Yavuz Selim Demirağ'dan Erdoğan'a Çarpıcı Uyarı: 'Yarın Öbür Gün Kandırıldık Der'
Yavuz Selim Demirağ'dan Erdoğan'a Çarpıcı Uyarı: 'Yarın Öbür Gün Kandırıldık Der'
İçeriği Görüntüle

Ankara'da siyasetin gündemi, İçişleri Bakanlığı'nda yaşandığı iddia edilen derin bir krizle sarsıldı. Hükümet kanadında, özellikle kabine değişikliği beklentilerinin arttığı şu günlerde, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Bakan Yardımcısı Bülent Turan arasında ciddi bir çekişme olduğu öne sürülüyor. İddialara göre, Bakanlık içerisinde pozisyonunu güçlendirmek isteyen ve Bakanlığa ısınmış görünen Bülent Turan, mevcut Bakan Ali Yerlikaya'yı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şikayet etti. Turan'ın, bu şikayetinde "Bakanlıkta üvey evlat muamelesi görüyorum" ifadelerini kullandığı ve Çanakkale Emniyet Müdürü ataması başta olmak üzere birçok konuda bakanla ters düştüğü belirtiliyor.

Bu gerilim, sadece kapalı kapılar ardında kalmayıp resmi süreçlere de yansımış durumda. Bülent Turan’ın, Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelere katılmaması dikkatlerden kaçmadı. Normal şartlarda orada bulunması gereken Bakan Yardımcısı'nın yerine Genel Sekreterin Ali Yerlikaya’nın yanına oturması, krizin boyutunu gözler önüne serdi. Kulislerde dolaşan bilgilere göre, Bülent Turan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede duygusal anlar yaşadığı, hatta ağladığı konuşuluyor. Bu "ağlama" ifadesinin mecazi bir yakınma mı yoksa gerçek bir gözyaşı mı olduğu netleşmese de, Turan’ın yaşadığı hayal kırıklığının boyutu bu söylentilerle anlaşılıyor.

Krizin bir diğer boyutu ise medya üzerinden yürütülen algı çalışmalarıyla kendini gösteriyor. Bakan Yardımcısı Bülent Turan, son dönemde alışılmadık bir şekilde kendi icraatlarını ve operasyonları ön plana çıkaran videolar paylaşıyor. Genellikle bakanların dahi tevazu gösterdiği bu alanda, bir bakan yardımcısının "Ben başa gelirsem bu operasyonların arkasında duracağım ve hız kesmeden devam ettireceğim" mesajı veren paylaşımlar yapması, Ali Yerlikaya’nın koltuğuna talip olduğu şeklinde yorumlanıyor. Bu durum, bürokrasideki hiyerarşik dengelerin sarsıldığını ve içerideki güç mücadelesinin artık saklanamaz bir boyuta ulaştığını gösteriyor.

Yaşanan bu çekişme, geçtiğimiz günlerde Bakan Ali Yerlikaya’nın Meclis programını da etkiledi. 17 Kasım tarihinde Meclis’te olması gereken Yerlikaya’nın, gece boyunca beklediği bir telefon gelmeyince İstanbul uçağına binerek uzaklaşmaya çalıştığı, ancak uçak tam kalkmak üzereyken özel kalemi tarafından aranarak "Saat 10.30'da Meclis'e gelin, milletin karşısına çıkacağız" denildiği iddia edildi. Yerlikaya'nın bu çağrıya "İstanbul uçağındayım, gelemem" yanıtını vermesiyle krizin gün yüzüne çıktığı belirtiliyor.

Kabine değişikliği beklentilerinin arttığı bu süreçte, bakanlıktaki alt kadroların birbirleriyle olan bu mücadelesi, devlet yönetimindeki çatlakları da ortaya koyuyor. İktidarın, bu tür iç çekişmelerin kamuoyu tarafından tartışılmasını engellemek adına suni gündemler yarattığı ve muhalefeti de bu yapay tartışmalarla meşgul ettiği ifade ediliyor. Ancak İçişleri Bakanlığı gibi kritik bir kurumda, bakan ile yardımcısı arasındaki bu denli büyük bir kopuşun, devletin işleyişinde ciddi aksaklıklara yol açabileceği endişesi hakim.

Tüm bu gelişmeler, Ankara’da bürokratik teamüllerin yerini kişisel ikbal kavgalarına bıraktığı yorumlarına neden oluyor. Bir yanda görevdeki bakan, diğer yanda onun koltuğuna göz dikmiş ve Cumhurbaşkanı nezdinde kulis yapan yardımcısı arasındaki bu savaş, önümüzdeki günlerde beklenen kabine değişikliğinin en önemli başlıklarından biri olacak gibi görünüyor. Bülent Turan’ın bütçe çalışmalarına dahil edilmemesi ve süreçten dışlanması, şimdilik bu güç savaşında geri plana itildiği izlenimini verse de, Ankara siyasetinde dengelerin her an değişebileceği biliniyor.