Piyasalar, küresel ve yerel para politikalarının kesişim noktasında adeta bir satranç tahtasına dönmüş durumda. 10 Aralık 2025'te yayınlanan bu analizde, ABD Federal Rezerv'in (FED) yıl sonu faiz kararı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) beklenen hamlesi, yatırımcıların uykusuz gecelerine neden oluyor. FED'in 25 baz puanlık indirimle politika faizini düşürmesi neredeyse kesinleşmişken, Fed Başkanı Jerome Powell'ın basın toplantısındaki son mesajları, 2026'ya dair ipuçlarıyla dolu.

Piyasa anketlerine göre %87 oranında indirim bekleyen uzmanlar, bu hamlenin altın, gümüş, borsa, Bitcoin ve TL mevduat faizleri üzerindeki zincirleme etkilerini masaya yatırıyor. Öte yandan, TCMB'nin perşembe günü açıklayacağı karar, 150 baz puanlık indirim beklentisiyle Türkiye ekonomisinin kaderini belirleyebilir. Peki, bu senaryolar arasında en olası olan hangisi? Powell'ın veda konuşması piyasaları sarsacak mı, yoksa Trump'ın yeni FED başkanı adayı Kevin Hassett'in gölgesi mi büyüyecek? Detaylara inelim; çünkü bu kararlar, sadece Wall Street'i değil, Borsa İstanbul'u da yeniden şekillendirecek.

FED'in yapısı ve karar alma mekanizması, her zaman olduğu gibi karmaşık bir denge oyunu. 12 oy hakkına sahip komite üyelerinden en az ikisinin faiz indirimine karşı çıkma ihtimali var; yarısı ise gelecek yıl kademeli indirimler öngörüyor. Bu, altın fiyatları için pek iç açıcı değil, zira daha sıkı bir tutum spekülatif balonları patlatabilir. Ancak asıl heyecan, Powell'ın geleceğinde. Mayıs 2026'da görevi sona erecek olan Powell, kalan üç toplantısından birini bu hafta yönetecek.

Piyasaya Güvenmeyenler Kazanır: Dolar Altın Konut Borsa Tehlike Sinyali
Piyasaya Güvenmeyenler Kazanır: Dolar Altın Konut Borsa Tehlike Sinyali
İçeriği Görüntüle

Son dönemde faiz indirim eşiğini yükselttiğini, daha güçlü ekonomik veriler beklediğini ve kararların toplantıdan toplantıya alınacağını vurgulayan Powell, net bir iletişim stratejisiyle tanınıyor. Avukatlık ve finans geçmişinden gelen bu yetkinlik, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde gibi isimlerin başarısını hatırlatıyor. Japonya Merkez Bankası Guvernörü'nün faiz artışı sinyallerini önceden vererek piyasaları hazırlaması örneğinde olduğu üzere, Powell'ın sözleri de altın ve döviz kurlarını anında etkileyecek. Önceki toplantılarda indirimlerin netliği piyasaları yatıştırmıştı, ama bu sefer farklı: Gümüşün beklenmedik rekoru gibi sürprizler, fiyatlandırma dinamiklerini bozmuş durumda. FED sonrası dalgalanma kaçınılmaz; yatırımcılar, Powell'ın 2026 faiz tahminlerini nasıl çerçeveleyeceğini merakla bekliyor.

Bu belirsizliğin ortasında, Donald Trump'ın FED başkanlığı için Kevin Hassett'i aday göstermesi, piyasalarda deprem etkisi yaratıyor. Hassett, şu anda Ulusal Ekonomik Konsey Direktörü ve Trump'ın yakın ekonomi danışmanı. Trump'ın ilk döneminde Beyaz Saray Ekonomik Danışmanlar Konseyi Başkanı olan Hassett, son faiz ve kar verilerine göre hareket edeceğini söylüyor. Ancak, FED'in bağımsızlığını zedeleyecek bir atama mı bu? Meritokrasi yerine siyasi hedefler ön planda; Trump, hem ön hem arka tekerlek olmayı seven biri olarak biliniyor. Powell'ı kendisi atamış, sonra pişman olmuş bir profil çiziyor.

Hassett'in geçmişi ise tartışmalı: Ekonomi eğitimi var ama tıp merakı, 2020 Covid döneminde kendini göstermiş. O dönemde enfeksiyon ve ölüm tahminleri yaparak Mayıs 2025'te ölümleri sıfırlayacağını iddia etmiş, ekonomiyi sağlık önceliğinin üstünde tutmuş. Bu küçümsemeci yaklaşım, finansal konuları ön plana çıkarırken eleştirilere yol açmış. Sağlık uzmanı olmayan Hassett'in sözel iletişimde Powell'dan geride kalacağı, kararlarının öngörülemez olacağı görüşü hakim. Piyasalar, bu atamanın gerçekleşmesi halinde volatiliteyi artıracağını düşünüyor; zira Hassett, Trump'a kulak asmayacak gibi görünmüyor – eylemleri, geleceğini garanti altına alıyor.

