Küresel çatışmaların gölgesinde büyüyen çocuklar, her geçen yıl daha fazla tehlike ile karşı karşıya kalıyor. Bu durum, uluslararası toplumun güvenlik anlayışını sorgulatırken, barış inşasına ayrılan kaynakların yetersizliği dikkat çekiyor. Özellikle son yıllarda artan şiddet olayları, çocukların geleceğini tehdit ederken, yardım kuruluşlarının raporları bu krizi gözler önüne seriyor. Peki, bu gelişmeler tam olarak ne anlama geliyor ve nasıl bir değişim gerektiriyor?
2024 yılı, çatışma bölgelerinde çocuklara karşı işlenen ağır ihlallerin rekor seviyeye ulaştığı bir dönem oldu. Save the Children'ın raporuna göre, doğrulanmış ihlaller yüzde 30 artarak 41,763'e yükseldi. Bu, 2023'teki önceki rekor seviyeden yüzde 30, 2022'ye kıyasla ise yaklaşık yüzde 70 daha fazla anlamına geliyor. İhlallerin yarısından fazlası, işgal altındaki Filistin toprakları, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Nijerya ve Somali'de meydana geldi. Bu artış, çatışmaların sadece yayılmadığını, aynı zamanda çocuklar için daha ölümcül ve vahşi hale geldiğini gösteriyor.
Çocukların çatışmalara maruz kalma oranı da tarihin en yüksek seviyesinde: 2024'te 520 milyon çocuk aktif çatışma bölgelerinde yaşıyor, bu da küresel çocuk nüfusunun beşte birine denk geliyor. 2010'dan beri çatışma bölgelerinde yaşayan çocuk sayısı yüzde 60 artarken, doğrulanmış ağır ihlaller yüzde 373 gibi çarpıcı bir oranda yükseldi. Dünya Savaşı'ndan bu yana en fazla devlet temelli çatışma sayısına ulaşılan bu yılda, yeryüzünün yüzde 11'den fazlası çatışma olaylarının 50 kilometre yarıçapında yer aldı. Kaydedilen çatışma olayları sayısı 2023'teki 24,000'den 2024'te neredeyse 27,000'e çıktı.
Afrika, artık en yüksek sayı ve orana sahip kıta konumunda: 218 milyon çocuk etkileniyor, bu da bölgedeki çocuk nüfusunun yüzde 32,6'sı demek. Bu oran, 2007'den beri ilk kez Orta Doğu'yu geride bırakıyor. Günlük ortalama 78 çocuk ağır ihlallere maruz kalıyor; bu, yedi futbol takımı dolusu çocuğa eşdeğer. İhlaller arasında öldürme, sakatlama, cinsel şiddet, kaçırma, okullara ve hastanelere saldırılar ile insani yardımın engellenmesi yer alıyor. 2005'ten beri 33 ülkede 400,000'den fazla ihlal doğrulandı; yaklaşık 160,000 çocuk öldürüldü veya sakatlandı, 100,000'den fazlası ise silahlı gruplara alındı.
Bu vahim tablo, küresel güvenlik harcamalarının arka planında daha da dikkat çekici. Askeri bütçeler rekor seviyelerdeyken, barış inşası ve barış koruma faaliyetlerine ayrılan pay yüzde 2'den az. Bu durum, askeri ve devlet güvenliğinin çocukları en ağır zararlardan korumakta başarısız olduğunu ortaya koyuyor. Rapor, bu yaklaşımın sorgulanmasını gerektiriyor; çünkü çatışmalar artarken çocuklar hiç olmadığı kadar güvensiz.
