Ankara'nın tozlu mahkeme koridorlarında esen rüzgarlar, Türkiye'nin en köklü partilerinden birini adeta bir depremle sarsmaya hazırlanıyor. Siyasi arenada uzun süredir fısıldanan söylentiler, bir anda kulakları çınlatacak bir gürültüye dönüşürken, muhalefetin kalbi atışlarını hızlandırıyor. Bu gelişme, sadece bir dava dosyasından ibaret değil; yılların birikmiş hesaplaşmalarının, sadakat testlerinin ve gelecek stratejilerinin düğümünü çözecek bir anahtar gibi duruyor. Kamuoyu, Pazartesi günü Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kapısından çıkacak haberi beklerken, kulislerde dönen senaryolar, heyecanı doruğa çıkarıyor: Dönüş mü, yoksa yeni bir fırtına mı?

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı, Kasım 2023'te Özgür Özel'in genel başkan seçilmesiyle taçlanmıştı; ancak o günden beri gölgelerde saklanan şaibeler, davaların kapısını aralamıştı. Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegelerin açtığı davalar, kurultayın "mutlak butlan" yani yok hükmünde sayılması talebiyle birleştirilmişti. İddialar ağır: Delege oylarının rüşvetle satın alındığı, divan başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tarafsızlığını yitirdiği, Kılıçdaroğlu'na baskı yapılarak adaylıktan çekildiği... Mahkeme, bu suçlamaları incelemeye aldı; ilk duruşma 26 Mayıs 2025'te yapılmış, ceza yargılaması ve görevsizlik itirazları beklenerek dava 8 Eylül'e ertelenmişti. CHP avukatı Çağlar Çağlayan'ın talebiyle, parti kuruluş yıldönümü etkinlikleri gerekçesiyle tarih 15 Eylül Pazartesi'ye kaydırıldı. Saat 10:00'da başlayacak duruşma, kamuoyunun nefesini kesecek; zira bir "mutlak butlan" kararı, Özel yönetimini devirip Kılıçdaroğlu'nu geri getirebilir.

Kemal Kılıçdaroğlu, bu süreçte adeta bir gölge gibi hareket ediyor. Yakın çevresi, eski genel başkanın umutlu olduğunu fısıldıyor; konuşmasa da, dar bir kadroyla görüşmeler yapıyor, önerileri dinliyor. Bir kaynak, mahkeme lehine karar verirse Kılıçdaroğlu'nun hemen genel merkeze koşmayacağını söylüyor: "Kararın lehine sonuçlanması durumunda Kılıçdaroğlu hemen CHP Genel Merkezi'ne gitmeyecek, muhtemelen bir hafta ortalığın yatışmasını ve 21 Eylül'de yapılması öngörülen kurultayla ilgili gelişmeleri izleyecek. Makul sürenin dolmasından sonra genel merkeze gidecek." Bu strateji, protestoları önlemeyi amaçlıyor; zira gelişi sırasında kuşkusuz itirazlar yükselecek. CHP Gençlik Kolları ve parti gönüllüleri, binadan ayrılmamakta kararlı: Olağanüstü kurultay toplanana dek genel merkezde kalacaklar, hatta yiyecek stokları bile yaptılar. Kılıçdaroğlu ise, gelişmeleri izleyecek, kavgasız bir geçiş için çaba harcayacak, partilileri kışkırtıcı açıklamalardan uzak tutmaya çalışacak. Sessiz bir girişten yana; tahriklerden kaçınılmasını isteyecek.

Bu planın en çarpıcı detayı ise, genel merkezde "yatak serpme" fikri. Kaynaklar, "Kılıçdaroğlu'nun genel merkezde kalmasını öneriyoruz. Hatta bunun için yatak konulması da gündemde" diyor. Bu, sembolik bir direniş mi yoksa pratik bir strateji mi? Kılıçdaroğlu, ayrıldığı dönemden beri yapılan çalışmaları inceleyecek, yeni adımları belirleyecek. Özellikle yolsuzluk iddialarına bulaşmış belediye başkanları, grup başkanvekilleri ve milletvekilleri için tasfiye süreci başlatacak. Bu hamle, partiyi temizleme vaadini yerine getirmenin ilk adımı olarak görülüyor; ancak iç çekişmeleri alevlendirebilir. Kılıçdaroğlu'nun çevresi, "Genel başkanımız başından beri partimizi güvenli bir limana götürmek istediğini" vurguluyor. Göreve dönse bile, kısa süre sonra ne cumhurbaşkanlığına ne de genel başkanlığa aday olmayacağını açıklayacak; partiyi kongreye taşıyacak.

