Gazeteci Levent Gültekin, 21 Ekim 2025 tarihli programında, Türkiye siyasetinde son dönemlerde gözle görülür hale gelen Erdoğan–Bahçeli ayrışmasını masaya yatırdı. Gültekin’e göre devletin tepesinde başlayan bu çatlak, sadece iki lider arasındaki fikir farklılığı değil, aynı zamanda iktidar içindeki bir güç mücadelesi olarak derinleşiyor.

Kıbrıs Seçimi Krizi ve İlhak Çağrısı

Programın açılışında Kıbrıs seçimleri ve Devlet Bahçeli’nin ilhak çağrısı ele alındı. Gültekin, MHP liderinin Türkiye’ye bağlanma çağrısının hem diplomatik hem de siyasi açıdan Erdoğan’ı zora soktuğunu söyledi:
“Erdoğan Batı’yla denge politikası yürütürken Bahçeli’nin bu açıklaması, Türkiye’yi uluslararası arenada yalnızlaştıracak adımların fitilini ateşliyor.”

Gültekin’e göre Bahçeli’nin çıkışı, Kıbrıs seçimlerinin Cumhur İttifakı için “hezimet algısına” dönüşmesine neden oldu. Erdoğan’ın daha temkinli kalmasının altını çizen Gültekin, “Bahçeli sertleşti, Erdoğan frene bastı. Bu makas artık görünür biçimde açıldı,” dedi.

İç ve Dış Politikada Farklı Yönler

Gültekin analizinde, son aylarda Bahçeli’nin Erdoğan’ı daha “radikal” pozisyonlara iten bir strateji izlediğini ve bunun planlı olduğunu öne sürdü.
“Bahçeli, Erdoğan’ı Saddamlaştırmak istiyor. Onu radikalleştirerek hem Batı’dan koparmak hem de içeride izole etmek istiyor,” ifadelerini kullandı.
Bu çerçevede Bahçeli’nin Rusya–Çin eksenine yönelim çağrısı, Alevi açılımı, Öcalan’ın meclise çağrılması ve Kıbrıs ilhakı gibi önerilerini “aynı stratejinin parçaları” olarak nitelendirdi.

Erdoğan Denge Arayışında

Gazeteciye göre Erdoğan, Bahçeli’nin bu çizgisine karşı direnç göstermeye çalışıyor:
“Erdoğan, Bahçeli’nin sürüklediği uçurumun kendisine mal olacağını biliyor. O yüzden kontrolü kaybetmeden otoriter ama yönetilebilir bir denge kurmak istiyor. MHP’nin dayattığı sert rotayı frenliyor.”
Bu noktada Gültekin, Erdoğan’ı “Türkiye’yi tamamen radikal bir yönelişe götürmemeye çalışan ama yine de otoriter düzenin içinde kalmayı tercih eden lider” olarak tanımladı.

Yasa Dışı Bahis Üçgeni Skandalı
Yasa Dışı Bahis Üçgeni Skandalı
İçeriği Görüntüle

Yargıdaki Savaş ve Kurumlar Arası Çatışma

Programda bir diğer önemli başlık Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez’in “Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmalı” çıkışı oldu. Gültekin, bu sözleri “devlet içindeki denge arayışının” göstergesi olarak yorumladı:
“Yargıtay’ın çıkışı, Bahçeli’nin hukuk tanımaz söylemlerine karşı bir frenleme hamlesidir. Devlet kurumları, Bahçeli’nin sertleşme yöneliminden rahatsız.”

Gazeteciye göre bu tablo, devletin içinde “kargaşadan korkan” bir kanadın varlığını gösteriyor. Ancak bu çabanın demokratikleşmeden çok, “çöküşü yavaşlatma” girişimi olduğunu vurguladı.
“Erdoğan demokratlaşmak istemiyor; sadece enkazın altında kalmamak istiyor.”

İmamoğlu Etkisi ve Operasyonların Genişlemesi

Programın ilerleyen bölümlerinde İmamoğlu davası, CHP’li belediyelere yönelik iddianameler, Ferdi Aktaş dosyası ve Koç Holding’e uzanan gözaltılar gündeme geldi. Gültekin, bu operasyonların siyasi denklemin parçası olduğunu belirterek şöyle dedi:
“İktidar, Ekrem İmamoğlu’nun duruşmalarını bastırmak isterken onu farkında olmadan kahramanlaştırıyor. Aynı zamanda iş dünyasına ‘sıra size de gelebilir’ mesajı gönderiliyor.”

“Devletin Tepesinde Fay Hattı Aktif”

Gültekin’e göre tablo net: Erdoğan ve Bahçeli’nin yolları hem dış politikada hem de iç dengelerde ayrılıyor.
“Bahçeli frensiz, Erdoğan temkinli. Biri Türkiye’yi uçuruma götürmek isterken diğeri orada kalmak istemiyor. Bu çatışmanın nihai sonucu, devletin yönünü belirleyecek.”

Ve son sözüyle uyardı:
“Cumhur İttifakı sadece bir ittifak krizi yaşamıyor; devletin içinde bir fay hattı kırılıyor. Bu çatışma büyüdükçe Türkiye’nin hem siyaseti hem kurumları daha büyük bir hesaplaşmaya sürüklenecek.”