TELE1 TV'de yayınlanan programlar, Türk siyasetinin nabzını tutmaya devam ediyor; deneyimli yorumcuların keskin analizleri, izleyicileri ekran başına kilitleyen tartışmalara dönüşüyor. Özellikle CHP içindeki fırtınalı günler, partinin geleceğini sorgulatan senaryoları beraberinde getirirken, bir uzmanın suskunlukların ardındaki sırları deşifre etmesi, tüm dengeleri değiştirebilir. Peki, bu sessizlikler neyi gizliyor ve hükümetin eli muhalefetin boğazında mı?
TELE1 TV'de Hüsnü Mahalli'nin çarpıcı yorumları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile eski lider Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki gerilimi bir kez daha masaya yatırdı. Mahalli, Kılıçdaroğlu'nun gazetecilerin sorularına yanıt vermeyerek suskun kalmasını ele alarak, "Kemal Bey'in suskunluğu, partiyi seven biri neden bu tartışmalara alan açar?" diye sordu. Sözcü gazetesinin "Kemal bed ile geliyorum" başlığını hatırlatan Mahalli, eğer butlan kararı geçerse Kılıçdaroğlu'nun bir hafta sonra parti genel merkezinde karargâh kuracağını ve insanların bunu unutacağını düşündüğünü iddia etti. Gürsel Tekin'in kayyum olarak atanmasını "siyasi intihar" olarak nitelendiren Mahalli, Tekin'in açıklamalarını örnek göstererek, "Gördünüz tariflerde" dedi.
Hüsnü Mahalli, Özgür Özel'in "Kemal Bey'den bir şey söylemesini bekliyordum, 15 Eylül yaklaşıyor" sözlerini alıntılayarak, Kılıçdaroğlu'nun bu suskunluğunun siyasi itibarını kaybetmesine yol açabileceğini vurguladı. "Gerçekten mümkün mü bu? Bir hafta sonra er, gider. Unutulacağını mı sanıyor?" diye soran Mahalli, Kadıköy'deki kalabalığı görmediklerini mi yoksa umursamadıklarını mı sorguladı. "Umarım yaptığımız yorumlar ve medyadaki Kemal Bey tartışmaları doğru değildir. Umarım yanılıyoruz" diyen Mahalli, samimi bir şekilde "Yanlış olmak isterim" diye ekledi. Ancak Kılıçdaroğlu'nun net bir tavır alamaması nedeniyle kafa karışıklığı yarattığını belirten Mahalli, "Bu karışıklıkta herkes kendi yorumunu yapıyor, bilgi veya cehalete dayalı. Bu tartışmayı bitirecek yine Kemal Bey" dedi.
Programda, Kılıçdaroğlu'nun mahkeme kararını beklemesinin ardında farklı bir plan olabileceğini öne süren Hüsnü Mahalli, "Neden mahkemeyi bekliyor? Farklı bir planı mı var?" diye sordu. "Gerçekten garanti mi istiyor? Garanti tehlikeli bir kelime. Hükümetten garanti istiyorsun, 'Beni getir ama orada tut' diyorsun" diyen Mahalli, Gürsel Tekin gibi olmamak için önlem alındığını ima etti. Eğer bu doğruysa, CHP'nin bitişi anlamına geleceğini savunan Mahalli, "Mesleği bırakalım, dükkanı kapatalım, başka iş yapalım. Parti parçalansın, farklı senaryolar yazılsın" diye sert çıktı. "Kimse alınmasın, CHP'ye getirmek istedikleri Kemal Bey olursa neler olur, anlatacak kelime bulamıyorum" diyen Mahalli, "Bilginiz var mı? Komplo kuranlar CHP'yi hedef alıyor. Türkiye'yi tehlikeli süreçlere sokmanın anlamı yok" uyarısında bulundu.
Hüsnü Mahalli, eski CHP İstanbul İl Başkanlığı binasındaki polis ablukasını da gündeme getirdi. Pazar gününden beri süren ablukada, dün polislerin Özgür Özel'in ayrılacağını düşünerek çekildiğini, tam o anda Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının geldiğini anlattı. DEM Parti'nin ziyareti sonrası CHP'lilerin bunu zafer olarak gördüğünü belirten Mahalli, polislerin Özel gittikten sonra döndüğünü söyledi. "Günlük haberlerle uğraşıyoruz ama büyük resme bakınca, 3 yıldır aynı şeyi söylüyorum: Hükümet iktidar alanını Arap sabunuyla temizlenmiş gibi temiz almak istiyor" diyen Mahalli, bugün CHP, yarın Zafer Partisi veya Ümit Özdağ, ertesi gün başkaları ve medya olduğunu iddia etti.
