Şehirlerin neon damarlarında, gece yarısı saatlerinde, sokak lambalarının titrek ışıkları altında, genç gölgeler dans eder; bir bıçak parıltısı, bir silah sesi, ve birden her şey değişir. Antalya'nın palmiyeli caddelerinden İstanbul'un çeper mahallelerine, Ankara'nın pazarlarına kadar uzanan bu gölgeler, sadece birer siluet değil; bir neslin sessiz çığlığı, umutsuzluğun doğurduğu bir fırtına. Günlük hayatın telaşında, haber bantları kayarken, kahvehanelerde fısıldanan isimler çoğalır – Daltonlar, Casperlar, Redkitler... Bu, sıradan bir sokak kavgası haberi gibi görünse de, altında yatan gerçek, yılların birikmiş zehrinin, mafyanın evrilmiş yüzünün ta kendisi. Herkes bir işaret bekliyor – bir itiraf, bir operasyon, bir uyanış... Ve o işaret nihayet parladı; ama altında yatan gerçek, bir kâbusun habercisi.

Asıl dehşet, son bir ayın kanlı sayfalarında gizli; 14-16 yaş arası gençlerin elinde bıçaklar, bombalar, tüfekler... Mattia Ahmet Minguzzi, 14 yaşındaki masum bir çocuk, semt pazarında dolaşırken bıçaklanarak öldürüldü – katilleri, yakalandıklarında 15-16 yaşında iki mutant olarak çıktı ortaya. Hemen ardından Ankara Keçiören'de bir kız çocuğuna taciz, abisi korumaya çalışırken bıçaklarla saldıran 14-16 yaş arası bir güruh, kan döktü. İstanbul Kağıthane'de kuyumcuya maskeli silahlı baskın, yakalanan tetikçi 14 yaşında; Sarıyer'de ensesine bıçak saplayan 16 yaşında bir gölge; Muğla Menteşe Belediye Başkanı'nın evine molotof atan 15-16 yaşındakiler; Eyüpsultan'da göğüsten vuran 14 yaşındaki tetikçi; Adana'da pastaneye el bombası fırlatan 16 yaşındaki... Bunlar, bir ayın özeti – cehaletin lağımından fışkıran, anlamsız hiddet dolu, şiddetten zevk alan mutant bir tür, sokakları doldurmuş durumda.

Ve bu mutantların arkasında, mafyanın yeni stratejisi yatıyor: Z kuşağı kriminal çeteler, geleneksel aile babası mafyadan kopuk, dijital çağın zehirli meyvesi. Çizgi film izleyecek yaşta oldukları için Daltonlar, Redkitler, Casperlar gibi masum isimler koyuyorlar kendilerine; ama bu masumiyet maskesi altında, sosyal medyada lüks arabalar, para yığınları sergileyerek yeni avlar topluyorlar – suçun cazibesini pompalayan videolar, Anadolu'nun ücra köşelerini hedef alan bir tuzak. İnternet sayesinde küresel suç örgütleriyle entegre oluyorlar; uyuşturucu kullanma yaşı 12'ye, ölüm yaşı da 12'ye inmiş – Ankara'da torbacı operasyonu, yakalananların tamamı 14-15 yaşında. İstanbul'un çeper mahallelerindeki gençler, yabancı gazetecilere "gayri meşru" diye mesleklerini açıklıyor; geleceği umutsuz, cahil cühelanın ağına takılıyor, suç bir kariyer haline geliyor.

Bu strateji, sadece sokakları değil, terörün damarlarını da besliyor; İzmir Balçova'da 16 yaşındaki lise öğrencisi, maske, hücum yeleği ve pompalı tüfekle karakola saldırdı – IŞİD tarafından internetten devşirilmiş, ideolojik beyni yıkanmış, silah ve patlayıcı eğitimi verilmiş. Yönlendiren İranlı yakalandı Esenyurt'ta; soruşturma derinleştikçe ürperti büyüdü: İstanbul Ataşehir'de 15 yaşında, Maltepe'de 14 yaşında iki çocuk daha, sohbet platformlarında haberleşip tek başına eylem hazırlığındaymış – drone, silah eğitimi, hepsi dijital. Dijital çeteler, terör örgütlerine taşeron oluyor; Z kuşağı, hem mafyanın hem IŞİD'in eli kolu haline gelmiş. Güya dindar nesil yaratacaklardı, ama cehaletin sosyal lağımı mutant bir tür doğurdu – suçun yaşı küçüldü, mahiyeti büyüdü, toplum günübirlik haberlerle uyutuluyor.

