Teknoloji cephesinde heyecan dorukta! 2025 Nobel Fizik Ödülü, Sam Altman’ın “Modern işler gerçek iş değil” çıkışı, OpenAI’ın Broadcom işbirliğiyle sıfırdan çip üretme planları, Trump’ın Çin’e getirdiği vergi tehdidi, Samsung’un yalnızca 7 milyon parametreli yeni TRM yapay zekâsı, Andrej Karpathy’nin “Nanochat”ı derken, yapay zekâ savaşları bambaşka bir boyuta taşındı. Bugüne dek hiç olmadığı kadar rekabetçi ve yenilikçi bir ortam var; üstelik gelen son haberlerle Google Gemini 3.0’ın 22 Ekim’de açıklanacağı iddiası bu rekabeti zirveye taşıyor. Peki fakat perde arkasında neler oluyor? Kim hangi adımları, neden atıyor? Ve önümüzdeki aylarda bizi neler bekliyor?
Programın sunucusu, teknolojinin tam ortasında çalkalanan bu gelişmelerin perde arkasını tüm detaylarıyla ve insana has zekasıyla masaya yatırıyor. İlk olarak, ödül sezonunun en prestijlisi olan Nobel Fizik Ödülü’nün bu yıl kuantum fiziğine verildiğini açıklıyor. Ödülü alan John Clark, Michael H. Devore ve John M. Martinis’in çığır açıcı deneylerine değiniyor: İnsan ölçeğinde ilk kez elektrik devrelerinde kuantum tünellemesini ispatladılar. Bu deney, bugünkü kuantum bilgisayarların temelini atıyor. Özellikle Clark’ın süper iletken devreler konusundaki uzmanlığı ve Martinis’in Google'ın ilk kuantum bilgisayar ekibini yönetmiş olması, ödülün sadece bir bilimsel başarı değil, aynı zamanda teknolojinin geleceğine de yön verdiğini ispatlıyor.
Sam Altman’ın açıklamalarını ise bizzat aktarıyor: Altman’a göre yapay zeka işleri sona erdiriyorsa, belki de o işler asla gerçek iş değildi. Kişisel ve duygusal yöne evrilen yeni ChatGPT sürümleriyle Altman, insan gibi davranan robotların devrini başlatacaklarını söylüyor ve onaylı yetişkin hesaplarda daha özgür sohbetlerin mümkün olabileceğini bildiriyor. Sunucu, Günümüz iş dünyasının anlam arayışında olduğu, yakın zamanda birçok mesleğin ortadan kalkabileceği, insanın değerini işle değil, zorluklarla mücadeleyle tanımlamasının gerekliliğini vurguluyor.
OpenAI’ın Broadcom ile geliştirdiği 10 GW’lık özel yapay zeka çipi projesiyle ilgili detaylar da sunucunun kendi analizleriyle harmanlanıyor: Sam Altman’ın “yapay zekanın potansiyelini açığa çıkarmak için gereken altyapı çok önemli” sözlerinden hareketle, 2026 sonunda piyasaya çıkacak ve 2029’a dek veri merkezlerinde kullanılacak bu çiplerin Nvidia’ya olan bağımlılığı azaltması bekleniyor. Sunucunun vurguladığı gibi, bu projeyle milyonlarca insanın ve bilgisayarın aynı anda “ChatGPT gibi” yapay zekaları kullanabileceği devasa bir süper bilgisayar sistemine doğru gidiliyor.
Dünya çapında ticaret savaşlarının bile teknoloji gündemine nasıl etki ettiğini de kaçırmıyor: Donald Trump’ın yeni Çin vergileri ve bunun piyasalar ile teknoloji şirketlerinde sebep olduğu dalgalanmalardan bahsederken Çin’in nadir elementler üzerindeki hakimiyetinin, çip üretimi için ne kadar kritik olduğunu özellikle belirtiyor. Eğer bu materyaller temin edilmezse, yapay zeka gelişiminin sekteye uğrayacağının altı çiziliyor.
Samsung’un yalnızca 7 milyon parametreli TRM modeli ise programda tam bir dönüm noktası olarak lanse ediliyor. Sunucu, devasa parametreli modellerin mutlaka daha “akıllı” olmadığını, Samsung’un küçük ama verimli TRM modelinin Ark AGI gibi akıl yürütme testlerinde dev modelleri geçtiğini açıklıyor. Büyük yerine “derin” ve tekrar düşünme odaklı mimarilerle yeni bir dönemin başladığını belirtiyor.
Andre Karpathy’nin 8.000 satırlık kodla, kendi GPT benzeri modeli olan “Nanochat”ı açık kaynak olarak yayınlamasına da özel bir bölüm ayrılıyor. Sadece 100 dolarlık maliyetle, hızlıca eğitilebilen ve bağımsız olarak kullanılabilen bu çözümün, hem profesyoneller hem de hobi amaçlı ilgilenenler için yeni dönem başlattığını; isteyen herkesin kendi dil modelini yetiştirme fırsatı bulduğunu anlatıyor.
Gemini 3.0 ile ilgili iddialarsa heyecanı zirveye taşıyor. Reddit ve X platformlarında dönen test görüntülerinden, Gemini 3.0 Pro’nun MacOS benzeri tam işlevli bir işletim sistemine dönüşebileceği söylentilerinden söz ediliyor. Google’ın yeni modelini yakında açıklayacağı yönünde güçlü sinyallerin olduğu belirtiliyor.
Haberde insan ve yaratıcılık özelinde de özgün detaylar var. Mesela insanların ve hayvanların birlikte olimpiyat yaptığı eğlenceli Sora videoları, Cüneyt Özdemir’in “gerçekliğin ölümüne şahit oluyoruz” tespitiyle birlikte, dijital çağda hakikatin giderek silikleştiğini sunucu kendi gözlemleriyle aktarıyor.
Son olarak, Atlantik’te yazan Derek Thompson’ın “18 ayınız var!” uyarısını öne çıkarıyor: Sunucu, işlerimizi yapay zekaya bıraktıkça kendi zihinsel kaslarımızın körelmeye başladığını, derin düşünmenin ve uzun soluklu okuma-uğraşlarının giderek değer kazanacağını samimi tavsiyelerle paylaşıyor. Özellikle her gün derin okuma, not alma, yazma ritüeli geliştirme ve dikkati dağınık bırakmamanın önemine vurgu yapılıyor. Artık yapay zeka çağında en değerli şeyin işler değil, derin düşünce olduğunu naif bir üslupla son kez yineleyerek makaleyi tamamlıyor.