Altın piyasası, FED kararının en hassas göstergelerinden biri olarak öne çıkıyor. Karar sonrası rekor seviyeye, 4385 dolara ulaşması beklenen ons altın, RG Futures senior analisti Bob'un yorumuyla güçlü kalacak. Ancak, 2026 faiz tahminleri düşerse ters rüzgar esecek; Powell'ın mesajları fiyatları aşağı çekebilir. Bloomberg'in 2026 ilk çeyrek tahminleri ise çeşitlilik gösteriyor: McCurry Group 4300 dolar, UBS 4500 dolar, C Group 4200 dolar, Commercebank 4300 dolar, BOFA 4400 dolar, BNP Paribas 4145 dolar, Standard Chartered 4200 dolar, JP Morgan 4400 dolar, ANZ ise iyimser 4600 dolar öngörüyor.

Bank for International Settlements (BIS) ise uyarıyor: Altın, 50 yılda ilk kez şişkinlikte; güvenli liman olmaktan çıkıp spekülatif araca dönüşmüş. Uzun vadeli yatırımcılar için kısa vadeli dalgalanmalar sorun değil, talep devam edecek. Altın-gümüş oranı şu an 70:1; tarihsel ortalamada bu seviye normal, ama düşüklerde 40'a inmiş. Simnova'dan Sprot Asset Management CIO'su, gümüşün daha değerli olacağını söylüyor: * "40:1 oranı mümkün, ama düşük ihtimal; gümüşte daha fazla yükseliş alanı var." * Bu oran, değerli metallerin tương lai dengesini belirleyecek.

Gümüş ise altınla yarışıyor; dün %4'lük artışla 61 doları aşarak rekor kırmış ve yükselişe devam ediyor. Simnova, daha iyi performans için yer olduğunu belirtiyor. 2026 için banka ortalaması 55 dolar (2025 ortalaması 35 dolar), ama volatilite yüksek: Talep artışı fiyatları roketleyebilir. Goldman Sachs, küresel ekonomi görünümünü olumlu ama riskli buluyor; değerli metallerde dönemsel dalgalanmalar bekliyor. Doların değer kaybedeceği, merkez bankalarının alım yapacağı, petrolün oversupply nedeniyle düşeceği öngörüsü hakim. Bu dinamikler, FED sonrası altın ve gümüş rallisini besleyecek; yatırımcılar, spekülatif fırsatları kolluyor.

Bitcoin cephesinde ise karamsar bir hava esiyor. FED kararı sonrası 93 bin dolardan 92.500 dolara gerileyen Bitcoin, yıl sonu %15 ihtimalle 80 bin doların altına sarkabilir – bu, 2022'den beri ilk yıllık düşüş olur. Strateji şirketleri 150 bin dolar, Standard Chartered 200 bin dolar öngörüyor; ama 500 bin-1 milyon dolarlık zirveler 2030'a ertelenmiş. 2026 için 150 bin dolar hedefi gerçekçi görünüyor. Kripto piyasası, her yatırımcıya uygun değil; uzun vadede düşüşler alım fırsatı yaratabilir. FED'in indirimi, riskli varlıklar için destekleyici olsa da, Powell'ın temkinli tonu baskı unsuru.

Türkiye'ye dönersek, 2026 asgari ücretliler, memurlar ve emekliler için en zorlu yıl olabilir. K tipi büyüme – zenginler yukarı, yoksullar aşağı – Remzi Özdemir'in * "en yoksul yıl" * tanımlamasıyla özetleniyor. Yüksek faizler zenginleri şişirirken yoksulları eziyor, enflasyon mücadelesi sonuçsuz kalıyor. TCMB'nin perşembe 14:00'teki kararı kritik: Ortalama 150 baz puan indirim bekleniyor, bazıları 200 bp diyor; JP Morgan 100 bp, Morgan Stanley/HSBC/Deutsche Bank %50 ihtimalle düşük indirim öngörüyor. Karar metni, 2026 mesajlarıyla dolu olacak. İş Bankası CEO'su Hakan Aran, ekonomik programın kritik eşiği aşmadığını söylüyor: * "2026 ilk yarısında kredi muslukları açılmayacak, ikinci yarıda kredi faizlerinde düşüş mümkün." * Mevduat faizleri ilk yarıda cazip kalacak, TÜİK enflasyonuna göre hesaplanıyor. Borsa endeksi 11.300'ü aşmış; yıl sonu hedefi 11.512. 100 bp indirimde düşüş, 150 bp'de kar realizasyonu riski var – 11.000 altına inebilir. 2026 hedefleri 14.000-15.000 (30-40% getiri), ama son iki yılda durgunluk hakim. Sanayi üretimi Ekim'de yıllık %2.2 büyüme, aylık %0.8 düşüş göstermiş; Fatih Keresteci, deendüstrileşme riskini vurguluyor: * "Sanayi geriliyor, büyüme kalitesiz." * FED sonrası TCMB ve Keresteci röportajı, önümüzdeki günlerin yıldızı.

Bu senaryolar, piyasaların nabzını tutuyor: FED'in indirimi küresel rahatlama getirirken, TCMB'nin adımı yerel dengeleri bozabilir. Altın ve gümüş rallisi devam eder mi, Bitcoin toparlanır mı, borsa 15.000'i görür mü? Powell'ın veda sözleri ve Hassett'in gölgesi, 2026 enflasyon krizini derinleştirebilir. Asgari ücretliler için yoksulluk tuzağı, yüksek faizlerin ironisiyle büyüyor. Yatırımcılar temkinli: Kısa vadeli dalgalanmalar fırsat, ama uzun vadeli riskler yüksek. Bu analiz, sadece rakamları değil, hikayeyi de anlatıyor – ve 2026, ya toparlanma ya da yeni bir sınav yılı olacak.