Peki bu kaosun kökü nerede? Emniyet teşkilatının 2010'lardaki FETÖ teslimiyetinde; polis araçlarındaki "polis" yazısı silinip yerine "Hizmet" yazıldığında, cemaatin logosu araçlara işlendiğinde, cumhuriyet tarihinde ilk kez emniyet bir cemaate terk edildi. Balyoz, Ergenekon kumpasları o dönemde patladı; TSK mermi sıkmadan esir alındı, emniyet paralize oldu. Yurtsever polisler tasfiye edildi, kurumsal kimlik ağır hasar gördü. İçişleri bakanları sırayla yetersiz kaldı: Beşir Atalay döneminde "Hizmet" yazıldı; İdris Naim Şahin kovuldu, haberi yoktu; Muammer Güler oğlunun evindeki para kasalarıyla istifa etti; Efkan Ala, 81 il emniyet müdüründen 74'ünün FETÖ'cü olduğunu itiraf etti; Selami Altınok "emniyet kavramıyla alakam yok" dedi; Süleyman Soylu makale okumadığını ilan etti; Ali Yerlikaya ile liyakat seviyesi zır cahil tarikat atmosferine indi. Teşkilat darmadağın edildi, teamüller yerle bir oldu – kurunun yanında yaş yandı, meydan kriminal örgütlere kaldı.

AKP'nin Oy Oranlarında Dramatik Düşüş: Son Anketler Alarm Veriyor
AKP'nin Oy Oranlarında Dramatik Düşüş: Son Anketler Alarm Veriyor
İçeriği Görüntüle

Son bir ayın kanlı bilançosu, bu hasarın meyvesi: Devlet Bahçeli "çocuk olmaktan çıkmış tipler" diye uyarı yaptı, ama hemen ertesi gün avukat Serdar Öktem öldürüldü – Sinan Ateş davasının kilit ismi, maskeli saldırganlardan ikisi 16-18 yaşında. Öktem, tehdit ettiği gazetecilerden biri bendim diye ekliyor Özdil; davanın kilitini kırdılar, tetikçiler Z kuşağı. Bu, tesadüf değil; mafya, gençleri kullanıyor, çünkü cezalar hafif – 18 yaş altı yakalanınca serbest, tekrar suça dönüyor. Sokaklar, Meksika ve Kolombiya sokaklarındaki gibi eğitimsiz, madde bağımlısı, ahlaksız mutantlarla dolu; aşırı yoksulluk, toksik suç ortamı, sebep-sonuçsuz hiddet... Z kuşağı çeteler, çizgi film isimleriyle romantize ediyor suçu, sosyal medyada cazibe yaratıyor – ama arkasında küresel ağlar, terör taşeronluğu var.

Bu yeni strateji, Türkiye'yi narko devlete dönüştürme yolunda; uyuşturucudan ölüm 12'ye inmiş, torbacı operasyonları gençlerle dolu. Dijital devşirme, IŞİD gibi örgütlerin eli; sohbet platformları, ideolojik yıkama, tek başına eylemler... Gelecek karanlık: Eğer teşkilat toparlanmazsa, Z kuşağı çeteler büyür, sokaklar savaş alanına döner – 2025'te artan cinayetler, Daltonlar gibi Avrupa'da bile Türk mafyasının yükselişiyle entegre oluyor, rap şarkılarıyla propaganda yapıyor. Torunlarımız, bu mutant türün mirasıyla boğuşacak; ama uyanış mümkün – liyakatli emniyet, kök nedenlere savaş, eğitimle cahilliği silmek. Özdil'in haykırışı burada: Milleti oyalamayın, Zeydan Karalar, Tunç Soyer, Beyoğlu Belediye Başkanı, Şile, Bayrampaşa, Antalya Büyükşehir ne oldu? Fatih Altaylı, Ayşe Barım hastanede polis beklerken muhabir yok mu? 14 yaşında tetikçiler, 12 yaşında uyuşturucu ölümleri – bu, gazetecilik değil, siyasette değil; ülke narko devlete sürükleniyor.

Bu fırtına, sokakların mutant gölgeleriyle büyüyor; Z kuşağı çeteler, mafyanın yeni silahı – dijital zehir, küresel entegrasyon, terör taşeronluğu... Öfke birikiyor, gerçekler dökülüyor; yarın, bugünün bıçaklarıyla şekillenecek, uyanış mı yoksa daha fazla kan mı? Dinleyin o fısıltıları, çünkü sokaklar, sessizce isyan ediyor.