Ekonomi-Piyasalar

Merkez Bankası Ekim Kararı Belirleyici Olacak, Coşku Sona Erdi

Ekonomi uzmanı Erdal Sağlam, Merkez Bankası'nın Ekim ayı faiz kararının kritik önemde olduğunu belirterek, ekonomi yönetimindeki coşkunun sona erdiğini ve enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığın sorgulandığını söyledi. Sağlam, enflasyon inmeden faiz indirilemeyeceğini vurgulayarak 90'lı yıllara dönüş riskine karşı uyardı.

"Mesele Ekonomi" kanalında değerlendirmelerde bulunan ekonomi uzmanı Erdal Sağlam, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın 23 Ekim'de alacağı faiz kararının ülke ekonomisi için belirleyici bir dönüm noktası olacağını belirtti. Sağlam, ekonomi yönetimindeki başlangıçtaki coşkunun sona erdiğini ve enflasyonla mücadele konusunda "yorgunluk" başladığını ifade etti.

Eylül-Ekim döneminin zaten kritik olarak işaretlendiğini hatırlatan Sağlam, Ekim ayının daha da kritik hale geldiğini vurguladı. Merkez Bankası'nın 23 Ekim'deki faiz kararının, kurumun bağımsızlığı ve enflasyonla mücadeledeki kararlılığının gerçek bir testi olacağını söyledi.

Piyasalarda yaygın olarak 1,5 puanlık faiz indirimi beklentisi bulunduğunu belirten Sağlam, bu durumun hem yerli hem de yabancı kaynaklı raporlarla desteklendiğini ifade etti. Ancak "enflasyon inmeden faiz indirilemez" ilkesini hatırlatarak, erken faiz indirimi yapılması halinde enflasyonun tekrar yükselebileceği konusunda uyardı.

Hazine'nin 2026 planları konusunda da önemli bilgiler veren Sağlam, bu yılın bütçe açığının milli gelirin yüzde 3,5-3,6'sı olarak hedeflendiğini, 2026 için de benzer oranların planlandığını belirtti. 2026'nın Hazine tarafından "nitelik yılı" olarak ilan edildiğini, bu kapsamda "yüksek faiz dışı fazla" hedeflenerek kamu borçlanma ihtiyacının azaltılmaya çalışılacağını söyledi.

Emlak vergi düzenlemeleri konusunda da detaylar veren Sağlam, belediyelerin emlak değerlerini revalüasyon oranının 1,5 katına kadar artırabilecek yetkisi verileceğini, böylece emlak vergilerinin artırılacağını açıkladı. Tapu harcının da uzman değerleme üzerinden alınacak şekilde düzenleneceğini belirtti.

Ekonomi uzmanı, iş dünyasının da tutumunda önemli bir değişiklik olduğuna dikkat çekti. MÜSİAD'ın asgari ücret konusundaki pozisyon değişikliğini örnek göstererek, geçen yıl yüzde 25 artışı fazla bulan örgütün bu yıl geçmiş enflasyon artı milli gelir artışı formülünü savunmaya başladığını ifade etti.

Bu durumu iş dünyasının ve hatta AKP tabanının enflasyonla mücadelenin maliyetlerinden "bıktığı" şeklinde yorumlayan Sağlam, temel kaygının artık faiz indirilmesi haline geldiğini belirtti. Bu yaklaşımın büyük bir hata olacağını ve Türkiye'yi 1990'ların ekonomik oynaklığına geri götürebileceğini uyardı.

Sağlam, eğer Merkez Bankası baskılara boyun eğerek enflasyon yeterince düşmeden faiz indirirse, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda yüzde 25-60 arasında değişen yüksek ve oynak enflasyonla karşı karşıya kalabileceğini söyledi. Bu durumun yatırımları caydıracağını ve öngörülemeyen bir ekonomik ortam yaratacağını vurguladı.

"90'ların felaketine" dönüş riski konusunda net uyarılar yapan Sağlam, yatırım eksikliği ve ekonomik belirsizlikle karakterize edilen bu dönemin tekrarlanmaması için Merkez Bankası'nın "temkinli" olması ve "sıkı durması" gerektiğini belirtti.

IMF ve Dünya Bankası toplantılarının ardından gelecek Merkez Bankası kararının uluslararası açıdan da yakından izleneceğini ifade eden Sağlam, kararın sadece teknik bir ayarlama olmayıp Türkiye'nin gelecekteki ekonomik yönünün derin bir göstergesi olacağını vurguladı.

Erdal Sağlam'ın değerlendirmeleri, Türkiye ekonomisinin kritik bir kavşakta olduğunu ve alınacak kararların uzun vadeli sonuçlarının önemini gözler önüne seriyor. Ekonomi uzmanının uyarıları, orthodox ekonomi politikalarına bağlılık ile siyasi ve iş dünyası baskıları arasındaki gerilimi net bir şekilde ortaya koyuyor.