Dolar ve enflasyon, Türk ekonomisinin iki başlı canavarı gibi yıllardır peşimizi bırakmıyor. Bir bakıyorsun sakin bir nehir gibi akıyor her şey, öbür gün birden sel olup her şeyi yutuyor. Hatırlayın 2024'ü: Yıl başında enflasyon yüzde 65'lerde gezinirken, Merkez Bankası'nın sıkı para politikalarıyla yıl sonuna doğru yüzde 40'lara gerilemişti. Dolar/TL ise 30'lardan başlayıp 35'lere, hatta 38'lere sıçramıştı – seçim belirsizlikleri, jeopolitik fırtınalar derken herkes "bu sefer bitti" diye umutlanmıştı. Ama 2025 girdi girmez, o eski hikaye yeniden sahnede. Küresel faiz savaşları, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve içerdeki bütçe açıkları... Piyasalar adeta bir satranç tahtasında, her hamle bir sonraki krizi doğuruyor. Eylül'ün son günlerinde, 28'inde, dolar/TL 41,30 civarlarında dolanırken, enflasyonun gölgesi her yeri kaplamış durumda. Peki, ekonomistlerin son anketleri ne fısıldıyor? Asıl bomba burada patlıyor, hazır olun.
ForInvest'in 22 ekonomistle yaptığı son ankete göre, eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi'nde aylık medyan tahmin yüzde 2,50, ortalama ise yüzde 2,48 artış yönünde. Yıllık TÜFE için medyan yüzde 32,38, ortalama yüzde 32,32'ye işaret ediyor. En yüksek aylık beklenti yüzde 2,84, en düşük yüzde 2,10; yıllık aralık ise yüzde 32,78 ile yüzde 31,91 arasında sallanıyor. Ağustos'ta ne olmuştu peki? Beklenti aylık yüzde 1,80'ken gerçek yüzde 2,04 çıkmış, yıllık enflasyon yüzde 32,95'e zıplamıştı – tam bir sürpriz tokadı. Enerji, gıda, alkolsüz içecekler, alkollü içkiler, tütün ve altın hariç C Endeksi'nde ise aylık yüzde 2,79, yıllık yüzde 32,05 bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye İstatistik Kurumu'nun 3 Ekim Cuma günü saat 10:00'da açıklayacağı verilerle test edilecek. Eğer tahminler tutarsa, yıl sonu hedefleri iyice zorlanacak; tutmazsa, piyasalar bir kez daha allak bullak olacak.
Yıl sonu enflasyon beklentisi, geçen ayki yüzde 29,90'dan yüzde 30'a sıçramış – ufak ama anlamlı bir revizyon. Maksimum tahmin yüzde 31,52, minimum yüzde 29,20 arasında. Bu yükselişin arkasında ne var? Ağustos'un beklenmedik sıçraması, enerji ithalatındaki pahalılık ve gıda fiyatlarındaki mevsimsel baskılar. 12 ay sonrasına yönelik medyan TÜFE beklentisi yüzde 23,10'da sabit, ama 2026 yıl sonu için yüzde 21,80'e gerilemiş – önceki yüzde 21,70'den hafif yukarı. Aralıksa yüzde 25 ile yüzde 19,10 arasında genişliyor, ki bu da belirsizliğin ne kadar derin olduğunu gösteriyor. C Endeksi için 2025 sonu beklenti yüzde 30 – geçen ayki yüzde 29,50'den yine yukarı. Uzun vadede enflasyonun düşüş trendi devam edecek gibi, ama bu yol dikensiz değil. Hatırlayın 2023'ü: Enflasyon yüzde 85'e vururken, herkes "dibe vurduk" demişti; 2024'te toparlanma başladı ama 2025'te yeni engeller çıktı. Ticaret savaşlarının gölgesi, küresel tedarik zinciri sorunları... Ekonomistler, "enflasyon tek haneye ancak 2027'de iner" diyor, ama bu son anketle o umutlar biraz soluklaşıyor.
