Türkiye siyaset sahnesi, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yeni bir döneme girmişti. Sandıktan çıkan sonuçlar, Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) ülke genelinde birinci parti yaparak, iktidar cephesinde şok etkisi yaratmıştı. Ancak bu zaferin coşkusu henüz dinmemişken, parti koridorlarında yeni bir fırtına patlak verdi. Asliye Hukuk Mahkemelerinin aldığı kongre iptal kararları, tüm dikkatleri yargı ve siyaset arasındaki gerilime çevirdi.
Sarıyer, Tuzla, Bakırköy, Başakşehir ve Ataşehir gibi stratejik ilçelerdeki kongrelerin iptali, partinin olağan kurultay takvimini durdurma girişimi olarak yorumlandı. CHP, bu kararları "tam kanunsuzluk" olarak değerlendirerek Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvurdu. Bu başvuru, siyaset ve hukuk çevrelerinde büyük bir merak uyandırdı. YSK'nın, bir partinin iç işleyişine dair bu kadar kritik bir konuda nasıl bir karar alacağı bilinmezken, geçmişte alınan tartışmalı kararlar akıllara geldi. Özellikle 2019 yerel seçimlerinde İstanbul seçimlerinin iptali ve 2017 referandumunda mühürsüz oyların geçerli sayılması gibi kararlar, YSK'nın siyasi baskı altında olduğu iddialarını yeniden alevlendirmişti.
Ankara’daki kulisler hareketlenirken, CHP'nin tecrübeli isimleri bu durumu sert ifadelerle eleştirdi. O günlerde bazı sosyal medya hesaplarından "YSK, CHP'nin olağanüstü kurultay kararını iptal etti" gibi asılsız iddialar dolaşıma sokulmuştu. Ancak YSK'dan gelen yalanlama, bu manipülasyon girişimlerini boşa çıkardı. Yine de partililerin endişesi dinmiyordu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir yandan partililerine moral verirken bir yandan da yargıdaki bu duruma karşı net bir tavır sergiledi. Parti örgütlerini, "O mahkemenin verdiği hiçbir kararı tanımıyoruz, il başkanımız görevinin başındadır" diyerek direnişe çağıran Özel, hukuki sürecin partiyi yıldırmasına izin vermeyeceklerini ilan etti.
Tüm bu gerilimli bekleyişin ardından, haberin en can alıcı noktasına geliniyor. YSK, olağanüstü toplanarak CHP'nin "tam kanunsuzluk" itirazını ele aldı ve tüm Türkiye'nin merakla beklediği o tarihi kararı verdi. YSK, Sarıyer, Tuzla, Bakırköy, Başakşehir ve Ataşehir'deki ilçe seçim kurullarının aldığı kongre iptal kararlarını oy birliğiyle kaldırdı. Bu karar, söz konusu ilçelerdeki kongrelerin kaldığı yerden devam etmesini sağladı. Ancak YSK, CHP'nin il yönetim kuruluyla ilgili yaptığı itirazı ise reddetti. Bu sonuç, parti içindeki gerginliği bir miktar dindirirken, asıl mücadelenin daha bitmediğini de gösterdi. YSK'nın bu kararı, bir yandan CHP örgütlerinin haklılığını tescillerken, diğer yandan hukuki süreçteki karmaşıklığın ve siyasi müdahalelerin bir yansıması olarak tarihe geçti. Parti, bu kararla birlikte iç dinamiklerini koruma mücadelesini kazanmış oldu.