Türkiye siyasetinin kalbi, son günlerde adeta Ankara’da yaşanan bir hukuk bilmecesine kilitlendi. Ülkenin ana muhalefet partisi, tam da 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yakaladığı ivme ile iktidar yürüyüşünü hızlandırmışken, beklenmedik bir “hukuk darbesi” iddialarıyla sarsıldı. Mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Başkanlığı’na atanan beş kişilik kayyum heyeti, sadece parti koridorlarında değil, tüm Türkiye’de fırtınalar estirdi.

Parti Genel Merkezi’nden yapılan ilk açıklamalarda, bu kararı tanımayacakları ve kayyumu kabul edenlerin "gerçek CHP’li" sayılamayacağı yönündeki sert mesajlar, partideki gerilimi doruğa çıkardı. Özellikle İstanbul’da yaşanan bu gelişme, akıllara "Genel Başkan Özgür Özel, partiyi mahkeme kararlarıyla dizayn etmek isteyenlere karşı nasıl bir duruş sergileyecek?" sorusunu getirdi. Partinin 81 il başkanı tek yürek olup Ankara’da toplandı ve ortak bir metinle “Kayyum kararını tanımayacağız” resti çekti. Bu birliktelik, partideki iç çatışma iddialarını bir süreliğine gölgeledi.

Siyasi kulislerde yankılanan ve gündeme bomba gibi düşen bir iddia, gerginliği daha da artırdı. İstanbul İl Yönetimi’ne atanan kayyum heyetinde yer alan isimlerden Gürsel Tekin’in, parti binasına tek başına gitmeyeceği, eski il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da kendisine eşlik edeceği konuşuluyordu. Bu iddialar, sosyal medya platformlarında hızla yayıldı. Ancak Kaftancıoğlu’nun yakın çevresinden yapılan açıklamalar, bu söylentilerin gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu. Kaftancıoğlu’nun, ailesiyle ilgili özel bir durum nedeniyle İstanbul dışında olduğu belirtildi.

Hukukçular ve siyaset uzmanları, bu sürecin aslında bir "yargı darbesi" olduğunu ve amacının, halk nezdinde giderek güçlenen CHP’yi iç kargaşaya sürüklemek olduğunu belirtiyor. Mart seçimlerinden sonra yüzde 30’un üzerinde oy alarak iktidarın en ciddi rakibi haline gelen partinin, şimdi iktidar eliyle dizayn edilmeye çalışıldığı öne sürüldü. Partinin lideri Özgür Özel’in, “Güle oynaya iktidarı teslim etmeyecekleri belliydi ama ne bir adım geri atacağız, ne bir kelime eksik söyleyeceğiz” diyerek bu duruma karşı net bir tavır sergilemesi, partililere moral verdi.

Gürsel Tekin'in Özgür Özel'e Lanetli Ayrılık Çıkışı
Gürsel Tekin'in Özgür Özel'e Lanetli Ayrılık Çıkışı
İçeriği Görüntüle

Ancak makalenin asıl can alıcı noktası, tüm bu kaosun ortasında yaşanan ve kimsenin beklemediği bir gelişmeydi. Kayyum heyetine atanan ve partinin ihraç talebiyle karşı karşıya kalan isimlerden Hasan Babacan, sessizliğini bozdu. Hem Genel Merkez’i hem de partilileri şaşkına çeviren bir açıklama yapan Babacan, bu görevden çekildiğini duyurdu. Partisinin bu süreci birlik ve beraberlik içinde atlatması gerektiğini vurgulayan Babacan’ın bu kararı, parti yönetimini adeta rahatlattı. Yaşanan bu flaş gelişmenin hemen ardından, CHP Merkez Yönetim Kurulu, Babacan hakkındaki ihraç talebini geri çektiğini açıkladı.

Bu son dakika hamlesi, CHP’de kopma noktasına gelen gerilimi bir anda dindirdi ve partinin, hukuksuzluk olarak gördüğü bu duruma karşı birleşebileceğinin sinyalini verdi. Her ne kadar parti, bu zorlu süreci atlatmış olsa da, yaşananlar Türkiye’de siyasetin ve adaletin ne kadar kırılgan bir zeminde olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Artık tüm gözler, parti içi birlikteliği güçlendirme çağrılarına ve önümüzdeki dönemde yaşanacak yeni gelişmelere çevrilmiş durumda.