Son yıllarda eğitim camiasında dijital dünyanın etkisi giderek artıyor. Öğretmenler, ders içeriklerini daha eğlenceli hale getirmek veya öğrencilerle etkileşimi güçlendirmek amacıyla sosyal medya platformlarını aktif kullanıyor. Bu durum, bazı durumlarda milyonlarca takipçiye ulaşan hesapların oluşmasına yol açıyor ve yeni tartışmaları beraberinde getiriyor.
Özellikle sınıf içi videoların paylaşımı, öğrenci mahremiyeti ve mesleki etik açısından hassas bir konu haline gelmiş durumda. Velilerin onayı olmadan yapılan paylaşımlar, şikayetlere neden olurken, markalarla iş birlikleri de ek gelir tartışmalarını gündeme taşıyor. Bu gelişmeler, eğitim sistemindeki dijital sınırların yeniden çizilmesini zorunlu kılıyor.
CİMER ve Milli Eğitim Bakanlığı İletişim Merkezi'ne gelen yüzlerce şikayet üzerine harekete geçen kurum, 81 il milli eğitim müdürlüğüne talimat gönderdi. Talimata göre, sosyal medyada yüksek takipçi sayısına sahip öğretmen ve okul yöneticilerinin ad-soyad, görev yaptıkları okul, kullandıkları platform ve kullanıcı adları gibi bilgileri toplanacak.
Bu liste doğrultusunda, belirtilen hesaplar tek tek incelenecek. İnceleme kapsamında, özellikle sınıf ortamında çekilen videolar ve öğrenci görüntüleri mercek altına alınacak. Ayrıca, bazı öğretmenlerin takipçi artırarak markalarla iş birliği yapması da değerlendirilecek.
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda yer alan maddeye göre, öğrencilerin kişisel bilgilerini veya eğitim süreçlerine ilişkin ses ve görüntüleri, veli izni olmadan paylaşmak yasak. Bu kurala uymayanlara doğrudan **kınama cezası** uygulanacak. Kınama cezası, öğretmenin sicil dosyasında 5 yıl boyunca kalacak ve kariyer ilerlemesini olumsuz etkileyebilecek.
Bakanlık yetkilileri, okulların içerik üretim stüdyosu değil, güvenli öğrenme ortamı olması gerektiğini vurguluyor. İnceleme sonucunda mevzuata aykırı davranışı tespit edilen eğitimciler hakkında disiplin süreci başlatılacak. Bu süreç, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerini de kapsıyor.
Fenomen öğretmenler, genellikle eğlenceli ders videoları veya motivasyon içerikleriyle dikkat çekiyor. Ancak şikayetlerde, öğrencilerin yüzlerinin açıkça göründüğü paylaşımların mahremiyeti ihlal ettiği belirtiliyor. Bazı hesapların reklam ve sponsorluk anlaşmaları yapması da ek gelir açısından sorun yaratıyor.
Bu inceleme, sadece yasaklama amacıyla değil, mesleki sınırları korumak için yapılıyor. Öğretmenlerin sosyal medya kullanımını tamamen engellemek yerine, öğrenci odaklı ve etik kurallara uygun hale getirmek hedefleniyor.
MEB öğretmen sosyal medya düzenlemesi 2025, fenomen öğretmen incelemesi, öğrenci veli izni zorunluluğu, kınama cezası sicil etkisi ve yüksek takipçili hesap denetimi gibi aramalar, konunun ne kadar ilgi çektiğini gösteriyor. Eğitimciler, paylaşımlarını gözden geçirmeye başlıyor.
Bakanlık, daha önce benzer uyarılar yapmış olsa da, şikayetlerin artmasıyla somut adım attı. İnceleme sonuçları raporlanacak ve gerekli yaptırımlar uygulanacak. Bu süreç, eğitimde dijital okuryazarlığı da artırabilir.
Sonuç olarak, MEB'in bu girişimi, öğretmenlerin sosyal medya kullanımında daha dikkatli olmasını sağlayacak. Öğrenci mahremiyetinin korunması ön planda tutulurken, mesleğin itibarı da güçlenecek. Gelecek dönemde benzer düzenlemelerin genişlemesi mümkün görünüyor. Eğitim camiası, bu gelişmeleri yakından izleyerek kurallara uyum sağlamalı.