Tele1 ekranlarında yayınlanan “4 Soru 4 Yanıt” programında yaşanan bu olay, medyanın ve siyasetin nasıl manipülatif bir araç haline getirilebileceğini bir kez daha ortaya koydu. Programda Murat Taylan'ın sorularını yanıtlayan Dr. Merdan Yanardağ, Aleviler üzerine yaptığı açıklamaların kasıtlı olarak çarpıtıldığını kamuoyuna seslendi. Tartışmanın fitilini ateşleyen kesin değil, aslında tek bir harf ile anlamının bir cümlenin yanlış aktarılması oldu.

Yanardağ, konuşmasının en başındaki sözlerinin yanlış bir karambolde çarpıştığını dile getirdi ve “Eğer bu ifadelerim Alevi yurttaşlarımızı üzmüşse diliyorum” diyerek duygusal bir çıkış yaptı. Ancak asıl kırgınlığının kendisinin bekleyen taraf olması özellikle vurgulandı.

Saray Operasyonu ve Sosyal Medya Trolleri

Yanardağ'a göre yaşananların basit bir yanlış anlaşılmasından öte sistematik bir “saray operasyonu” olduğunu görmek mümkün değil. RTÜK'ün baskıları, sosyal medyanın organize şekilde devreye sokulan trol orduları ve medyadaki algı müdahalesi, siyasetin tek bir kişinin sözleriyle sınırlandırılmaması gözlerin önünde seriyor.

Son anket: CHP önde, AKP 30'un altında — Eylül 2025 tablosu, baraj riski ve olası senaryolar
Son anket: CHP önde, AKP 30'un altında — Eylül 2025 tablosu, baraj riski ve olası senaryolar
İçeriği Görüntüle

Murat Taylan'ın araya girerek “Aslında bu açıklamayı daha önce yapmalıydınız” demesi, tartışmanın yumak haline gelen oksijenin net bir biçimi ortaya çıkıyordu. Yanardağ ise sadece bir kişinin kesilmiş bir videonun, milyonların gözünde kendisini göstermek için servis yaptığını ifade etti.

Geçmişten Bugüne Aleviler ve Tarihsel Örnekler

Yanardağ'ın savunurken, büyük topluluklar ve hareketler içinde her zaman “hain”lerin çıkabileceğini hatırlattı. Bunu söylerken sadece Alevilerden değil, Osmanlı'dan Bizans'a, Hıristiyanlıktan Yahudiliğe kadar pek çok örnek verdi.

Örneğin Çandarlı Halil Paşa'nın Fatih Sultan Mehmet'e ihanet iddiaları, Hızır Paşa'nın Alevi tarihindeki kara lekelerine, hatta Türkiye Birlik Partisi içerisinden özgür Adalet Partisi'ne geçen milletvekillerine kadar pek çok örnek gösterildi. Bu model referansların amacı, “ihanetin belli bir kimliği ya da inancının hedef alınmadığını” ifade ediyordu.

Yanardağ'ın Asıl Vurgusu: Aleviler Onurlu Bir Halktır

Yanardağ, tüm bu fırtınanın ortasında Aleviler hakkında net bir duruş sergiledi:
Alevisiyle, Sünnisiyle, bu toprakların en kadim halklarından biri olan Aleviler, Anadolu'nun Araplaşmasını önleyen, aydınlanmacı kültür üreten bir topluluk. halkın halk olarak onuru ve bunların asla gölgede bırakılamayacağını söyledi.

Pir Sultan Abdal'ın dizelerine atıf yaparak “Dostun attığı gül yaraları insanı daha fazla” kullandı. Bu sözler, asıl kırgınlığın gerçek anlamıyla değil, siyaseten yapılan çarpışmalarla büyütüldüğüne işaret ediyordu.

Bugün ve Yarın: Algı Operasyonunun Gölgesinde Siyaset

Olayın bugün için anlamı, yalnızca bir televizyon tartışmasından çok daha büyük bir Politikaye işaret ediyor: Sosyal medyanın manipülasyonlarıyla siyasi operasyonlar yürütülebiliyor. Yanardağ'ın ifadesiyle “saray trolleri” devreye alınıyor, bir toplumun hafızası birkaç kişi videolarla yönlendirilebiliyor.

Yarın için öngörü ise çok daha kritik. Bu tür operasyonlar devam ederse, yalnızca siyasetçiler değil, toplumun farklı kesimleri de hedef alınarak alınır. Dr. Yanardağ'ın sözleri bu yerde bir gösterim niteliğindedir: “Gerçeğin yerine çarpılan parçalar toplanırsa, adalet yerine algı yerleşirse, toplum bölünmeye mahkûm edilir.”

Sonuç: Özür Bekleyen Kim?

Programın sonunda bir kez daha samimi biçimde üretkenlik olduğunu ama asıl özrün kendisine borçlu olduğunu söyleyen Yanardağ, Alevi toplumuna karşı hiçbir olumsuzluk olmadığını kesin bir dille tekrarladı. Ancak siyasi manipülasyonların, medya sansürlerinin ve algı operasyonlarının gerçeklerini gölgelediğini söyledi.

Bu süreci kazananı yok; ölen taraf ise hakikat oluyor. Ve asıl sorulması gereken soru, Dr. Yanardağ'ın da vurguladığı gibi şu: Bugünün özür dilemesi gereken kim?