doğrudan etkileyecek.