Depremzedelerin Adalet Nöbetine Çağrı Meclis'i Hareketlendirdi
Depremzedelerin Adalet Nöbetine Çağrı Meclis'i Hareketlendirdi
İçeriği Görüntüle

Yurtdışı askeri görevler, son dönemde Meclis'in en çok tartışılan konuları arasında yer alıyor. Özellikle Akdeniz ve Kuzey Afrika'daki gelişmeler, stratejik kararları zorunlu kılıyor. Bu tür tezkereler, hem bölgesel barışa katkı sağlamayı hem de milli güvenlik unsurlarını korumayı amaçlıyor. Ancak, her uzatma kararı yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor.

TBMM Genel Kurulu'nda, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Libya'daki görev süresinin 2 Ocak 2026 tarihinden itibaren 24 ay daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi görüşüldü ve kabul edildi. Bu karar, Libya'daki mevcut askeri varlık ve faaliyetlerin devamını sağlarken, Doğu Akdeniz'deki egemenlik hakları ile Kuzey Afrika'daki stratejik konumun korunmasını hedefliyor.

Görüşmeler sırasında TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, tezkerenin bir askeri yetkilendirme değil, mevcut durumun devamı niteliğinde olduğunu vurguladı. Oktay, Libya'daki presence'in barış ve istikrar için önemine değinerek, kararın milli menfaatler doğrultusunda alınması gerektiğini belirtti.

CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, partisinin daha önceki tezkerelerde hayır oyu kullandığını hatırlatarak, Libya politikasında olumlu yönde değişiklikler gözlemledikleri için bu sefer şartlı evet oyu vereceklerini açıkladı. Tan, TSK'nın dünya barışına hizmet eden görevlerinden rahatsızlık duymadıklarını, geçmişte Lübnan, Kosova ve Aden Körfezi tezkerelerine de destek verdiklerini ifade etti. Ancak, bu desteğin askerlerin sağ salim dönmesi ve operasyonların uluslararası hukuk çerçevesinde yürütülmesi şartına bağlı olduğunu vurguladı.

İYİ Parti adına konuşan milletvekili, iktidarın genel Libya politikasına tam destek vermediklerini belirterek, tezkerenin TSK'nın itibarını koruma amacıyla kabul edileceğini söyledi. "Son tezkere olması dileğiyle evet oyu vereceğiz" ifadesi, partinin dış politikaya yönelik eleştirilerini yansıttı. Bu yaklaşım, tezkerenin asker odaklı desteklendiğini ancak siyasi vizyona onay verilmediğini ortaya koydu.

Tezkerenin gerekçesinde, Libya'daki siyasi süreçlerin tarihi arka planı detaylı şekilde yer aldı. 2011 olaylarından sonra demokratik kurumların inşasının akamete uğraması, ateşkes çabaları ve Birleşmiş Milletler kolaylaştırıcılığındaki Libya Siyasi Diyaloğu hatırlatıldı. 17 Aralık 2015'te imzalanan Libya Siyasi Anlaşması ve Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin BM tarafından meşru hükümet olarak tanınması, kararın temel dayanakları arasında gösterildi.

Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi kararları uyarınca Libya'daki istikrarın sağlanması için Türkiye'nin katkılarının önemi vurgulandı. Tezkerede, gayrimeşru silahlı gruplar ve terör örgütlerinin oluşturduğu tehditlere karşı gerekli tedbirlerin alınması, kitlesel göç risklerinin önlenmesi ve insani yardımların ulaştırılması gibi hususlar da detaylandırıldı.

Meclis görüşmeleri, parti rozetlerinin geri planda bırakılması gerektiği yönündeki çağrılarla devam etti. AK Parti milletvekilleri, konunun memleket meselesi haline geldiğinde milli menfaatlerin esas alınması gerektiğini savunurken, tezkere Doğu Akdeniz enerji kaynakları ve bölgesel dengeler açısından bütüncül bir vizyonu yansıttığı belirtildi.

Kabul edilen tezkereyle, TSK unsurlarının hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenmek üzere Libya'daki görevleri 24 ay daha sürecek. Bu süre zarfında, barış sürecinin ilerlemesi ve istikrarın kalıcı hale gelmesi beklentisi ön plana çıkıyor.

Libya'daki gelişmeler, sadece askeri değil, aynı zamanda diplomatik ve ekonomik boyutlarıyla da yakından izleniyor. Tezkerenin kabulü, Türkiye'nin bölgedeki aktif rolünü pekiştirirken, muhalefet partilerinin şartlı destekleri ve eleştirileri dış politika tartışmalarını zenginleştiriyor.

Görüşmelerde öne çıkan bir diğer nokta, TSK'nın şerefle görev yaptığına dair ortak vurgu oldu. Farklı partilerden milletvekilleri, askerlerin dünya barışına katkılarını överken, politikaların daha dikkatli yürütülmesi çağrısında bulundu.

Sonuç olarak, Libya tezkeresi TBMM'de kabul edilerek önemli bir eşik aşıldı. Bu karar, önümüzdeki iki yıl boyunca bölgesel güvenlik dinamiklerini etkileyecek nitelikte. Meclis'in oy çokluğuyla aldığı karar, milli güvenlik ve uluslararası taahhütler bağlamında yeni bir dönemi başlatıyor. Gelişmeler, hem iç politikada hem de uluslararası arenada dikkatle takip edilecek.