Dolar/TL tarafı ise bambaşka bir hikaye. 14 analistin 2025 sonu beklentisi değişmeyerek 44 seviyesinde kaldı – ama bu sabitlik, fırtına öncesi sessizlik gibi. 12 ay sonrasına ilişkin tahmin 49'a oturmuş, 2026 yıl sonu ise bir önceki anketteki 51,50'den 51,8250 TL'ye yükselmiş. Neden mi? Dolar endeksinin gücü, Fed'in temkinli faiz indirimleri ve Türkiye'deki cari açık baskısı. Şu anki kur 41,30'larda gezinirken, bu 44'lük hedef sadece yüzde 6'lık bir sıçrama demek – ama enflasyonla birleşince, reel kurun erimesi kaçınılmaz. BBVA gibi kurumlar daha kötüsünü söylüyor: 2025 sonu 45, 2026'sı 52. ING ise 43'te tutturmuş, ama piyasa anketleri ortalamada 44'ü işaret ediyor. Geçmişe dönün: 2024 sonunda 35'ten 38'e zıplamıştı dolar; 2025'in ilk yarısında 40'ı aşmıştı. Jeopolitik riskler, seçim sonrası belirsizlikler... Eğer eylül enflasyonu beklenenden yüksek gelirse, TCMB'nin faiz artırım sinyalleri doları daha da azdırır. Tersine, düşük gelirse kısa bir nefes alma fırsatı – ama ekonomistler, "yıl sonu 44'ü aşar" diye uyarıyor.
Bu beklentilerin arkasında yatan dinamikler, ekonomiyi bir labirent gibi sarıyor. Enflasyonun yüzde 30'a demirlenmesi, bütçe açığını genişletecek; doların 44'e oturması ise ithalatı pahalılaştırıp ihracatı zorlayacak. 2025'in sonbaharında, küresel büyüme yavaşlarken Türkiye'nin yüzde 3,5'lik hedefi bile riske giriyor. Piyasa katılımcılarının Temmuz anketinde yıl sonu enflasyon yüzde 29,66'dayken şimdi 30'a çıkması, güven kaybını yansıtıyor. Dolar tahmini ise 43,72'den 43,96'ya sıçramıştı o ankette – şimdi 44'te kilitli. Uzun vadeli projeksiyonlar daha karanlık: 2026'da enflasyon yüzde 21,80'le yumuşasa da, dolar 51,8250'ye koşarsa TL'nin reel değer kaybı yüzde 20'leri bulur. Fitch Ratings gibi ajanslar, 2025 enflasyonunu yüzde 25'te tutsa da, yerel ekonomistler "gerçekçi olalım, 30'u aşarız" diyor. Bu, sadece rakam değil; aile bütçelerinden şirket bilançolarına kadar her şeyi etkiliyor. Gıda fiyatları yüzde 40 artarsa, asgari ücret erir; enerji zamları yüzde 20'yi bulursa, sanayi durur.
Peki, bu fırtınada ne yapılmalı? Ekonomistler net: Portföyleri çeşitlendirin, enflasyona endeksli tahvillere sarılın, ama panik satışlardan kaçının. Eylül verisiyle başlayacak domino etkisi, ekim enflasyonuyla hızlanacak – ve yıl sonuna doğru faizler yüzde 50'lere demir atabilir. Hatırlayın 2022'yi: Enflasyon yüzde 80'lere vururken dolar 18'i geçmişti; o krizden ders çıkardık mı? Kısmen evet, ama 2025'in sürprizleri bitmedi. Ticaret dengesizliği, turizmdeki dalgalanmalar, hatta petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık artış... Hepsi denklemin parçası. Anketteki o yüzde 23,10'luk 12 aylık beklenti, umut ışığı gibi – ama 2026'nın yüzde 21,80'iyle birleşince, uzun soluklu bir mücadele görülüyor. Piyasalar, her ayki TÜİK açıklamasıyla nefesini tutuyor; 3 Ekim, bu oyunun bir sonraki perdesi.
Sonuçta, dolar/TL ve enflasyon beklentilerinin bu yükselişi, sadece bir uyarı değil; bir çağrı. 2025 sonu yüzde 30 enflasyon, 44'lük dolar... Rakamlar soğuk, ama arkasındaki hikaye sıcak – ve biraz da ürkütücü. Ağustos'un yüzde 2,04'lük sıçraması gibi, eylül de bizi şaşırtabilir. Eğer C Endeksi yüzde 32,05'i aşarsa, yıl sonu hedefi yüzde 31,52'ye koşar. Dolar tarafında ise 49'luk 12 aylık tahmin, TCMB'nin rezervleriyle test edilecek. Gelecek mi? Evet, ama yol engebeli. Ekonomistlerin bu revizyonları, "hazırlanın" diyor; biz de kulak verelim. Bu sonbahar, cüzdanlarınızı sıkı tutun – çünkü fırtına tam gaz esiyor, ve rüzgarın yönü her an değişebilir. Heyecan dorukta, değil mi? Veriler konuşacak, biz dinleyeceğiz.