Yargı dünyasında son dönemde en çok konuşulan isimlerden biri haline gelen gazeteci Fatih Altaylı ile ilgili beklenmedik bir gelişme yaşandı ve bu durum birçok kişiyi şaşırttı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda önemli bir karara imza attı. Sanığın üzerine atılı suçun niteliği, delillerin büyük ölçüde toplanmış olması, kaçma şüphesinin bulunmaması gibi unsurları dikkate alan daire, tutuklulukta geçirilen süre ve hükmedilen ceza miktarını da değerlendirerek tahliye yolunu açtı.
Bu karar, 29 Aralık 2025 tarihinde alınırken, dosyanın esasına ilişkin inceleme ise hala devam ediyor. Yani süreç tamamen bitmiş değil, ancak tutukluluk hali açısından kritik bir değişiklik meydana geldi.
Olayların kökenine indiğimizde, her şey 20 Haziran 2025'te yapılan bir YouTube yayınına dayanıyor. Yayın sırasında kullanılan bazı ifadeler, "Cumhurbaşkanını tehdit" suçlaması kapsamında değerlendirildi ve bu durum hızla soruşturmaya dönüştü.
22 Haziran'da gözaltına alınan Altaylı, aynı gün tutuklanarak Silivri'deki Marmara Ceza İnfaz Kurumu'na gönderildi. Bu tutuklama, yaklaşık 190 gün, yani altı ayı aşkın bir süre devam etti ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Yargılama süreci İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilerledi. İddianamede, ifadelerin fiili saldırıdan bahisle tehdit içerdiği öne sürüldü ve 5 yıldan az olmamak üzere hapis cezası talep edildi.
3 Ekim'deki duruşmada Altaylı ilk kez hakim karşısına çıktı ve savunmasında tehdit kastı olmadığını, sözlerinin çarpıtıldığını vurguladı. Ancak mahkeme, tutukluluğun devamına karar verdi.
26 Kasım'daki karar duruşmasında ise 5 yıl hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle bu 4 yıl 2 aya düşürüldü. Tutukluluk halinin devamı da hükmedildi, gerekçe olarak adli kontrolün yetersiz kalacağı ve kaçma şüphesi gösterildi.
Bu karar sonrası avukatlar istinafa başvurdu ve dosya Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşındı. İşte tam burada, rutin tutukluluk incelemesi sırasında tahliye kararı çıktı.
Mahkeme, delillerin toplanmış olmasını, suç niteliğini ve geçirilen süreyi ön plana çıkararak, başka suçtan tutuklu olunmaması halinde salıverilme talimatı verdi. Karara itiraz yolu ise iki hafta içinde açık.
Bu gelişme, Fatih Altaylı tahliye kararı aramalarını zirveye taşırken, sürecin istinaf aşamasında nasıl şekilleneceği merak konusu. Ceza onanırsa infaz devam edebilecek, ancak şu an için özgürlük kapısı aralandı.
CHP'li siyasetçi Serkan Özcan ise bu tahliye kararına sert bir tepki gösterdi. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, "Bu millet sizin 'ölümü gösterip sıtmaya razı ettiren' bu kara düzeninizi değiştirmek için gün sayıyor. Hemen, şimdi seçim" ifadelerini kullandı.
Özcan'ın bu sözleri, tahliye kararını mevcut düzenin bir parçası olarak eleştirirken, kamuoyunda seçim çağrılarını yeniden gündeme getirdi ve siyasi tartışmaları alevlendirdi.
Fatih Altaylı'nın cezaevinden çıkışı, medya çevrelerinde ve takipçilerinde büyük sevinç yaratırken, karşı görüşler de eksik olmadı. Kimileri adaletin gecikmeli de olsa tecelli ettiğini savunurken, kimileri sürecin başından beri siyasi motifler taşıdığını iddia ediyor.
Tahliye sonrası Altaylı'nın yeniden yayınlarına dönüp dönmeyeceği, kamuoyuyla nasıl iletişim kuracağı da yoğun merak konusu. Geçmişte YouTube kanalının milyonlarca izlenmeye ulaşması, onun erişim gücünü gösteriyor.
Bu olay, ifade özgürlüğü tartışmalarını da yeniden ateşledi. Benzer davalarda emsal kararlar hatırlatılırken, tehdit suçunun sınırları konusunda farklı yorumlar ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak, Fatih Altaylı tahliye kararı son dakika gelişmeleriyle gündemin tepesinde kalmaya devam edecek. İstinafın esas incelemesi tamamlandığında yeni bir dönemeç yaşanabilir, ancak şu an için altı aylık tutukluluk sona erdi.
Bu tür yargı süreçleri, toplumda derin yankılar uyandırırken, herkesin gözü kulağı gelecek haberlerde olacak. Gelişmeleri takip etmek, detayları öğrenmek için heyecan dorukta.