İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nde alınan karar, milyonlarca İstanbullu'yu doğrudan ilgilendiren bir değişikliği gündeme getirdi. Su ve kanalizasyon hizmetlerindeki tarife düzenlemeleri, günlük hayatın en temel ihtiyaçlarından birini oluşturan su tüketimini daha maliyetli hale getirecek. Bu gelişme, özellikle ekonomik zorluklar yaşanan bir dönemde, hane halklarının bütçelerini sarsacak nitelikte. Peki, tam olarak neler değişiyor ve bu zamlar günlük yaşamı nasıl etkileyecek? Gelin, adım adım inceleyelim.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Kasım ayı meclis toplantılarının dördüncü oturumu, Saraçhane'deki belediye binasında gerçekleştirildi. Oturuma Meclis 2. Başkanvekili Gökhan Gümüşdağ başkanlık etti. Bu kritik toplantıda, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (İSKİ) genel kurulunda ele alınan iki önemli teklif masaya yatırıldı. Birincisi, su satış bedeli ile kullanılmış suyun uzaklaştırılmasına ilişkin tarife düzenlemesiydi. İkincisi ise 2026 yılına özgü hizmet bedeli tarifeleriydi. Her iki teklif de detaylı görüşmelerin ardından kabul gördü ve yeni düzenlemeler, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek.

Öncelikle, su satış ve kanalizasyon bedellerine ilişkin tarife teklifine bakalım. Bu kapsamda, daha önce 20 Kasım 2024 tarihinde meclis tarafından onaylanan bir uygulama devam ettirilecek. Hatırlanacağı üzere, o kararla su fiyatlarına her ay Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ile Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi'nin (Yİ-ÜFE) toplanıp ikiye bölünmesiyle hesaplanan orana göre zam yapılması öngörülmüştü. Bu formül, enflasyonun dalgalanmalarına paralel olarak su faturalarını doğrudan etkileyen bir mekanizma oluşturuyor. Şimdi, bu yaklaşım 1 Ocak 2026'dan itibaren yeni bir karar alınana kadar aynen sürdürülecek. Yani, İstanbullular her ay değişebilecek zam oranlarıyla karşı karşıya kalacak. Bu durum, özellikle sabit gelirlilere sahip aileler için belirsizlik yaratıyor ve uzun vadede su tüketim alışkanlıklarını değiştirebilecek bir baskı unsuru haline geliyor.

Bu aylık zam mekanizmasının arkasında yatan gerekçe, hizmet maliyetlerindeki artışlar olarak açıklanıyor. İSKİ'nin operasyonel giderleri, bakım-onarım çalışmaları ve altyapı yatırımları gibi unsurlar, fiyat ayarlamalarını zorunlu kılıyor. Ancak, bu düzenleme su faturalarının öngörülemez bir şekilde yükselmesine yol açabilir. Örneğin, TÜFE ve Yİ-ÜFE ortalaması yüzde 20'lerin üzerine çıktığında, aylık su giderleri hızlı bir ivme kazanacak. Uzmanlar, bu tür endeks bazlı zamların, özellikle kış aylarında ısınma ve temizlik ihtiyaçlarının arttığı dönemlerde hane bütçelerini daha fazla zorlayacağını belirtiyor. İstanbul gibi dev bir metropolde, suyun stratejik bir kaynak olduğu düşünüldüğünde, bu kararın geniş kitleleri etkilemesi kaçınılmaz görünüyor.

Şimdi, asıl dikkat çeken kısma gelelim: 2026 yılı İSKİ hizmet bedeli tarifelerindeki somut artışlar. Bu teklif, suyla ilgili çeşitli hizmetlerin ücretlerini doğrudan hedef alıyor ve bazı kalemlerde çarpıcı oranlar içeriyor. En çarpıcı örneklerden biri, su kapama-açma bedeli. Şu anda 379 lira olan bu hizmet, yüzde 34'lük bir artışla 507 liraya yükselecek. Bu, acil durumlarda veya teknik arızalarda vatandaşların karşılaştığı ek maliyetleri önemli ölçüde artıracak. Düşünün ki, bir musluk arızası veya fatura gecikmesi nedeniyle su kesintisi yaşandığında, bu işlem için ödemeniz gereken tutar neredeyse 130 lira daha fazla olacak. Bu tür hizmetler, genellikle beklenmedik zamanlarda ihtiyaç duyulduğu için, bütçe planlamasını zorlaştıran bir unsur haline geliyor.