TELE1 yayınında Hüsnü Mahalli, hükümetin CHP ile, cumhuriyetle, Mustafa Kemal'i seven herkesle kavgası olduğunu vurguladı. "Hükümetin cumhuriyetle felsefi kavgası var. 23 yıldır cumhuriyetin öğretileri, inançları ve yaşam biçimiyle savaşıyor" diyen Mahalli, şeyh ve şıhların videolarını, topluma saçılan saçmalıkları örnek gösterdi. Milli Eğitim müfredatındaki değişiklikleri ele alan Mahalli, "Ne oluyor? Harp Okulu mezuniyetinde Mustafa Kemal'in okuduğu okulda başka slogan atılmasın diye dualarla tören yapıldı. Peygamber ocağı diyorlar. Tamam, ama ordu ideolojik ordu değil, AKP'nin ordusu değil, İslamcı ordu değil. Elbette Müslüman, hepimiz Müslümanız ama Türkiye Cumhuriyeti ordusu" diye konuştu.
Hüsnü Mahalli, Harp Okulu'ndaki herkesin dua ettiğini ve kimsenin korkudan bir şey söylemediğini belirterek, "Ülkede ilginç hikayeler oluyor. Ağustos atamalarında ordunun tepesindeki atamalar hakkında çok şey yazıldı çizildi. Diğer yerlerde başka şeyler oluyor" dedi. Hükümetin cumhuriyetle büyük harfle sorunu olduğunu savunan Mahalli, "Bu kavga için. Mustafa Kemal'in dediği gibi, vatan söz konusuysa gerisi teferruat. Hükümete de aynısını söylüyorum" diye noktaladı. Program, iç siyasetle ilgili son bir soruyla devam ederken, Mahalli'nin analizleri CHP'nin geleceğine dair derin kaygıları yansıtıyordu.
Türkiye'de muhalefet partilerinin karşılaştığı baskılar, yıllardır gündemden düşmüyor. 2025 Eylül'ünde yaklaşan 15 Eylül davası, CHP 38. Olağan Kurultayı'nın iptali talebiyle kritik bir eşikte. Kılıçdaroğlu'nun suskunluğu, partilileri ve yorumcuları endişelendirirken, Özgür Özel'in "Kemal Bey'in böyle bir şeye tenezzül etmeyeceğini düşünüyorum" sözleri hatırlanıyor. Hüsnü Mahalli'nin TELE1'deki yorumları, bu suskunluğun hükümet garantisi arayışı olabileceğini öne sürerek tartışmayı alevlendiriyor. Geçmişte benzer davalarda görülen müdahaleler, 2023 seçimlerinden beri muhalefeti zayıflatma stratejisi olarak yorumlanıyor.
Hüsnü Mahalli'nin eleştirileri, hükümetin cumhuriyet değerlerine karşı felsefi bir savaş yürüttüğünü vurguluyor. Milli Eğitim'deki müfredat değişiklikleri, ordudaki atamalar ve dini törenler, laiklik ilkesini zedeleyen adımlar olarak görülüyor. 2024'te benzer olaylar, toplumda büyük tepki çekmişti; örneğin, Harp Okulu töreni sosyal medyada "Laiklik nerede?" tartışmalarına yol açmıştı. Mahalli'nin "Bu kavga cumhuriyetle, Mustafa Kemal'le inanan herkesle" sözleri, hükümetin 23 yıllık politikasını özetliyor. Gelecekte, bu tür müdahaleler artarsa, muhalefetin direnci nasıl şekillenecek? CHP'nin olağanüstü kongre hamlesi, kayyum girişimlerini boşa çıkarabilir mi?
TELE1 izleyicileri, Hüsnü Mahalli'nin analizlerini sosyal medyada paylaşıyor; X platformunda "Kılıçdaroğlu suskunluğu" etiketiyle binlerce yorum yağıyor. Bir kullanıcı, "Mahalli doğru söylüyor, hükümet CHP'yi ele geçirmek istiyor" derken, başka biri "Susmak onaylamak mı?" diye soruyor. Program, CHP'nin iç dinamiklerini ve hükümetin stratejisini aydınlatırken, Türkiye'nin siyasi geleceğine dair soru işaretlerini artırıyor. Eğer dava butlanla sonuçlanırsa, Kılıçdaroğlu'nun dönüşü mümkün mü? Mahalli'nin umudu, "Umarım yanılıyoruz" olsa da, gerçekler başka bir hikaye anlatıyor.
Bu tartışmalar, sadece CHP'yi değil, tüm muhalefeti etkiliyor. Hükümetin "temizleme" stratejisi, Zafer Partisi gibi diğer oluşumları da tehdit ederken, medya baskıları artıyor. TELE1 gibi kanallar, bu sesleri duyurmaya devam ediyor; ancak susturulma korkusu büyüyor. Hüsnü Mahalli'nin sözleri, bir uyarı çanı gibi çınlıyor: Cumhuriyetin değerleri tehlike altında. 2025'in kalanında, dava sonuçları ve kongreler, siyasetin rotasını belirleyecek. Sessizlikler konuşursa, fırtına kopabilir.