Türkiye’nin dört bir yanında heyecan dorukta, gözler ise tek bir noktaya kilitlenmiş durumda. Hanelerin geleceğini doğrudan şekillendirecek, ekonomik dengeleri yerinden oynatacak o devasa süreçte en kritik viraj nihayet dönüldü. Sokaktaki vatandaştan dev sanayicilere kadar herkesin dilinde aynı soru var: "Yarın bizi ne bekliyor?" Sahne arkasında dönen kulisler ve atılan stratejik adımlar, sadece bugünü değil, önümüzdeki uzun yılların yaşam standartlarını belirleyecek güce sahip.
2026 yılına dair yeni yaşam standartlarını belirleyecek olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, maratonun ikinci ve en hararetli toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Saat 14.00 itibarıyla başlayan bu gizli pazarlık masasında, çalışan kesimin alım gücünü koruma çabasıyla işverenlerin maliyet dengesi arasındaki o ince çizgi tartışıldı. Önceki yılların enflasyon verileri ve yaşam maliyeti endeksleri masaya yatırılırken, tarafların ilk kez somut rakamlar üzerinden fikir teatrisinde bulunduğu öğrenildi. Özellikle temel gıda ve barınma maliyetlerindeki artışın, pazarlıkların en sert geçtiği başlık olduğu belirtiliyor.
Ekonominin diğer bir cephesinde ise Merkez Bankası’ndan gelen hamleler dikkat çekiyor. Para Politikası Kurulu toplantı özetlerinin kamuoyuyla paylaşılması ve haftalık banka istatistiklerinin açıklanması, piyasalardaki likidite dengesini yeniden tanımladı. Ancak asıl çarpıcı gelişme, hazır giyim sektöründe yaşanıyor. Türkiye’nin üretim merkezi olma özelliğinden hızla uzaklaşarak bir pazar ülkesine dönüşmesi, rakamlarla tescillendi. 2024 yılını yaklaşık 4 milyar dolarlık ithalatla kapatan sektörde, 2025 sonu itibarıyla 5 milyar dolarlık tarihi bir rekorun kapıda olduğu öngörülüyor. Döviz kurunun baskılanması ve üretimin yurt dışına kayması, yerli üreticinin en büyük sancısı haline gelmiş durumda.
Mutfaktaki yangını söndürmeye çalışan vatandaş için en güncel veriler, geçmiş yılların asgari ücret artış oranlarıyla kıyaslandığında, 2025 sonundaki bu beklentinin tarihsel bir dönüm noktası olduğunu gösteriyor. Masadaki rakamların sadece birer istatistik değil, milyonlarca evin ekmek hesabı olduğu gerçeği, komisyon üyelerinin omuzlarındaki yükü daha da artırıyor. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan üçüncü toplantı, artık son sözün söyleneceği ve rakamın netleşeceği final sahnesi olacak.




