Türkiye siyasetinde son dönemde CHP'ye yönelik büyük bir operasyon etkileri ve arkasında yatan hukuksuzluk iddiaları toplumsal yönetimde üst sıralarda yer almaya devam ediyor. Özellikle İstanbul başta olmak üzere bazı ilçe belediyelerinde yaşanan kayyum atamaları ve kongre iptalleri, eleştirilerin ve tartışmaların odağında bulunuyor. Bu kritik süreçte, hukuk suçu Süheyl Batum'un CHP'ye ilişkin değerlendirmeleri ve yaşanan hukuki sorunlar, Türkiye'nin demokrasi ve hukuk menfaatlerinde gözlerinin önünde seriyor.
Süheyl Batum, CHP'nin içinde bulunduğu durumu “Türkiye artık demokratik bir hukuk devleti değildir” sözleriyle özetliyor. Yargı kararlarının büyük oranda siyasetin etkisi altında alındığına dikkat çekilen programda, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik hukuka aykırı müdahaleler ve yetkilerinin gasp edilmesi ayrıntılı olarak ele alınıyor. Savcıların soruşturma sürecinde yalnızca delillerin toplanması ve iddianamelerin geciktirilmesi, hukuk ilkelerine olan güveni sarsarken, yargıdan bağımsız ve özgürlükçü bir süreç yerine siyasi müdahalelerin öne çıktığına vurgu yapılıyor.
Ayrıca parti içi kongre ve kurultay genişlerine yönelik mahkeme kararlarının usul ve esas bakımından hukuka aykırı olduğu savunuluyor. Siyasal partiler kanunu ile medeni kanun arasındaki farklara dikkat çeken Batum, seçimlerin ve genel kurulların nasıl iyiye yönelik kararların yasal düzenlemelerine rağmen, iptallerinin dayanağı olmadığını belirtiyor. CHP'de yaşanan bu hukuksuzlukların ortaya çıkardığı sonuçlar, sadece parti içi dinamikleri değil, Türkiye'nin genel demokratik rejimini de tehdit ediyor.
Programda ayrıca siyasi partilerin ve demokratik kitlelerin yoğunlaştığı ciddi eleştirilere yöneliliyor. Anayasa Mahkemesi'nin ve diğer yargı organlarının parlamentosunun sorgulandığı programda, bu hükümetin siyasi iktidarın etkisi altında kaldığı ve denetim yapılamadığı ortaya çıktığı ifade ediliyor. Bu durum, yargıdaki güvenlik ve faiz oranlarının daha da derinleştirilmesini sağlıyor.
Batum'un açıklamaları, 2017 referandumundan bu yana Türkiye'deki demokratik hukuk sisteminden giderek uzaklaşmanın çizildiği çiziliyor. CHP üzerindeki bu baskılar, partinin halk nezdindeki oy oranlarında zaman zaman artışa neden olsa da, mevcut hukuksuzluk düzeni bozulduğu sürece uzun vadeli demokratik finansallara zarar verebileceğine işaret ediyor.
Sonuç olarak, CHP'ye karşı yürütülen operasyonların sadece siyasi olmadığı, aynı zamanda hukuki boyutların da analiz edilmesi gerekiyor. Hukukun avantajı ve adil yargılanma özgürlüğünün korunabilmesi için bu kadar geniş bir ulusal ve uluslararası hukuk zemininde dikkatli takip edilmesi gerekiyor. Süheyl Batum'un kritik tespitleri, Türkiye'de hukuk devletinin gidişatının ne olduğu ve CHP'nin bu zorlu sürecin nasıl bir mücadelenin ortaya çıkışı açıkça ortaya çıkıyor.
Bu gelişmeler, Türkiye'nin demokrasi anlayışı ve hukuk devletinin varlığı üzerine önemli bir öneri getiriyor. CHP'nin iç dinamikleri, hukuk mücadelesi ve politik alanda konumu, toplumun ve siyaset çevrelerinin yakından izlemesi gereken kritik bir konu olmaya devam ediyor.