24 Kasım 2025’te Türkiye siyasetinde sular durulmuyor. Gündem, AKP içinde yaşanan kriz, adalet sistemi sorgulamaları, ekonomik çarpıklıklar, ve İmralı’ya giden Meclis heyetiyle hareketlendi. Bir yandan İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’ın Ali Yerlikaya ile yaşadığı gerginlik, diğer yandan Meclis’teki kritik gelişmeler dikkat çekti. “Erdoğan'la görüşmesinde ağladı” iddiası siyasetin kulislerinde bomba etkisi yarattı.
AKP’de uzun süredir kimse pozisyonunu kaybetmiyor ancak parti içinde tartışmalar derinleşiyor. Bülent Turan’ın Ali Yerlikaya'yı şikâyet ettiği, “Üvey evlat muamelesi görüyorum” dediği aktarıldı. Bu süreçte Bülent Turan, bütçe komisyonunda bile yer almadı ve görevlerden dışlandı. Kabine değişikliği beklentisi artarken, kulislerde Turan’ın İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturmak istediği konuşuluyor. Tarık Toros bunun için, “Aşağıda nasıl birbirlerini yiyorlar?” ifadeleriyle siyasetteki iç çatışmayı öne çıkardı.
Türkiye’de güncel hukukun üstünlüğü endeksinde 143 ülke arasında 118. sırada bulunuyor. Toros, “Böyle bir ülkeden bahsediyoruz” diyerek adalet sistemindeki sıkıntılara işaret etti. Cezaevlerinin doluluk oranı da ülke gündeminde. Silivri Cezaevi’nin nüfusu 30 bini aşarken, toplamda 421.000 kişi cezaevlerinde tutuluyor. “Ülkede gerçek gündem bu” diyerek mevcut sorunların altı çizildi.
Ekonomide ise çarpıcı bir tablo var: Türkiye’de 236.000 dolar milyoneri bulunurken, asgari ücret 520 dolar seviyesine geriledi ve çalışanların yarıdan fazlası bu ücretle geçinmeye çalışıyor. Bu dengesizlik, gelir dağılımı adaletsizliğini zirveye taşıyor.
Siyaset gündemi, İmralı’ya giden Meclis heyetiyle de hareketlendi. Heyetin helikopterle gidişi tartışılırken, görüşmelerin ayrıntıları kamuoyundan gizleniyor ve tutanakların 10 yıl boyunca gizli kalacağı belirtiliyor. İmralı ziyaretiyle ilgili olarak, “Bu milletvekilleri Öcalan’la ne konuştuklarını kendilerinde saklayacaklar” denildi. Ayrıca, bu süreçlerde ana muhalefet partisi CHP’nin heyete üye vermemesi siyasi tartışma konusu oldu. Pervin Buldan’ın sildiği tweet, kızgınlığın boyutunu gösterdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yayınladığı video, CHP’deki farklı görüşleri ve belediye soruşturmalarına yaklaşımıyla dikkat çekti; ek olarak rüşvet ve yolsuzluk iddiaları gündemi sarstı. Tarık Toros, “Kılıçdaroğlu siyaseten dipte” derken, yorumların çoğunluğunun da eleştirilerden oluştuğunu vurguladı.
Türkiye’nin dış siyasetteki yeri de masaya yatırıldı. G20 zirvesinde yaşanan İngilizce çeviri krizine dikkat çekilerek, “Bu bir ciddiyetsizlik göstergesi” görüşü dile getirildi.
Son olarak, başkanlık sisteminin yerele taşınması ve kayyum modelinin kalıcı hale getirilme planları tartışıldı. Mehmet Uçum'un ‘geçiş süreci’ terimini 19 kez tekrar ettiği ve başkanlık sisteminin bir sonraki aşamasının yerel yönetimlere atama ile taşınacağının altı çizildi.
Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan çıkmak istemediği ve kendisine adada daha serbest bir yaşam alanı sağlanacağı iddia edildi. İmralı’nın ilerleyen dönemde Öcalan Adası’na dönüşmesi ve buranın bir tür karantina-simge mekâna evrilmesi de öne çıkan detaylar arasında.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye’de siyaset yeni bir döneme giriyor. Sorunlar, iç tartışmalar ve belirsizlikler ülke gündemini belirlemeye devam ediyor.