Save the Children Uluslararası CEO'su Inger Ashing, raporu şöyle yorumluyor: Bu lanet olası rapor sadece rakamlar ve istatistiklerden ibaret değil. Kuzey Gazze'den yedi kardeşiyle kaçan Ali gibi, ağır yetersiz beslenme nedeniyle osteomalazi geliştiren ve yürüyemeyen çocuklar hakkında. Doğu Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde okulu saldırıya uğrayan ve iki gün boyunca mermiler altında yürüyen 12 yaşındaki Bahati hakkında. Dünyanın dört bir yanındaki kız ve erkek çocuklar, terör, acı, yas, açlık ve ıstırap içinde yaşıyorlar. Dünya kritik bir dönemeçte. Silahlı çatışmalar artıyor, çocuklara karşı ağır ihlaller rekor seviyelerde. Aynı zamanda insani sistem ve Birleşmiş Milletler diz çökmüş durumda. Bu kurumların geleceği belirsizken, dönüşümlerinde bir ilke rehber olmalı: Çocuklar merkezde yer almalı. Gerçek güvenlik silahlar veya duvarlarla ilgili değil. Çocukların güvende, öğrenen ve korkudan uzak olmasıyla ilgili. Devletler, çatışmaları önlemek ve barışı teşvik etmek için kararlı adımlar atmalı, çocukları korumalı, hesap verebilirliği sağlamalı ve çocukları anlamlı şekilde dinlemeli ve dahil etmeli.
Barış Araştırmaları Enstitüsü Oslo'dan Araştırma Profesörü Gudrun Østby ise şöyle diyor: Tahminlerimiz, geçen yıl çatışma bölgelerinde yaşayan çocuk sayısının rekor seviyeye ulaştığını gösteriyor: 520 milyon, dünya çapında beşte bir. Eşi benzeri görülmemiş sayıda çocuk risk altında ve yardım bütçeleri ciddi baskı altında. Çatışmalarda sıkışan çocukları koruma ihtiyacı hiç bu kadar acil olmamıştı. Her sayının arkasında, güvenliği, eğitimi ve geleceği risk altında bir çocuk var. Afrika artık hem en yüksek sayı hem de en yüksek orana sahip kıta. Nerede doğduklarına bakmaksızın tüm çocukların savaşın yıkıcı etkilerinden korunmasını sağlamalıyız.
Save the Children, devletlere çağrıda bulunuyor: Uluslararası insani hukuku koruyun, güvenli insani erişim sağlayın, acil durumlarda çocuklar için hedeflenmiş fonlamayı artırın ve çocukları ve eğitimi savaş bölgelerinde koruyan ana antlaşma ve bildirileri onaylayın ve uygulayın. Ulusal barış stratejileri geliştirin, barış eğitimini entegre edin ve çatışmaların kök nedenlerini ele alın. Çocuklara karşı ihlaller için hesap verebilirliği acilen sağlayın; uluslararası ve ulusal mekanizmaları güçlendirin, BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma gündemini destekleyin ve suçluların tarafsız listelenmesini savunun. Son olarak, çocukların sesleri küresel, bölgesel ve ulusal forumlarda duyulmalı, geleceğini şekillendiren konularda.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin belirlediği altı ağır ihlal: Çocukların öldürülmesi ve sakatlanması, silahlı kuvvetler ve gruplar tarafından alınması, cinsel şiddet, kaçırma, okullara ve hastanelere saldırılar ile çocuklara insani erişimin engellenmesi. Bu ihlaller, ağır doğaları ve çocukların refahı üzerindeki ciddi etkileri nedeniyle tanımlandı. Ek olarak, 2012'den beri BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi, çocukların gözaltına alınmasını doğruluyor ve yıllık raporlarında sunuyor.
Bu rapor, insani krizin derinliğini yansıtıyor ve uluslararası desteğin gerekliliğini vurguluyor. Çocukların yaşadığı korku dolu anlar, yardım çabalarının aciliyetini gösteriyor ve çatışmaların önlenmesi için somut adımlar atılmasını gerektiriyor. Gelecekteki çalışmalar, hem acil ihtiyaçları karşılamalı hem de uzun vadeli dayanıklılığı sağlamalı.