Ankara Tandoğan Meydanı CHPnin Kitlesel Mitinginde Vesayete ve Kayyuma Karşı Tarihi Direniş
Ankara Tandoğan Meydanı CHPnin Kitlesel Mitinginde Vesayete ve Kayyuma Karşı Tarihi Direniş
İçeriği Görüntüle

Yapılacak değişiklikler, partinin omurgasını sarsacak nitelikte. Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üye sayısını 5-6'ya indirecek; grup başkanvekillikleri ve MYK'da revizyonlar gelecek. Parti Meclisi'nde mevcut yönetimin çoğunluğu nedeniyle, zorunlu olmadıkça toplantı yapılmayacak. Ayrılık sonrası tüzük kurultayında yapılan değişiklikler, aksaklık yaratan maddelerde yeniden gözden geçirilecek. Bu süreçte partiden kopmalar olabilir; ancak ana gövdenin CHP'de kalacağı iddiası hâkim. Kılıçdaroğlu'nun asıl hedefi, parlamenter sisteme dönüşü sağlamak; bunun için her yol denenecek. Kulislerde, "Acaba o gün Kılıçdaroğlu, 'Ben Kemal Kılıçdaroğlu. Vallahi de buradayım, billahi de buradayım. Sonuna kadar mücadele edeceğim. Burdayım' diyebilecek mi?" sorusu yankılanıyor.

Bu senaryolar, CHP'nin geçmişteki fırtınalarını hatırlatıyor. 2023 kurultayı, Kılıçdaroğlu'nun 13 yıllık saltanatını bitirmişti; Özel'in zaferi, delege imzalarıyla son anda adaylığını koymasına rağmen gelmişti. O dönemki baskı iddiaları, şimdi dava dosyalarında somutlaşıyor. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin CHP İstanbul İl Kongresi'ni iptal edip kayyum ataması, genel merkezde paniği artırmıştı. Milletvekilleri, "Her an tedbir kararı gelebilir" diye fısıldıyor; Ankara mahkemesinin İstanbul kararını gerekçe göstermesi muhtemel. Hukukçu Pınar Hacıbektaşoğlu, "15 Eylül'ü beklemeden tedbir çıkabilir; 196 delege şaibeli sayılır, Özel geçici uzaklaştırılır" diyor. Kılıçdaroğlu'nun "konuşmama" talimatı, provokasyonları önlüyor; yakınları, "Yargısal süreçler izlenip ona göre hareket edilir" diyor.

Sosyal medyada ise tam bir savaş alanı. X'te (eski Twitter), #CHPKurultayDavası etiketiyle binlerce paylaşım yağıyor. @PentiArchi, beş senaryo sıralıyor: Mutlak butlan ve tedbir aynı anda çıkarsa Kılıçdaroğlu döner; sadece butlan çıkarsa istinaf yıllarca sürer; tedbir yalnızsa çağrı heyeti devreye girer; dava Kasım'a kayarsa risk biter; kısa erteleme olursa butlan yine gelebilir. Bu paylaşım, 186 görüntülenme aldı; yanıtlar, "Kılıçdaroğlu dönse CHP toparlanır" ve "Özel kalırsa parti erir" diye bölünüyor. @HakanCokgo7646, Kılıçdaroğlu'nun Sivas Kongresi paylaşımına "Yapmayın, genel merkez gerekeni yapar" diye uyarıyor. @stargazete, Kılıçdaroğlu'nun Saygı Öztürk'ün "yatak serpme" iddialarına "Çirkin provokasyon" diye yalanlamasını duyuruyor; bu, 1450 görüntülenme ve tartışma fırtınası yarattı.

CHP tabanı ikiye ayrılmış durumda. Kılıçdaroğlu destekçileri, "Sessizlik fitnenin ortağı olmaktır" diye 12 vekille çağrı yapıyor; Özel cephesi ise, "Mahkeme reddetmeli" diyor. BBC'ye konuşan milletvekilleri, İstanbul kayyumu sonrası gerginliği anlatıyor: "Gürsel Tekin'in polis eşliğinde girişi gibi görüntüler istemiyoruz." Euronews, görevsizlik kararının kalktığını belirtiyor; Anadolu Ajansı, davanın 8 Eylül ertelemesini hatırlatıyor. Hürriyet, Kılıçdaroğlu'nun butlan çıkarsa döneceği mesajını veriyor. Bu kaos, CHP'nin 2026 yerel seçimlerini gölgeliyor; yolsuzluk skandalları belediyeleri sarsarken, kurultay davası iç savaşı tetikleyebilir.

Gelecekte ne olur? Beş senaryodan hangisi gerçek olursa olsun, CHP sarsılacak. Mutlak butlan çıkarsa, Kılıçdaroğlu'nun dönüşü partiyi ikiye böler; tasfiyeler kopuşları hızlandırır. Tedbir yalnızsa, 45 günde kurultay toplanır, Özel toparlanır. Erteleme olursa, Kasım'a kadar bekleyiş sürer; ama İstanbul kararı gibi ani hamleler her an gelebilir. Kılıçdaroğlu'nun parlamenter sistem mücadelesi, ittifak arayışlarını canlandırabilir; muhalefet, bu krizi fırsata çevirebilir mi? Kulislerde, "CHP'lilerin değil, Türkiye'nin gözü kulağı o kararda" deniyor. Pazartesi, ya zafer ya da yenilgi getirecek; ama her iki durumda da, genel merkezin ışıkları sönecek gibi durmuyor. Fırtına yaklaşıyor; Ankara, nefesini tutmuş bekliyor.