Bir diğer dikkat çekici zam, vidanjör hizmet bedelinde yaşanıyor. Atık su tahliyesi gibi hayati bir işlem için belirlenen 929 liralık ücret, yüzde 94,5'lik dev bir artışla tam 1.807 liraya fırlayacak. Bu oran, hizmet maliyetlerindeki en yüksek sıçramayı temsil ediyor ve özellikle apartman sakinleri veya ticari işletmeler için büyük bir yük oluşturuyor. Vidanjör hizmetleri, kanalizasyon tıkanıklıklarında veya sel riski taşıyan bölgelerde sıkça başvurulan bir çözüm. İstanbul'un yoğun nüfuslu semtlerinde, bu tür sorunlar günlük rutinin bir parçası haline gelebiliyor. Yüzde 94'lük artış, neredeyse iki katına yakın bir bedel anlamına geliyor ve bu, küçük esnafı veya dar gelirli aileleri alternatif çözümler aramaya itebilir. Peki, bu zam neden bu kadar yüksek? İSKİ yetkilileri, yakıt maliyetleri, araç bakımı ve personel giderlerindeki yükselişi işaret ediyor, ancak bu açıklama kamuoyunda tartışma yaratıyor.

Otomobil Alacaklar Dikkat: Yarın Fiyatlar Tam 500 Bin Lira Birden Artıyor!
Otomobil Alacaklar Dikkat: Yarın Fiyatlar Tam 500 Bin Lira Birden Artıyor!
İçeriği Görüntüle

Tarife teklifinin diğer kalemleri de göz ardı edilemez nitelikte. Yapı proje inceleme ücreti, mevcut 881 liradan yüzde 15,66'lık bir artışla 1.019 liraya çıkarılıyor. Bu, inşaat sektöründe faaliyet gösteren müteahhitler ve mimarlar için ek bir mali yük demek. Benzer şekilde, şebeke proje inceleme ve onay bedeli 8 bin 299 liradan yüzde 16,44 zamla 9 bin 664 liraya yükseltiliyor. Bu hizmet, yeni altyapı projelerinin onay sürecinde kritik rol oynuyor ve artış, büyük ölçekli yatırımların maliyetini doğrudan etkiliyor. En nihayetinde, şebeke röleve projesi inceleme ve onay bedeli ise 16 bin 968 liradan yüzde 17'lik artışla 19 bin 850 liraya taşınıyor. Bu kalem, mevcut şebeke sistemlerinin haritalanması ve güncellenmesi gibi teknik çalışmaları kapsıyor ve mühendislik firmaları için önemli bir gider kalemi oluşturuyor.

Bu zamların toplam etkisi, İstanbul'un su yönetim sistemini daha sürdürülebilir kılmayı amaçlıyor gibi görünse de, kısa vadede vatandaşların cebini etkileyecek. İSKİ'nin 2026 bütçesinde, bu tarifelerden elde edilecek gelirin altyapı yenileme projelerine ayrılacağı belirtiliyor. Örneğin, deprem riskine karşı su hatlarının güçlendirilmesi veya atık su arıtma tesislerinin modernizasyonu gibi yatırımlar, uzun vadede fayda sağlayabilir. Ancak, mevcut ekonomik koşullar altında, bu zamların sosyal adalet açısından dengeli olup olmadığı sorgulanıyor. Düşük gelir gruplarına yönelik sübvansiyonlar veya sosyal yardım programları gibi önlemlerin artırılması, bu kararın yumuşak inişini sağlayabilir. Şimdilik, meclis üyeleri teklifleri oybirliğiyle kabul ederken, kamuoyu bu gelişmeyi yakından takip ediyor.

İstanbul gibi bir megakentte su kaynaklarının verimli yönetimi, her zamankinden daha kritik. Bu zam kararları, sadece fatura tutarlarını değil, aynı zamanda su tasarrufu alışkanlıklarını da şekillendirecek. Vatandaşlar, damlalıklı musluklar gibi tasarruf yöntemlerine yönelerek faturalarını optimize edebilir. Öte yandan, İSKİ'nin şeffaflık ilkesi doğrultusunda, bu tarifelerin hesaplanmasında kullanılan verilerin kamuoyuyla paylaşılması, güveni artırabilir. Gelecek aylarda, enflasyon oranlarına bağlı olarak su fiyatlarındaki dalgalanmaların nasıl evrileceğini izlemek, hepimiz için önemli bir izleme alanı olacak.

Sonuç olarak, 1 Ocak 2026 tarihi, İstanbul su kullanıcıları için bir dönüm noktası niteliğinde. Bu zamlar, hizmet kalitesini yükseltme hedefini taşısa da, erişilebilirlik ve affordability açısından yeni tartışmaları tetikleyecek. İstanbullular, bu değişikliklere hazırlıklı olmak için fatura simülasyonları yapabilir ve belediye yetkililerinden ek açıklamalar talep edebilir. Su gibi temel bir hakkın maliyeti artarken, sürdürülebilirlik ve eşitlik dengesi nasıl korunacak? Bu soru, önümüzdeki dönemde gündemin merkezinde yer alacak gibi duruyor.